9. İlk Öpücük

9.9K 106 5
                                    

Dünkü konuşmamızdan beri Garen'in dedikleri aklımdan çıkmıyordu. Nasıl bir sürpriz hazırladı acaba bana? Elimde olmadan büyük bir heyecana kapılıyordum. Geçen gün yaşadıklarımız aklıma geldiğinde yüzümü buruşturdum. Utançtan yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum.

Kulüpte giydiğim kıyafetlerimin olduğu çantayı aldım ve son bir kez aynaya bakarak evden çıktım. Garen'i göreceğimi bildiğim için bugün makyajımı özenerek yapmıştım. İçten içe beni beğenmesini istiyordum.

Kulübe geldiğimde üzerimi değiştirmek için soyunma odasına giderken arkamdan birinin koşarak yanıma geldiğini fark ettim.

"Ahsen Hanım!"

Sesin sahibine döndüğümde daha önce görmediğim biri karşımda duruyordu. Üzerindeki kıyafetten burada çalıştığını anlamıştım. "Lütfen beni takip edin." Ne olduğunu anlayamadan birkaç saniye adamın yüzüne baktım. Eliyle yolu işaret ettiğinde adamı daha fazla oyalamamak için gösterdiği yöne doğru yürümeye başladım. Üst kata çıkan merdivenlerin önüne geldiğimizde "Merdivenlerden çıktıktan sonra koridoru takip ederek 9 numaralı kapıya gidin." dedi ve yanımdan ayrıldı.

Üst kata daha önce hiç çıkmamıştım, ama orda özel odalar olduğunu biliyordum. Üzerime sinen gerginlikle basamakları tırmanmaya başladım. Aşağıdaki müziğin gürültüsü üst kata ulaşmıyordu, loş koridora ölüm sessizliği hakimdi. 9 numaralı kapıyı bulmak için koridor boyunca ilerledim. Sonunda sağ tarafımda neon kırmızı tabeladaki 9 rakamını görünce durdum ve derin bir nefes aldım. İçerde beni neyin beklediğini bilmiyordum. Ürkek hareketlerle kapı kolunu kavradım ve kapıyı aralayarak odaya bir bakış attım. İçerde kimse görünmüyordu. Odaya girdim ve arkamdan kapıyı kapattım. Geniş odanın ortasında kocaman, kırmızı saten çarşaflarla donatılmış bir yatak vardı. Yatağın yan tarafında da koyu renkli kocaman bir ayna vardı.

Yatağın üzerinde beni beklediklerini tahmin ettiğim kutulara doğru yöneldim. İlk önce diğerine göre daha büyük olan kutuyu açtım. İçinde tamamen gri taşlardan oluşan ve harika gözüken bir elbise vardı. Elbiseyi kutudan çıkarıp yatağa bıraktığım sırada yere bir şey düştüğünü fark ettim. Küçük bir not kağıdıydı bu. Üzerinde "Seni her zamanki locada bekliyorum." yazıyordu. Yüzüme yayılan gülümsemeyi engelleyemeyerek diğer kutuyu açmak için ona yöneldim. Onda da elbiseyle uyumlu siyah, üzerinde parıltılı taşlar olan bilekten bağlamalı bir topuklu ayakkabı vardı.

Hemen üzerimdeki kıyafetleri çıkardım ve elbiseyi elime alarak üzerime doğru tuttum. O sırada elbisenin yan tarafındaki derin yırtmacı fark ettim. Fazla cesur bir yırtmaçtı. Garen'in böyle bir elbise seçmesi beni şaşırtmadı. Aklıma gelen detayla birden suratım düştü. Üzerimdeki iç çamaşırlar bu elbise için uygun değildi ki!

Sütyenimi çıkartıp çantama koydum ve ardından hızlıca üzerime elbiseyi geçirdim. Kalçamdan başlayıp elbisenin eteklerine kadar ulaşan bir yırtmaç olduğu için külotum olduğu gibi ortadaydı. Bu şekilde bu elbiseyi giyemezdim, ama kendi salaş kıyafetlerimle de Garen'in yanına gitmek istemiyordum. Mecbur külotumu çıkardım ve onu da çantama diğer kıyafetlerimle beraber koydum. Fazla rahat hissetmiyordum ama diğer türlü de aşağı inemezdim. Hızlıca ayakkabıları da giydim ve aynadan kendime göz gezdirdim. Aslında elbisenin cesur dekolteleri vücudumu çok güzel göstermişti. Aşağı inmeye sabırsızlandığım için daha fazla oyalanmadan odadan çıktım.

 Aşağı inmeye sabırsızlandığım için daha fazla oyalanmadan odadan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşkın Ateşi | Texting (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin