30 days || jenlisa

day 3

geç saatte attığım bölüm için üzgünüm fakat sizi bölümsüz bırakmak istemedim, zaten dün bölüm atamadım :((( iyi okumalar <33

.

"resmen date ayarlamışsınız!" diye heyecanla nefes aldı rosé. lisa onun çığlık atmasını engellemeye çalışarak, "evet. teknik olarak. ama sessiz olursan ve tüm okul öğrenmese daha iyi olabilir."

"tamam, sakinim." dedi rosé.

"bu müthiş bir şey lisa. hadi bakalım, nasıl geçecek?" dedi jisoo. "heyecandan derse odaklanabilirsen tabii."

"hayır," dedi lisa. "merak etmeyin. gayet sakinim. aşırı sakinim." yalandı. heyecandan yerinde duramıyordu. "bir de saat hiç geçmiyor bugün bana inat. patlayacağım."

"hem sakinim diyor hem de bunu diyor," diyip gözlerini devirdi jisoo.

lisa çıkışa kadar tüm gününü gözünü saatten ayırmayarak geçirdi.

♡ ♡ ♡ ♡

pekala, işte. çıkış vakti gelmişti. lisa heyecandan titreyen elleriyle dolabına gitti. yanına ne almalıydı ki? boş bir defter ve matematik kitabını kolunun altına alarak kütüphaneye ilerledi. içeriye girdiğinde kenar masada oturan jennie'yi gördü.

"ah, kusura bakma. beklettim mi? yani, elimden geldiğince hızlı gelmeye çalıştım ama," dedi mahcup bir şekilde.

"hayır, daha yeni geldim ben de zaten. yani ders biteli beş dakika falan oldu sonuçta uçmanı beklemiyorum." jennie'nin bu şakasına ikisi de kıkırdadı. lisa jennie'ye ufak şakalar yaptığı için minnettardı. çünkü gergindi. ve bunun hissedilmesini istemiyordu.

"hah, iyi o zaman. ben sadece matematik kitabım ve defterimi getirdim ama.."

"sorun değil, onlar yeterli zaten. biraz konu çalışırız. vakit kalırsa benim yanımda kolay bir soru bankası var zaten, oradan birkaç soru bakabiliriz," dedi jennie.

"şimdiden çok iyi bir öğretmensin," dedi lisa ve jennie'nin yanına oturdu.

"teşekkür ederim, öğrencim iyi olduğu içindir." tekrar gülüştüler. "hangi konuya bakalım bugün? yani istersen genel sınav konularına bakabiliriz, istersen özellikle takıldığın bir konu varsa ona yoğunlaşırım."

lisa düşündü. "polinomlara bakmak iyi olabilir, genel bir tekrardan daha iyi olur çünkü çok bilgi birikimim olduğunu söyleyemem."

"tamamdır, polinomlar o zaman. anlatacağım, sonra birlikte soruları çözeriz."

ardından derse başladılar. ve lisa ömründe ilk kez matematiği anladığını hissetti. cidden, jennie müthiş bir öğretmendi ve onun sayesinde matematikten geçmek hayal olmayabilirdi.

jennie, iyi yapmadığın tek bir şey var mı? diye içinden geçirdi lisa. 

bir buçuk saatlik bir dersin ardından jennie'nin verdiği tüm soruları doğru bir şekilde çözen lisa, kendiyle gurur duyuyordu. ayrıca o bir  buçuk saat o kadar hızlı geçmişti ki, on dakika gibi hissettirmişti.

"sanırım bu günlük bu kadar yeter," diyerek kitabı kapattı jennie. "sorulardan da anladığım kadarıyla hiç de fena geçmedi."

"evet,  bu yıl belki de ilk kez bu konudan soruları çözebildim, cidden bu kadar beklemiyordum. teşekkür ederim, jennie."

"asıl ben teşekkür ederim, ben de çalışmış oluyorum sana anlatırken." yavaşça toplanmaya başladıklarında lisa sordu, "senin için sorun değilse, sınav vaktine kadar devam etsek olur mu yani?"

"tabii ki de," dedi jennie gülümseyerek. "ücretim fazladır ama." aniden ciddileştiğinde lisa korktu.

"ah, tabii pardon hiç sormadım benim kabalığım. özel ders için ders başı ya da saat başı, ne kadar ödemem lazım? anlaşalım ilk dersten." lisa cidden işim para kısmını hiç konuşmadığı için çok kötü hissetti, kızın hayrına ders verecek hali yoktu ya.

fakat lisa bunu dediğinde jennie gülmeye başladı. lisa şaşkınlıkıla, "ne oldu?" diye sordu.

"kızım saçmalama, takılıyorum sana. ne ücreti isteyeceğim ya altı üstü iki saat matematik anlatıyorum şurda. sınavdan geçer bir not al da sana gururla, bu benim öğrencim diyebileyim yeter. alamazsan bile canın sağolsun, beni dinlesen yeter."

lisa jennie'yi kesinlikle daha ciddi birisi olarak hayal etmişti fakat dersin başından beri yaptığı şakalar durumun aksi olduğunu gösteriyordu ve bu durum lisa'yı çok mutlu ediyordu.

kütüphaneden çıkıp vedalaştıklarında, lisa o gün eve yüzünde kocaman bir gülümsemeyle yürüdü.