6

50 2 1
                                    

Bizimkilerin evde Changbin'e olan korkusundan (ben de dahil) koştura koştura hazırlanmasının üzerinden 5 dakika geçmiş ve hepimiz arabaya binmiştik.

"Ya bu mekanın güzel olduğundan eminiz de mi?"

"Yooo."

"Ya Jisung ne demek yoo sen demedin mi buraya gidelim diye!"

"Yooo ben sadece burası yeni açılmış dedim sen dedin gidelim diye."

"Ya çocuk ben seni var ya."

"Ne ne ne ne ne ne İNSANLARIN ÖNERİLERİNİ DİNLEMEK SUÇ MU"

Jisung'un arka koltukta kendini üzerime atarak bağırma taklitleri üzerine gülerken Changbin'in arkaya dönüp onu dövmemesi için tutan Chan'a acıyarak yeni açılan bara ulaştık.

Her zaman eğlenceli oluyorduk biz bir aradayken. Boş gülüşme, fazlasıyla rezillik ve bol eğlence.

Mekana sırayla girdik. Güzel bir yerdi. Ferah ve temizdi muhtemelen 1 aya burası da eskimeye ve o kullanılmış hissi veren görüntüye kavuşurdu ama şu an için iyi gibiydi. Müzikler tam bizim tarzımızdı, ışıklar da canlı ve göz yorucu türden değildi. Şimdilik iyi görünüyordu ama en önemli kararı içkiler ve içeriye gelen insan seviyesiyle verecektik tabi ki.

Changbin'in önderliğinde ilerlediğimiz mekanda boş bir masaya oturduk ve siparişlerimizi verdik. Hepimiz bira söylemiştik çünkü gerçekten ağır içip sarhoş olmak istemiyordum. Bir sapıklık daha kaldıramazdım.

"Eee beğendiniz mi?"

"Yani şimdilik güzel bakalım. Sakin bir yer."

"Sen sarhoş olmadığın içindir o yoksa direkler şimdiye dolu olurdu."

"Lan Jisung kes şu sesini yoksa boğarım seni."

"Yapamazsın ki. Chan beni seviyor o beni korur de mi?"

"Hayır Changbin ne derse o."

"İğrenç varlık seni. Öğğğ."

Masadaki sohbeti gülerek dinlerken gözüm kapıdan giren 4 kişiye takıldı.

Tarzları çok iyiydi. Ve bizim gibi mekana yeni geldikleri her hallerinden belliydi çünkü hemen incelemeye başlamışlardı. Biri yavru köpeğe benziyordu ve ondan uzun boylu olan ve gerçekten ayrı bir havaya sahip olan kahverengi saçlının koluna girmişti.

Diğeriyse uzun sarı saçlarının yarısını toplamıştı ve deri pantolon ve beyaz gömleğiyle mankenlere benziyordu. Yüzü çok iyiydi. Fazla iyi.

En sonuncusu da gözlerindeki seri katil bakışlarına rağmen kediye benzer suratı ve mükemmel vücuduyla gerçekten yakışıklıydı. Baldırlarının kasları bu kadar mesafeden bile belli oluyordu.

Hmm kedi gibi, bacakları kaslı, yakışıklı. LAN

"JISUNG JISUNG KAPIYA BAK ÇABUK."

Ani yükselişimle Jisung sıçramış ve bana dönmüştü.
"Noldu noldu nereye HANİ neresi. Hasbina-"

"Gördün mü?"

"Görmem mi?"

"Kedi gibi."

"Kaslı bacaklı."

"Yakışıklı."

"Tam benim istediğim."

"Eh artık yalnızlıktan kurtuldun desene."

"Ama ama o yanındaki sarışın oha o ne!"

"De mi aşırı iyi."

"Çocuk manken buraya nasıl düşmüş bu."

Wrong NumberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin