8: Oturup tatlı yemezsem üçünüzü de döverek ağlatacağım, manyak herifler

1.5K 260 217
                                    

"Benim ne işim var orada oğlum? Yürü git." dedi Changbin kapısına dikilen arkadaşına bakarken.

"Changbin lütfen ya. Felix benden utangaç, Jisung şapşalın teki, Chan desen beceremez lafı çevirmeyi, sen gel işte lütfen. Utanıyorum oğlum." dedi Seungmin inatla.

"Kardeş bana ne? Ben mi dedim çocuğu yemeğe çıkar diye." dediğinde Seungmin arkadaşına dudak büzerek baktı.

"Aşk olsun."

"Aç koynuna kuş konsun."

"Ya konmasına yardım etmiyorsun ki!" dedi Seungmin. "Changbin, hadi."

"Ya, bi siktir git başımdan. Jeongin'den mi hoşlanıyorsun neden randevuya çağırdın ve bu kadar heyecanlısın?"

"Belki, bilmiyorum. Onunla konuşunca gülesim geliyor hep." dedi Seungmin. Genelde dürüst bir insandı ve duygularını arkadaşlarına söylerken çekinmezdi, şimdi de olduğu gibi.

"Ya abisi, ben ne yapacağım orada?"

"Ya gel işte, sohbet edersin bizimle. Lütfen." dediğinde Changbin oflayarak kapıyı tamamen açtı. "Gir içeri giyineyim, salak." dediğinde Seungmin zafer sırıtışıyla Jeongin'e yazmıştı.

Telefonu titreyen Jeongin ise hala arkadaşını ikna etmeye çalışıyordu.

"Hyunjin'le git." dedi Minho bıkkınca.

"Gidemem, o yanımdayken çok geriliyorum flört edemem." dediğinde Minho göz devirdi.

"Jeongin, çocuk seni çağırmış. Seni ve bir arkadaşını değil. Randevuya çağırdığım biri yanında yakın arkadaşıyla gelse bayağı moralim bozulurdu." dediğinde Jeongin dudak büzdü.

"İyi, ben hiç aşık olmayayım, hiç sevgilim olmasın öyle, hiç mutlu da olmayayım. Sap doğdum sap öleyim, yalnız kalayım, gençlik aşkı falan yaşamayayım hiç, ilk defa birinden hoşlandım onunla da önüme taş koyun. Ne yapayım, eve döneyim. Çok utanırım konuşamam, çok rezil olacağıma gitmeyip evde ağlayayım. Hyunjin sorunca da anlatamam, abim sonuçta, kızarsa çok üzülürüm." diyerek ajitasyonun dibini sıyırdığında Minho şok olmuş bir ifadeyle arkadaşına baktı.

"İki dakikada Dostoyevski karamsarlığında kendine psikolojik şiddet uyguladın Jeongin." dediğinde Jeongin omuz silkmişti. "Gelmiyor musun? Kesin mi? Eve dönüyorum o zaman." dediğinde Minho derin bir nefes alıp arkadaşına güldü.

"Geliyorum, tamam. İlk defa birinden hoşlandın, yardım edeceğim." dediğinde Jeongin gülümsemiş ve Seungmin'e mesaj atmıştı. Seungmin yola çıktıklarını söylediğinde Jeongin de birazdan çıkacaklarını yazmış ve Minho'yu beklemeye başlamıştı.

İkisi hazırlanıp evden çıkarken Jeongin büyüğünün sürdüğü motora binmiş ve ona sarılmıştı. Kısa sürede mekana geldiklerinde Jeongin Seungmin'in motorunu tanımış ve arkadaşının koluna girip onunla beraber yukarı çıkmıştı. Seungmin'i gördükten sonra koşarak arkadaşına gitmiş, Minho ve Changbin'in karşılaşmasını sessizce izlemişlerdi.

"Jeongin, haberin var mıydı? Yalan söylersen bir daha asla sana güvenmem." dediğinde Seungmin araya girdi.

"Şimdi, siz, kızacaksınız biliyorum. Bu yüzden kim biliyordu kim bilmiyordu diye tartışmadan, oturup yemek sipariş edelim. Pardon, bakar mısınız?" dediğinde Changbin arkadaşının belini çimdiklemişti.

Seungmin geri çekilirken Minho ve Changbin sessizce otururken Jeongin kaşla gözle karşısındaki Seungmin'le anlaşmaya çalışırken Seungmin ikisine baktı.

"Bence..." dedi yavaşça. "Birbirinizi öldürecek gibi bakacağınıza aranızdaki meseleyi halledin. İkiniz de günlerdir ruh gibi geziyorsunuz, iştahsızlık yaşıyorsunuz, sen hastalanmışsın Minho, Changbin de çöktü bayağı... Biriniz özür dilemeye biriniz affetmeye korkuyorsunuz. Tüm kozları paylaşın." derken gelen garsonu gördü. "Özel konuşmak isterseniz başka masaya geçelim biz." dediğinde Minho sert bir bakış atmıştı Seungmin'e. Haklı olması ve tüm duyguları görüyor olması sinirini bozmuştu.

Seul Erkek Lisesi/ Operasyon (Seungin)Where stories live. Discover now