7.BÖLÜM

24 4 0
                                    

Konuşmamızın ardından su faturasını yatırıp direkt kafeye geçmiştim. Akşama doğru yoğunlaşan kafede garsonluk yapıyordum. Boemgyu ve Taehyun'nün burada olması ortamı eğlenceli yapıyordu. İş olmadığı zamanlar hep gırgır şamatayla geçiyordu. Başımdan önlüğümü çıkartıp kasadaki Boemgyu'nun yanına gittim.Taehyun ortalıkta gözükmüyordu.

"Binna'yı almaya gidiyorum."

"Tamam öp bizim yerimize de. '

Kafamı tamam anlamında sallarken aklıma takılan o soruyu sormak istedim.Çünkü bütün gün dikkatimi çekmişti.

"Taehyun ile iyi misiniz? "

Boemgyu sıkıntıyla ensesini kaşıdı.Vardı işte bir şeyler.

"Abi anlayamıyorum ki onu.Çok alıngan olmaya başladı.Eskisi gibi değil bir şeyi var görebiliyorum.Söylememesi içine kapanması deli ediyor beni.Sesim yükselince de trip yiyorum."

"Sana değer verdiğini biliyorsun.Daha derin düşünsen bulursun belki cevabını ha? "

"Ne demek istiyorsun? "

Biliyordum ki aklının ucundan bile geçmiyordu Taehyun'un ona aşık olma ihtimali. Onu da suçlayamazdım. Anlayışla gülümsedim.

"Gönlünü almayı iyi biliyorsun.Taehyun alaycı gözüksede ince düşünceli bir adam.Sende burnun yere düşse eğilip almazsın kardeşim kusura bakma. "

"Şerefsiz."

Biliyordu kendini. Onun fevri hareketleri aralarını daha çok açıyordu. Gülerek omzunu sıkıp çıkışa yöneldim. Dışarıya çıktım.Rotamı caddenin tersi yönüne çevirdiğimde hatta ışıklardan karşı karşıya geçerken bile arkamdaki korumalarını varlığını hissedebiliyordum.Girin amın oğulları. Ağzıma girin.

Hiç düşünmeden telefonumu elime alıp "Allah düşmanımın başına vermesin" Yazısına tıkladım.Evet onu böyle kaydetmiştim.Görse belki beni kurşuna dizerdi.Ama böyle ufak ayrıntılara takılan bir adam olmadığını görmüştüm.Yani öyle umuyordum. Hemen açmamıştı ama Allah razı olsun kapanmadan açabilmişti. Konuşmasına fırsat vermeden sinirli bir solukla konuştum.

"Şu adamlarına söyle biraz geri çekilsinler."

"Ne diyorsun?"

Onun sesine hiç bir zaman alışamayacaktım galiba.Garip hissettiriyordu. Korkunç bir tını değildi güzel tok bir sesti fakat duvgularını yansıttığı için o konuştuğunda çekinmeme engel olamıyordum.Belki dostu olsaydım böyle hissetirmezdi. Ki bu mümkün değildi.

"Bak, kardeşimi almaya gidiyorum. Etrafımda koruma gibi gezerlerse korkacaktır.Fazla yakınlar."

Derin bir sessizlik oldu. Şu an alaylı bakışlarını etrafına attığını hissedebiliyordum.

"O arkadaşlarına bir şey anlatmadın değil mi?"

Anladığım kadarıyla her şeyden anında haberi oluyordu.Hayatım gittikçe bu adamın ellerine kayıyordu. En kötüsü de bu kadarını hak edecek bir şey yapmamış olmamdı.İsyanım hastane olayına değildi.Ben böyle bir nefreti hak edecek bir hayat sürmemiştim.

"Anlattıysam? Onlara da zarar mı vereceksin?"
"İstersen gözlemleyelim.Birlikte görürüz kimler zarar görür ha?"

"İstediğini yaparsam onların bu işe karışmayacağını temin edebilir misin?

Histerik bir kahkaha attı.Duygudan yoksundu.

"Benim sana bir şey temin etme zorunluluğum yok.Senin de bir şey talep edecek konumun yok.Kendine gelmen için illa zarar mı vereyim sana? Benim için zor mu olur sanıyorsun?"

YAŞIYORUZ İNADINA TAEKOOKDonde viven las historias. Descúbrelo ahora