0.2

94 2 4
                                    

I'll fix these broken things, repair your broken wings
And make sure everything's all right (It's all right, it's all right)
My pressure on your hips, I'm sinking my fingertips
Every inch of you
Beacause I know that's what you want me to do

This love has taken its toll on me
She said goodbye too many times before
Her heart is breakin' in front of me
And I have no choice
'Cause I won't say goodbye anymore

Pederle beraber karaoke yapıyorduk. Babamla gelenekselleşmiş aktivitelerimiz vardı. Bunlardan bir tanesi de karaokeydi. Babam benimle her anı değerlendirmeye çalışırdı çünkü yalnız hissetmemi istemiyordu. Bir anne şefkatinin yerini dolduramayacağının farkındaydı ama en azından çabalıyordu. Şuan hüzünlenmek istemiyordum o yüzden konumuza geri dönüyorum. Bizim komşumuz olsaydım kesin kafayı yerdim. İkimizin de sesi bok gibiydi.

Bugün pazardı. Normalde geç saatlere kadar yatar, dışarıdan pizza söyler, dizi izlerdik. Bazen de beraber bisiklet sürerdik. Pazar günlerini severdim. Kendimi kendimmiş gibi hissettiğim gündü. Sevdiğim ve tek ailem olan babamla huzur bir günden daha iyisi olamazdı.

Eylül ayına girmemiz ile beraber okul işlerini halletmek için bugün biraz yapılacaklar listesini değiştirmiştik. Eski okulumdaki zorbalıklardan sonra 10. sınıfı bir devlet lisesinde okumama karar kılmıştık. Maddi olarak sorunumuz olduğunu düşünmüyordum, bu birz beni kendi tercihlerimle alakalıydı. Babamda buna saygı duymuştu.

Bu yüzden forma ve kırtasiyeden gerekli olan şeyleri almam lazımdı. Okulun açılmasının tek güzel yanı kırtasiye alışverişi olabilirdi. Her çocuk gibi bende renkli renkli kalem almaya bayılıyorum tabii ki.  

                           *

"A101 kasiyeri gibi oldum." Forma almaya gelmiştik. Okulun forması maviydi. Ve logosu aynı A101 formasındaki gibiydi. A101 dava açsa okula bence çok net kazanırdı. 

"Evrenin bir mesajı bence. Gel seni A101'e işe sokayım." Babamın dediği cümleyle kahkahayı bastım. Artık kasanın oradaki tüm her şeyi yer sonra da işten atılırdım.

Şaka bir yana acaba gidip harbi bir işte mi çalışsaydım?
Zaten benden adam olmazdı. En azından ülkeye bir katkım olurdu. 

'' Yine aklından neler geçiyor senin? Sinsi gülümsemen ortaya çıkmış bakıyorum. Aklından sil o işe mi girsem düşüncelerini.'' dedi babam. Yuh! Be adam. Bir insan çocuğunu bu kadar iyi tanıyamaz.

''Ne alakası var? Ben gayet de okulumu ve derslerimi düşünüyordum.'' dedim  yavru köpek bakışımı da eksik etmeden.

'' Atma ziya.'' dedi gülerek babamda. 

Tişörtü alıp mağazadan çıktık. kırtasiye zaten mağazanın dibindeydi. Gerekli olan eşyaları alıp oradan da çıktık. arabaya binince telefonumu direkt bluetootha bağladım. Saçma salak şarkıları son ses açarak arabayla turlamak favorimdi. 

Babamın  telefonu çalmasıyla müziği kapattım. Bu sıralar babamın çalıştığı şirkette büyük karmaşa vardı. Şirket servetine servet katarken arkasında kaosu da getiriyordu. Yetişmeyen projeler, köstebek çalışanlar... Ve sayamayacağım bir sürü olay olmuştu.

Babam telefonu açtığında sessizce dinledim.
Arayan Pelin ablaydı. Babamla aynı şirkette çalışan, arada sırada beraber pizza yemeye gittiğimiz çok tatlı bir kadındı.

Ne yalan söyleyeyim, ilk başta babama yürüdüğünü sandığım için nefretimi çok çekmişti. Sonrasında sadece arkadaş gözüyle baktığını anlayınca kıza olan tüm nefretimin yerini sevgi aldı.

Babam tüm hayatını bana harcamıştı. En iyi ortamları, en iyi hayatı hakediyordu. Ve ben tanıştırdığı her insana o kadar şüphe duyarak bakıyordum ki bazı zamanlar oturup kendimden utanıyordum.

Babam eskiden de çok ortamı olan bir insan olmamış, benim doğumumla dış dünya ile bütün bağlantısını kesmiş. Hayatına daha yeni yeni insan alırken önüne birde ben taş koyuyordum. Neyse ki son zamanlarda bu konuda çok kontrollü davranıyordum.

Pelin abla, babamın acilen şirkete gelmesini söyleyip yüzümüze kapattı.

Babam, "Pelin yine aynı pelin." diye sessizce konuştu. Sonrasında bana dönüp "Eve mi bırakayım yoksa aklında başka bir şey var mı?" diye sordu.

Aslında eve gidesim yoktu çünkü evde  duvarlar üzerime üzerime geliyordu. Ben asosyal bir insan gibi takılmama rağmen gezmeyi eğlenmeyi, dışarılarda yapılabilecek her aktiviteyi yapmayı severdim.

Babama dönüp '' aşkım beni Star'a bıraksana. '' dedim. Belki biraz kitap okur, ebadan sınıf arkadaşlarımın sosyal medya hesaplarını bulur sonrasında da kendimce kişilikleri hakkında fikirler üretirdim.

Babam bir şey demeden en yakın avm'ye doğru sürmeye başladı.

*
Arkadaşlaarr!!

Bugün benim doğum günüm bunu şerefine aylardır taslakta duran bu bölümü bitirdim.

Eğer bir sonraki bölümü de yetiştirebilirsem yarın akşam bu vakitler atarıımm

Ayrıca diğer kitaba da en yakın zamanda bölüm yazacağım.

iki kitabında nasıl ilerlediği hatta finalleri bile kafamda belli sadece ben yazmaya çok üşeniyorum.

Sizi çok seviyorum çok çok çok öpüyorumm<3

Lila| Gerçek AileNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ