23.Bölüm

36 2 9
                                    

Karanlık köşelerde can yakıcı anılar. Her birini hatırladıkça canım yanarken yenilerinin tekrardan karanlık anılarıma kazınması acıydı.

Bunca geçen gün, hafta, ay, yıl bir yıldan sonra bu acıların tekrardan hafızama kazınması acıydı bir o kadarda güzel di. Onun o gülünce gözlerinde oluşan küçük yıldızlarını özlemiştim hemde fazlasıyla

Onun tekrar o parlayan gülüşünü, gözlerini bana bakarken görmek istiyordum. Lakin
sadece istemekle kalıyordu.

Onun o ay yüzün o kadar parlıyorken gözlerindeki karanlığa mahkum etti beni; kalbinin mutluluğu olmama izin vermezken mutlu etmek istedim onu , kalbini bana adasa ona mutluluğu tatırmak isteridim her zeremle kalbini benim için boş bırak ki mutlu olalım benim aşkım tek taraflı olmuştu bu aşkı birlikte seninde bana aşık olduğun zaman büyütmek, yaşatmak istiyorum, berer isteyelim. Lakin o yıldızlarından mahkum etme beni.... O gülüşünden kovma beni lakin en acısı kalbimi benim gözümün önünde kırman. Hepsinin acısı büyüktü şu var ki benim sana olan sevgim, bu acılarımı, acılarımızı dindirecek kadar büyüktü. Hoseok'un dediği gibi imkansız bir şey yoktur. benim aşkım içimde kalmayacak inanıyorum buna.... Lütfen inancımı bir çöp parçasıymış gibi fırlatıp atma.

Bunu derken bile aşkımı yok ediyorsun bana ettiğin işkenceler hakaretler hepsini kaldırabilirim ama bana söylediğin o son cümleni asla unutamam karanlıktan oluşan iğrenç bir varlık değildim ben! Karanlıkta oturmuş bir yıldızın onu kurtarıp başka galaksilere götürmesini bekleyen bir çocuktum o karlılığımı yıldızyla aydınlatıp bu karanlık diyarlardan kurtarıp kendi galaksimize gitmeyi bekleyen aşık bir çocuktum.

Belime kazınan acılar sadece bedenime değil ruhuma ve kalbimde işlenmişti. Ona olan sevgimi bu bir yıl da geçen zaman akışında up uzunca düşünmüştüm düşüncelerimle berer galaksimize bakıyordum bir kuleden kurtulmaya çalışırken ölüyordum lakin hiç bir zaman haberim olmamıştı ta ki onun yıldızlarının bir başkasına baktığını gördüğümde.

Her zerresine kadar. Ona olan sevgim bizim galaksimize sığmayacak kadar büyüktü. insanlar hevesi asıl-olan nefestir yaşamak yaşayabilmek yaşatmak o aşkı yürekte taşımak aşkımı yüreğimin en üst köşesinde tutuyordum onu korumak için demirden duvarlar örmüştüm lakin yüreğimdeki sevginin gitmesinden korkutum ama yüreğimdeki sevginin sahibi onu almaya gelmeyeceğini hiç düşünmemiştim. Galaksimiz bizi bekliyordu kapısı kapanmadan ona yetişmemiz için yalvarıyordu. Ben bu yalvarışlar> en acı şekilde duyarken sen arkanı dönüp başka bir galaksiye gidiyordun.

Bizim, benim aşkım bir demir duvardan bile daha güçlüydü. Aşkım orda kendiliğinden büyüyordu lakin jungkook büyümesinin istemezcesine sırtını dönüyordu aşkıma. Çünkü onun kalbi bir başka yıldıza kayivermişti.

Onun yıldızları andıran gözleri parıltısında yaşamak isterdim galaksimize o parıltılarla berber gitmek isterdim gözlerindeki yıldızlar beni kendisine hayran bırakıyordu her baktığımda gözlerine bana umut veriyordu ama yıldızlar söneli çok olmuştu yıldızlarını özledim.

Odamdaki seszilik çok korkutucuydu ölüm sessizliği bozan bir ölüm feryadıydı başlamak üzere gibiydi...

Ölüm fermanları çalarken bile seszilik hakimdi her yerde.

Akan burnumu içime çekerek elimin tersiyle göz yaşlarım silmiştim.
Oturduğum cam kenarından kalkarak odamın içinde olan banyoya doğru ilerledim.

Banyonun kapısını açarak içeri girmiştim kapı kilidini iki kez çevirerek Küvete doğru sakin adımlarla ilerlemiştim. Altımdaki siyah şortu iç çamaşırımla berber çıkartarak önceden suyunu doldurduğum küvete sağ ayağımı önce sonra ise bütün bedenimi sokarak girmiştim.

DeceivedWhere stories live. Discover now