21-)

947 95 52
                                    

Jeongin

Niyahetinde uzun uğraşlar sonucu kamp yapacağımız alana gelmiş ve birlikte çadırlarımızı kurarak kurduğumuz ateşin etrafında çember oluşturmuştuk. Şimdi de marshmallow'larımızı ısıtarak keyifle yiyorduk.

"Sınavlar başlamadan önceki son rahatlığımız... " Minho derin bir iç çekmiş ve çubuğuna marshmallow koymuştu.

"Malesef öyle... Sınavlar başlamadan bölümümü değiştirebilseydim iyi olacaktı." Felix yanaklarını şişirip bıkkınlıkla bir nefes vermiş ve kafasını sevgilisinin omzuna koymuştu.

"Merak etme Felix, ikinci dönem eminim kesin geçiş yaparsın." Felix'i yanıtlamış ve kızaran marshmallow'umdan bir ısırık alıp ben de kafamı Hyunjin'e yaslamıştım. "Gidersen yalnız kalacağım sınıfta ama... Sorun değil."

"YAAA! BÖYLE DERSEN NASIL GİDERİM?!" Felix hemen ayağa kalkmış ve üzgün bakışlarını bana yollamıştı.

"Lan mallar, tenefüs denilen bir şey var buluşuruz işte hepimiz." Jisung göz devirmiş ve bacağını diğerinin üstüne atmıştı. "Mis gibi olur işte. Hem benim de sınıfta arkadaşım yok ama her tenefüs sizinle buluşuyorum bir sıkıntı da olmuyor."

Jisung haklıydı ama yine de Felix ile olan ders arası sohbetlerimizi özleyecektim.

"Hadi biraz soju içelim." Hyunjin ayağa kalkmış ve çadırın yanına koyduğumuz poşetlerden birkaç soju şişesi çıkararak yanımıza gelmişti. Herkese şişeyi dağıttığında ben uzattığı şişeyi almamış ve bugünlük içmemeye karar vererek marshmallow'umun tadını çıkarmıştım.

Sarhoş olup bu ânı unutmak istemiyordum.

"Bugün neredeyse bir paketi bitirdin. Çok mu seviyorsun marshmallow?"

Hyunjin'in sorduğu soruyla ona dönmüş ve bir çubuğumdaki marshmallow'a bir de Hyunjin'e bakarak gülmüştüm. "Bilmiyorum. Canım çok çekti açıkçası."

Hyunjin anlarcasına kafa sallamış ve sojusundan bir yudum almıştı.

Herkes kendi sevgilisiyle ilgileniyordu. Açıkçası ortam güzeldi ama buraya birlikte vakit geçirmek için gelmiştik. "Hadi herkes şu zamana kadar herkesten sakladığı bir sır söylesin." konuşmamla diğerlerinin dikkatini çekmeyi başarmış ve gülümsemiştim. "Sırayla gidelim. Önce Minho sonra Jisung, Felix, Chan, ben ve Hyunjin olarak gidecek." heyecanla Minho'ya dönmüş ve "Başla." demiştim.

"Mmm... Aslında... Biliyorsunuz geçen sene malın biri gidip yangın düğmesine basmıştı ve tüm okulu telaşa sokmuştu."

"Evet?" Jisung tek kaşını kaldırmış Minho'ya bakıyordu.

"Aslında o mal bendim." Minho'nun bu itirafına ben dahil herkes şaşırmıştı çünkü geçen seneden beri bu olayı yapan kişi henüz bulunamamıştı ve o gün herkesi gereksiz bir telaş içine sokmuştu.

"Nasıl o düğmeye basmayı becerdin aşkım?" Jisung hayretle Minho'ya bakıyordu. "Bir orospu çocuğula kavga ediyordum ve beni oraya doğru ittiğinde sırtım oraya çarptı sonrasında olan oldu işte. İyi saklamayı becerdim ama." gururla gülümsemiş ve sojusunu yudumlayıp sevgilisine dönmüştü. "Sıra sende."

Jisung önüne dönüp biraz düşünmüş ve bir şey bulduğunda ise sırtını dikleştirip bize bakmıştı. "Bir keresi Minho'nun evine gece kalmaya gitmiştim. Güzel bir gece geçirmiştik ve ben sonrasında üstüme rahat bir şeyler giymek istemiştim. Durum böyle olunca Minho dolabından bir kıyafet alıp bana vermişti. Gece o kıyafetle yattıktan sonra sabah lavabo için kalkmaya gittiğimde Minho'nun verdiği tişört kapıya takılmıştı ve ben de sabah o sinirle çekiştirirken tişörtü yırttım... " Jisung Minho'ya dönmüş ve çizmeli kedi bakışı atmıştı. "... Özür dilerim suçu kedilerinin üstüne attım... Ama biliyorsun daha yeni flört ediyorduk ve seni çok elde etmek istiyordum bu yüzden gözündeki imajımı bozmak istemedim."

love is you - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin