Dirty Dream

5-[Mühürlenirsek Ölürüz]

İyi okumalar dilerim
👉🏻❤️👈🏻
_______

"Şhh, özür dileme. Şimdi istediğini yapacağım ve sen buna çok pişman olacaksın"

"Ne demek b-" Cümlem bitmeden sivri alfa dişleri boynuma saplanmıştı.

Gözlerim arkaya kaymış ve kollarımla tutunacak bir yer aramıştım dişlerini mühürü tamamlayacak kısmı değdirmiyordu.

Benim sadece acı çekmemi sağlıyordu.

Dayanamamış ve ellerimi kollarına sararak kendimi yere doğru bırakmıştım. Kolları, belimi hızlıca sararak yere düşmemi engellemişti. Dişlerini sonunda boynumdan ayırmış ve kanlı dudaklarını yalamıştı. Gözlerim neredeyse kapanacak ve bir daha açılmayacak gibi kararıyordu.

Kurtların için en önemli şey mühürkenmektir. Mühürlü olmayan kurtların mühür yerlerine yapılan en ufak baskı bile zarar verebiliyordu. Biz Jungkook ile ruhlarımızı birbirine bağlamıştık ve ben ne hissedersem o da hissediyordu. Canımı acıttığı kadae kendisi de acı çekiyordu. Üstüne mührü tamamlamadığı için diş ağzından birden kan gelmişti. Küfür ederek hızlıca banyoya kaçmış ve kapıyı çarpmıştı.

Aptal resmen kendi mezarını kazmıştı.

Amacı bana acı çektirmekken acı çeken kendisi olmuştu. Bende sadece ısırık yeri sızlıyordu.

Normal mühür acı vermemesi için genellikle seks sırasında yapılır. Çünkü zevk daha baskın geldiği için mührün sızısına kurtlar odaklanamıyordu. Jungkook durduk yere ısırdığı için çok fazla etkilenmiştim.

Yerimde doğrulmuş ve hala banyodan çıkmayan Jungkook'u sikime takmayarak zorla odadan çıkmış ve kendi odama geçmiştim bugün bu odada ki son günümdü. Çıkış yapmam ve Kore'ye dönmem gerekti ama dönemezdim. Hala tamamlamam gereken bir olay vardı.

Tek sorun Japonya'da kalacak paramın olmayışıydı.

Derin bir nefes almış ve banyoya girerek sızlayan boynumu yıkamış ve dolapta duran batikonu  boynuma sürmüş ve yara bandı ile yarayı kapatmıştım.

Yüzüm sap sarı olmuştu. Çok fazla bitkin hissediyordum ama yapacak bir şeyimde yoktu gerizekalı kendi yapmış ve kendisi bulmuştu.

Yatağa uzanmış ve bitkinlikle uykuya dalmıştım.

_____

"Bakın ne dilinizi biliyorum ne de dediklerinizi anlıyorum o yüzden korece bilen birisini bulun lütfen" Ağlamaklı sesimle konuşmuş ve yarım saattir anlatmaya çalıştığım şeyi tekrar söylemiştim.

Otelin çevirmeni trafiğe kaldığı için henüz ortada yokmuş ve ben korece bilmeyen ingiliz bir adama uyuya kaldığımı anlatmaya çalışıyordum.

Odamın çıkış saattini aşalı tam beş saat olduğu için beş saattir benim odadan çıkmamı bekliyorlarmış ve en sonunda da kapıyı açmışlar.

Öğlen vakti odamın güvenlikler tarafından açılması ile gözümü açmıştım. Bok gibi bir öğlendi korku ile uyandığım için hala başım ağrıyordu. Ve başımda anlamadığım bir dilde konuşan insanlar yüzünden migrenim tutmuştu.