19.bölüm

60 3 9
                                    

Gözlerimdeki yaşlarla uyandım tekrar yatakta oturu pozisyona gelmiştim bir kaç gündür bu aynı rüyayı görüyordum. En sonu her zaman uyumamızla sona eriyordu.

Gözlerimde ki yaşlara birde hıçkırıklarım eklenmişti. Ben bunları rüyada değil gerçek hayata yaşamak istiyordum.

Kapının açılamasıyla içeriye bir adet yeni uykudan uyanmış jungkook girmişti. Rüyamdaki gibi bana sarılırmıydı rüyamda ki gibi bana huzur verici sesiyle şarkı söylüylermiydi.

"Bi susmadın senin her sabah ağlamalarından bıktım bir bokta yapmadım sana!"

"ne diye ağlayıp duruyorsun o kadar ağlamak istiyorsan söyle !"

Yanıma sinirli ve sert adamlarla gelerek saçlarımı elini daldırarak sıkıca çekmişti. Saçımı daha sıkı tutarak beni yataktan kaldırdığı gibi sürüklemeye başlamıştı. Saç diplerim açıyordu. Ağlamam biraz daha şiddetlenmişti elimden bir şey gelmiyordu istemsizce ağlıyordum. Canım acıyordu. Ben artık multu olmakta istemiyordum ben... Ben ölmek istiyordum mutlu olmak için her şeyi yaptım ama sanki acı çekmek benim lenetim gibiydi.

Her acıdan kurtulamaya çalıştığımda daha fazla acı veriyordu bana.

Merdivenlerden inerken çoğu kez düşme tehlikesi gerimiştim. Ama jungkook kolumdan sertçe tutarak beni ayağa kaldırıyordu.

"lanet olası şey seni her halde dayak yemeyi özlemişsin ki beni sınıyorsun!"

Bir kapının önüne geldiğimizde jungkook cebinde ki anahtarı çıkartarak kilit yerine takıp iki kez çevirmişti kapıyı açtığında saçlarıma daha sık asılarak beni yere fırlatmıştı.

Jungkook'ta içeriye girerek kapıyı kilitlemişti." asıl şimdi zırlayacaksın!"

Jungkook tekrar saçlarımadan tutarak beni ayağa kaldırdı. " yeni olan bir bebeğimi kullanalım ha ne dersin güzelim"

Beni tekrar sürüklemeye başlamıştı. masa gibi bir şeyin yanına getirmişti. masadan farkı çelik sivri dikenleri olmasıydı.

"j-jungkook acı çekmek istemiyorum." kısık çıkan sesimle söylemiştim. Jungkook yüzünü yüzme yaklaştırarak. " olmaz taetae ben ölünceye dek acı çekeceksin "

"tabi bedenin sağ kalırsa" saçlarımı bırakarak. Beni kucağına alıp masanın üstüne yatırdı ellerimi kafamın yanında duran kelepcelere bağlamıştı ayak bileklerimede aynı şeyleri yaptıktan sonra yan tarafındaki küçük kumandayı almıştı.

" bakalım bunu sevecekmisin " düğmeye her bastığında dikenler vücudumu delip tekrar aynı yerine gidiyorlardı. Ben.... Ben bu kast etmemiştim. fiziksel acı çekmek o kadar kötü değildi benim içim açıyordu. Dayanılmaz bir acıydı istemiyordum işte eğer içimdeki acıyı yok edecekse fiziksel acıyı çekmeye razıydım.

Vücudumu delen her bir parça sanki kalbimi en derinden saplanıyordu.

" noldu hoşuna gitmedimi? hım. İstersen daha güzel şeyler var ne dersin belki bu seni tatmin etmedi" gözelrimi sım sıkı kapatmıştım içimden şunları geçiriyordum. Bir gün huzura erecektim sadece dayan ve gerektiği yerde öl.

"bencede yeteri kadar yaşadın merak etme hissediyorum ölümün ışığının elinden olucak. Yakında özgür kalacağım bu hiss lezziz" gözlerimi açmak istemedim. Karşımdaki manzaranın ne kadar canımı yakacağını biliyroudum. İstemedim açmak gözlerimi hep kapalı tutmak istedim biliyordum. Bir gün sevdiğim adamın elinden öleceğimi artık emindim. Onun iyi tarafı o kadar naifti ki.... Anlatılmaz derecede güzeldi kalbimi çalacak ve yıkacak kadar güzeldi. Onun o tavşan dişlerinde bir kez de olsa öpmek isterdim, Onun kömür gözlerine bakıp bakıp ağlamak isterdim. Ailem gittikten sonra tek ayakta durmamı sağlayan kişi oydu onu ilk tanıdığımda o kadar hızlı atmıştı ki kalbim. yerinden çıkacak gibiydi. Derslerde ona baktığımda göz göze gelince hafif gülümseyip tekrar önüne döndüğünde orda sanki içimdeki yanan kelebekler tekrar canlanmıştı. Benim hayata kalma amacım oyken şimdi beni yok eden oydu.

Tekrar saç diplerimde acı hissettim. "sana çok fazla yüz verdim" doğruydu yoksa  beni seveceği ve güzel bir hayat yaşayacağımızın umuduna kapılmazdım.

Gözlerimi yavaşça açarak jungkookun kömür rengi olan gözlerine baktım.

Gözlerimdeki yaşlar hiç durmadan akıyordu.  Jungkook önce ellerimi çözdü sonrada ayaklarımı. Tekrara saçlarımdan tutarak beni sürüklemeye başlamıştı. Sanırım böylesi daha iyiydi. Ailemin öldürmüştüm ben... Ben cezamı çekmeliyidim. Şimdi fark ediyordum ailem öldüğünde mutluluğumuda yanlarında götürmüşlerdi. Şimdide cezamı çekiyordum. O kadar bencilce düşünüyordum ki gerçeği görememiştim.

Hem onların hayatına kıymıştım hemde mutluğumu geri istiyordum. Ben mutlu olmayı hak etmiyordum. Her şey benim yüzümden olmuşken mutlu olmayı hak etmiyordum.

Jungkook büyük bir cam havuza benzer şeyi yanına gelmişti yüzlecek gibi değildi hareket etmesi bilene zor gözüküyordu . neredeyse boyumu geçecek kadardı hata geçiyordu cam havuzun yanında bir merdiven vardı yukarı çıkmak için.

Jungkook saçlarımdan bırakarak bu sefer kolumu tutmuştu merdivenlerin tepesine çıkmıştık jungkook kolumdam tutarak beni suyun içine atmıştı. Su buz gibiydi fazla soğuktu.

Ayaklarım yere değdiği için su boğazımı geçiyordu.

Neden böyle oluyordu? Kendimi burda öldürmelmiyim? Acı çekmek istemiyorum.

______

7374674 gün sonra bölümü atım jfnrnd

Oy ve yorum yaparsanız sevinirim

DeceivedWhere stories live. Discover now