12.BÖLÜM

27 5 1
                                    

"Seni sıçan! Kaçma, gel buraya!"

"Ayy! Şövalyee!"

Karıştırdığım çorbanın altını kapatıp ellerimi yıkadım. Salona geçtiğimde Binna'yı yakalamaya çalışan Jiminle karşılaşmak beni şaşırtmamıştı. Artık her gün tanıklık ettiğim sahneye gülerek karşılık vermiştim.

"Şu yer elması tam bir şeytan. Mp3'ümü sakladığım yerden nasıl buldun da kırdın Binna!? "

"Sensin şeytan! Diyorum ya yanlışlıkla yapıverdim."

"Yapıvermiş birden çocuk işte ne uzattın. Gel buraya prensesim.

Binna ona dil çıkartıp hızla açtığım kollarıma geldi. Onu kucağıma aldığım tatlı tatlı kıkırdıyordu.

"Yok, yok ya ben evlatlığım ya da siz."Binnayla birbirimize bakıp güldük. İkimizin arasındaki benzerlik Jimin'i sollardı.

"Annem bir videoda abime sen hastanede karışmış olabilir misin diyordu. Haha! "

Binna kahkahalarla gülerken biz birbirimize durgun bakışlar attık. Ailemizin yokluğuna alışamayan yetim ve öksüz çocuklardık biz. Videolar...Tae benim ailemin anısına bile saygı duymamışken benim onunla yaşadıklarımı hazmedemiyordum. Ne bok yemiştim ben? Onun çekimine kapılacak kadar kafayı mı yemiştim gerçekten?

"Bu sefer de affediyorum. Bir sonrakini de bozarsan yenisini alman için mendil sattıracağım sana! "

"Hayır küçüğüm ben sen sat!"

"Hayır sen satacaksın!"Abi!

Binna biraz sonra ağlamaya başlayacaktı. Bir kere ağladı mı susması zor olan bir çocuktu.

"Jimin ekmek almaya!"

"YILDIM!"

"Çabuk seni ergen."

Binna'ya göz kırpıp yanağını öptüm. Bu halimize göz devirip bakkala gitti.

"Gel bizde masayı hazırlayalım. "

"Tamam! Çatalları ben dizerim.

Gülerek onayladım. O hoplaya zıplaya mutfağa giderken koltuğun üzerinden telefonumu elime aldım.

"Bıçaklara dikkat et Binna!"

"Ediyorumm!"

Boemgyudan bir arama vardı. Bugün onları kafede görmemiştim. Dükkan sahibiyle konuşmaya gitmişlerdi. Onlar sayesinde eve para getirebiliyordum. Bütün gün çalışıyor olmaya alışmış olsam da zayıfladığımı ve bazen hasta hissettiğiminde farkındaydım. Sabır çekmekten başka elimden bir şey gelmiyordu.

Binna'nın yanına gidip sofradaki eksikleri tamamladım. Kapı çalınca Binna koşturarak açmak için gitti. Jimin gelmiş olmalıydı.Kısa sayılabilecek bir süre sonra Binna'nın bağıran sesini duydum.

"Biz yabancıları eve almıyoruz! "

Ne dediğini idrak etmem uzun sürmemişti. Hızlıca koridora çıktım. Kapıdaki bedeni görmeyi hiç beklemediğimden sadece gözlerine bakakalmıştım. İlk defa onu bu kadar spor görüyordum. Koyu kot bir pantolon üzerine ise salaş gri bir tişört giymişti. Daha önce bir kere gördüğüm siyah küpesi ile karşımdaki adam kalbimin ritmini değiştiriyordu. O da beni süzdüğünde gördüğü şey gri eşofman kolsuz bir tişört ile en pasaklı halimdi. Buna rağmen uzun uzun baktı bana. Binna'nın sesi atmosferi bozarken bakışlarımı ondan çektim.

"Git diyorum sana.

Dizlerine gelen boyuyla onu itmeye çalışan kardeşim ona sevimli gelmiş olacak ki tebessüm edip saçlarını karıştırdı. Yanlarına yaklaşıp Binna'yı geri çektim. Onu yabancılara karşı fazla doldurmuştum galiba. Bu kadar agresif olmasına şaşırmıştım. Küçük omuzlarını tutup kendime çevirdim.Çattığı kaşlarıyla asla korkutucu durmuyordu.

YAŞIYORUZ İNADINA TAEKOOKWhere stories live. Discover now