otuz bir

4.4K 284 36
                                    


çarşamba
18.29


emirhan, ne alp'in annesinin ne babasının yüzüne bakamamıştı utancından. annesi, emirhan'ın iyi bir psikolojide olmadığını bildiği için alttan alıyordu. babası da konuşmamıştı pek zaten. ama alp'in kız kardeşi eflin, bulduğu her fırsatta emirhan'a bir şey söylüyordu.

emirhan tabağındaki son sarmayı yediğinde uzun süre sonra bu kadar güzel bir akşam yemeği yediğini düşündü. bir aileyle beraber akşam yemeği yemek içini ısıttığı kadar üzmüştü de onu.

"elinize sağlık." dedi gözlerini kırpıştırarak. alp'in annesi kocaman gülümseyip afiyet olsun diyecekken eflin onun lafını kesti. "hiç de elimize sağlık değil biliyor musun? sağol bizim de hakkımızı yediğin için."

emirhan yutkunamadı. babası uyarır gibi boğazını temizlediğinde eflin gözlerini devirdi.

"afiyet olsun emirhan'cığım. eğer istersen biraz daha koyabilirim." dedi annesi mahcup bir sesle. emirhan kafasını iki yana sallamakla yetindiğinde alp sinirle kardeşine bakmıştı.

alp yediği ikinci tabağı bitiresiye kadar annesi, emirhan'la arasındaki rekabete rağmen bu kadar yakın olmalarının iyi bir şey olduğundan bahsetmişti. alp ona emirhan'ın pişmanlığından bahsettiğinde yumuşamıştı ona karşı. önemli olan yaptığı hatanın farkında olmasıydı. ki alp onunla konuşmamış olsaydı bile emirhan'ın, gözlerine bakamayışından anlardı pişman olduğunu.

alp masadan kalktığında emirhan da onunla beraber kalktı. birlikte banyoya girdiklerinde alp hemen kapıyı kapatıp emirhan'ın sırtını kapıya yaslamasına sebep oldu.

"eflin'i umursama ergen tripleri işte." dedi emirhan'ın dudağına doğru eğilirken. "seni tanısana çok sevecek de aslında şuan boş boş konuşuyor. kırılma da ona."

emirhan, alp'in onu öpeceğini anlayınca kafasını yana çevirdi. alp onum yanağını öpmüş olmuştu. geri çekilip şaşkınca emirhan'ın yüzüne baktı.

"beni öpmek istemiyor musun?" dedi dudak büzerek. emirhan ona bakıp kıkırdadı.

"istiyorum ama 5 dakika önce kalktık yemek masasından." alp onun derdini anlamıştı. hemen lavabonun altındaki çekmeceleri karıştırıp paketi açılmamış diş fırçası çıkardı.

kaşlarını çatarak "ben fırçamı getirmiştim..." dedi emirhan. alp omuz silkti.

"önemli değil. burada da bir fırçan olsun."

emirhan'ın içi kıpır kıpırdı. her şeyi boşverip alp'i öpmek istiyordu ama sonrasında kusmaktan korktuğu için böyle bir şey yapmadı. yanakları hafiften kızardığında alp baş parmağıyla okşadı elmacık kemiğini.

"hadi hızlıca fırçalayalım da dişlerimizi." diye mırıldandı sonrasında da. emirhan hevesle kafasını salladı.

birlikte dişlerini fırçalarken epey eğlenmişlerdi. önce alp kapıyı açmıştı ailesi herhangi bir temastan şüphelenmesin diye. henüz onlara sevgili olmak üzere olduklarını söylememişti. sonra da alp emirhan'a gargara yapma yeteneklerini ve sol eliyle de dişlerini fırçalayabildiğini göstermiş, emirhan'a onunkileri de fırçalayabilir mi diye sormuştu. emirhan onu kahkahalar içerisinde reddettiğinde ailesinin yanındaymış gibi hissediyordu.

benim kafam siktirmiş gitmişWo Geschichten leben. Entdecke jetzt