8 - Seni sevmem aptallık değil.

604 123 139
                                    

Bu bölüm şiddet unsuru içeriyor. Şiddet içeren bölümü yazmaya başladığım yerde uyarı koydum zaten, oraya varınca görürsünüz.

Jungkook

Taehyung yanımda.

Onun kırgın nefeslerini duyabiliyorum.

Yavaşça bedenimi ona çeviriyorum. Kaç gecedir uyumuyorum. Uyuduğuna emin olmak için bir süre hareket etmiyorum. Kış ayında olmamızdan dolayı güneş çok geç doğacak, ancak benim güneşim 18 yıl önce doğdu.

"Taehyung."

Ona seslendiğimde bana bir tepki vermiyor. Yanımda uyumaya devam ediyor. Yatağım 3 ayın etkisiyle ikimizin kokusunu taşımaya başlamış. Papatya ve Kardelen kokusu.

Derince soluyorum her şeyimi paylaştığım bedenin şerbetten tatlı kokusunu. Saçları iyice uzamış. Bunları kesmesini söylemek istiyorum ona, ancak konuşamıyorum.

Elimi omzuna yerleştiriyorum, omzundan ağır ağır koluna kaydırıyorum. Beynimde bir sürü müzik çalıyor, hiçbir şey algılayamıyorum. Bütün müzik sesleri birbirine karışmış.

İlaç kullanmama rağmen durumum kötüye gidiyor. Taehyung'u her gördüğümde reddediyorum bana yaptığını. Gerçekliğimi reddediyorum.

Yataktan yavaşça kalkıyorum Taehyung'un güzel saçlarına bir buse bıraktıktan hemen sonra. Şimdi gitmem gerekiyor.

Üstüme giymek için bir kazak alıyorum. Doktorumdan azar yiyesim yok bugün, özellikle bu sabah Taehyung bu kadar güzelken.

Sıkı giysileri üstüme geçirişim sona erdiğinde cebimden telefonumu çıkarıyorum. Taehyung'un bugünkü görüntüsünü saklamak için küçük bir resim çekiyorum.

Galerime kaydolan bu resmi notlar kısmına atıyorum.

"Psikoloğuma gitmeden önce Taehyung'un fotoğrafını çektim. Bu sabah böyle görünüyor.
_fotoğraf dosyası_
Yine çok güzel görünüyor. Taehyung gerçekten gerçek. O bir rüya değil. Şimdiyse psikolog randevuma gidiyorum."

Özellikle erken saatlerde aldığım randevuya yetişmek için çıktım odadan. Kimseye belli etmeden çıkıyor, güneş doğmaya yakınken geri dönüyordum. Jimin'in bildiğinin farkındaydım. Sadece safa yatıyordu o.

Taehyung

Karşımda bir yüzük vardı. Bir de evlenme teklifi. İkimiz de umutlu gözlerle birbirimize bakıyorduk. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Karşımdaki yüz benden bir cevap bekliyordu sadece.

"Şimdi evlenmeyeceğiz." sözlerimle kafasını onaylarcasına salladı. Yüzük ikimizin arasında, masada duruyordu.

"Biliyorum. Şu an evlenemeyiz zaten. Bunun farkında olman beni mutlu etti." bana karşılık verdiğinde memnun olmuştum. Saçlarını okşadım.

"Ancak evleneceğiz, bebeğim." Gözleri ışıldadı. Benimkiler de ışıldıyor olmalıydı.

Gökyüzündeki tüm yıldızları çalmıştı karşımdaki narin beden, hepsini gözlerine hapsetmişti.

Bu gecenin ışığını o veriyordu.

Birden kapı sesiyle sıçradım yerimde. Kalkamadım, ancak bir süre bekledim. Jungkook yanımda yoktu, evde de hiçbir hareketlilik sezememiştim. Bu sessizlik benim uykuya tekrar dalmama neden olmak üzereydi.

Uykum öylesine ağır gelmişti ki kıpırdanamıyordum bile. Şu sıralar uyanıkken sürekli saçma saçma anılar hatırlıyordum. Kendimi yavaş yavaş tanıyordum ve tanıdığım kadarıyla bel altı düşkününün tekiydim.

Koparılmış Papatya. | taekook.Where stories live. Discover now