27- Çilek ve Dövme

127 2 0
                                    

Bölüm şarkısı: Boş gemiler - Yüzyüzeyken Konuşuruz🎵

Bölüm şarkısı: Boş gemiler - Yüzyüzeyken Konuşuruz🎵

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sabah

Sabah uyandığımda bembeyaz bir yatakta, bembeyaz bir odadaydım. Benim odam olmadığı çok belliydi, Çağlar'ın odasıydı.

Sol tarafıma döndüm. Çağlar yoktu. Gözlerimi ovdum, tekrar baktım. Hâlâ yoktu. Kalktım ve yatağa oturdum. Gözüm komidinin üstüne takıldı. Resimlere...

Tam kalkacakken üstüme baktım, böyle kalkamazdım. Hemen Çağlar'ın tarafına uzandım, kalktıktan hemen sonra mutlaka başucuna tişört koyardı, tişörtü alıp giydim ve hızlıca kalkıp komidinin yanına gittim. Fotoğraflara baktım. İkimizin fotoğraflarıydı.

Gülümsedim ve bakmaya devam ettim. Yüzümdeki gülümsemeyle kapıyı açıp aşağı indim. Çağlar -tabii ki her zamanki gibi- çıplaktı. Çıplaktı derken altı vardı tabi ama üstü yoktu. Önüne açtığı laptopından video izleyerek çilekli bir şeyler yapıyordu. Daha doğrusu yapmaya çalışıyordu.

"Ablacım iyi hoş çilek koy diyorsun da nereye koyacağız!" dediğinde sessizce güldüm.

"Hay delirtecek bu beni. Yemesi kolaysa yapması da kolay olsun işte ne bu eziyet!" dedi sinirle.

Ben hâlâ onun bu haline gülüyordum. Ama siz de bir düşünün koskoca futbolcu Çağlar Söyüncü burada sevgilisine pasta hazırlıyordu. İronik.

"Çilek ne ayrıca ya. Bir insanın en sevdiği meyve karpuz dururken nasıl çilek olabilir ki?"

"Karpuzdu..." dedim yanına giderek.

Hemen şaşkınlıkla bana döndü.

"Karpuz mu?" dedi.

"Evet. Ama sonra ondan nefret etmeye başladım."

"Niye?"

"Boşver şimdi çok uzun hikayesi var. Kafan şişer. Hem sen çilekli pastayı kime yapıyorsun bakalım?" dedim gülerek.

Elindeki bıçağı bıraktı ve bana doğru geldi. Elimi tuttu. Gözlerime baktı.

"Birincisi, sen bir şey anlatırken benim asla kafam şişmez. İkincisi, uzun da olsa ben senin anlattığın her şeyi dinlerim," dedi gülerek "anlat şimdi."

Derin nefes aldım.

"Tamam... ben küçükken babam ve benim en sevdiğimiz meyve karpuzdu. Onu hep birlikte yerdik. Hatta birimiz yokken yediğinde diğeri küserdi." dedim ağlamamak için gülmeye çalışırken.

"Ve ben o zamanlar babama söz vermiştim sen yokken asla yemeyeceğim diye... ve babam..." dedim gözyaşlarımı silerken "öldükten sonra... ben asla karpuz yemedim." dedim.

Gözlerime baktı ve sarıldı. Sonra tam bir şey söyleyecekti ki konunun daha fazla uzamaması için hemen araya girdim.

"Pasta kime?"

Kahve Damlaları 2| Çağlar SöyüncüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin