5

811 60 103
                                    

Hoseok'un Army'ler ile çekildiği fotoyu gördükçe ağlamam normal mi..?

~

"Sevgilim geliyormuş Jimin. Git diyorum."

Kaşlarını çattı Jimin. Sevgilisi varmış.. Madem sevgilisi vardı, bunu en başından söylemeliydi.

"Üst kata çık-"

"Sana çık git dedim!"

Jimin dolan gözlerini umursamadı. Sakin olmalıydı. Ama kalamıyordu işte.Yutkundu ve ardından elini yıkadı. Jungkook'a dolu gözlerle baktı. Umut dolu gözleriyle bakıyordu.. Ama o bakışlar, Jungkook'un gözlerine baktıktan sonra yok oldu.

Jungkook farklı bakıyordu. Bu bakışlar yüzünden.. kendini iğrenç hissetti.

"Ocağın altını.. ben gittikten sonra kapat. Daha sonra servis tabağına al. Sevgilinle yersin."

Yutkundu. İçeriye doğru hızlı adımlarla yürüdü. Banyoya girdi ardından.

Alışveriş yapmaya gitmeden önce giydiği hırkayı yanına aldı. Ve kapıyı çarparak, evden ayrıldı.

Çıktığı an, tek bir göz yaşı aktı. Daha sonra.. gözünden bir daha da, göz yaşı akmadı.

Jungkook yüzündendi bu.. ağlamaya alıştığı içindi. Artık ağlamıyordu. Ağlayamıyordu. Nedeni zaten belli.

Etrafına baktı. Hava kararmaya başlamıştı ve o dışarı da kalmıştı. Vicdansız Jungkook..

Nereye gidebilirdi?

"Ah cidden.. senden nefret ediyorum Jeon Jungkook."

Bu cümlesine kahkaha attı. Ve sinra da aklına, önceden okuduğu bir söz geldi..

'Çok sevme nefret edersin, nefret etme çok seversin.'

Kendine küfürler ederek, yürümeye başladı. Yola çıkana kadar yürümeye devam etti. Önüne gelen taşları itiyor, yanından geçenlere çarpıp duruyordu.

Dayak yememek adına, buna bir son verdi.

Yola çıktı en sonunda. Ama neden çıktığını bile bilmediği için, yakında ki durağa yürüdü ve oturdu. Geceyi burada geçirirse.. ölme ihtimali yükselirdi.

Başka bir seçeneği olmadığı için şimdilik oturmaya devam etmeliydi.

"Ah.. senden gerçekten ama gerçekten nefret ediyorum Jungkook."

Gökyüzüne baktı. Yağmur yağacaktı. Hatta hafiften bir şekilde atıştırmaya başlamıştı. En sevdiğiydi, yağmurlu hava. Yağmurlu bir hava da dışarıya çıkmayı hep çok istemişti.

Jimin bekledi.

Yağmur hızlandıkça, etrafta koşuşturan insanlar artıyordu. Güldü. Her şey komik geliyordu şuan, nedensiz bir şekilde.

Gözleri, karşı durakta oturan kişiye takıldı. Alışveriş yaparken, ona çarpan kişiye benziyordu.

Şapkası.. maskesi.. ayrıca saçları. O gün, o uzaklaşırken şapkasının altında ki saçlarını görmüştü. Kısa olan saçlarını şapka ile saklıyordu. Ama Jimin gördü onun saçlarını. Küt kesim saçları sarıydı..

"Kore küçük bir yer.. normal bir şey bu."

Kendi kendine söylendikten sonra, o kadına tekrardan baktı. O da ona bakıyordu..

^^

Jimin gittikten hemen sonra, onun dediğini yapıp ocağın altını kapattı. Daha sonra yemeğe baktı.

Shifting || JikookWhere stories live. Discover now