7

48 3 0
                                    


Bana gözlerini kısmış şekilde bakan sarışın karşısında nefesim kesilirken arkasında oturan ve şimdiden kaynaşmış kalabalığa baktım. Jisung çoktan kedi gözlü çocuğa yanaşmış ve dibine girmişti. Gerçi o da halinden memnun görünüyordu.

Beni bekleyen sarışına dönüp gülümseyerek konuştum.

''Aşık olan ben değilim arkanı dönüp çok sevdiğim arkadaşıma bakarsan asıl olayın kimin başının altından çıktığını anlarsın.'' Sorry Jisung.

Söylediğimle birlikte arkasını dönüp masaya bir göz attı ve tekrar bana döndü. Düşünür bir şekilde bir süre bekledikten sonra konuştu

''İnanmadım desem.''

Gözlerimi devirip arkamı dönerken konuştum.

''Nasıl istersen.''

İlerleyip lavabonun nerede olduğuna baktım ve bulduğum gibi içeri girip elimi yüzümü yıkadım. Tabi benimle birlikte içeriye sarışın beden de girmişti. Musluğu kapattıktan sonra peçeteyle yüzümü kuruladım ve kapıya yaslanmış şekilde beni izleyen sarışına döndüm.

''Ben değil de sen aşık oldun herhalde, peşimden ayrılmıyorsun.''

Gülerek kapıdan çekildi ve musluğu açıp yüzünü ıslattıktan sonra ıslak elleriyle sarı saçlarını geriye doğru taradı. Aynadan izlediğim görüntüsü nefesimi kesmişti. Peçeteye uzanıp yüzünü biraz kuruladıktan sonra kulağıma doğru yaklaşıp fısıltıyla konuştu.

''Tadını merak etmedim desem yalan olur.''

Duyduklarımla kalbim hızlanırken belli etmemek adına onu itip tripli bir tavırla yüzüne baktım.

''Sapık!''

Gülerek kapıyı açtı ve önden geçmem için bana yol verdi. Yaptığı hamleyle önünden ilerleyip koridorda yürümeye başladım. Beni izlediğini hissedebiliyordum. Tam arkamdan geliyordu ve evet vücudum karıncalanıyordu.

İlerleyip şimdiden gürültüyle süslenmiş masaya oturdum ve karşımdaki sarışına aldırmadan konuşulanları dinlemeye başladım.

Sohbet uzun süre devam etti. Herkes birbiriyle az da olsa konuşmuş ve kaynaşmıştı ama ben gerçekten çok yorgundum. Telefonu elime alıp Changbin'e gitmemiz gerektiğine dair mesaj attıktan sonra bir süre yapacağı hamle için bekledim. O da çok geçmeden kalkmış ve gitmemiz gerektiğini söylemişti.

Jisung'u zor da olsa kedi çocuktan ayırdıktan sonra hepsiyle selamlaşmış sonra da arabaya binip eve geçmiştik. Yorgunluktan gözüm kapandığı için kimseyi dinlemeden odama geçmeye çalıştım ama Jisung'un heyecanı hepimizin uykusunu açmış ve keyfini yerine getirmişti.

Jisung'un bizi salonda toplamasıyla koltuklara sıralandık. O ise önümüze geçmiş komik hareketlerle durmadan bir şeyler anlatıyordu.
Öğrendiğim kadarıyla kedi çocuğun adı Minho'ydu. Diğerleri de Jeongin, Seungmin ve Hyunjin'di. Sarı olan yani Hyunjin, Jisung yüzünden muhattap olmak zorunda kaldığım kişiydi.

Normalde Jisung'a bu konu için kızacaktım ama yüzündeki mutluluk ve heves bunu yapmama engel olmuştu. O yüzden hiç uzatmadan konuyu kapatma kararı aldım.

"LAN LAN BİŞEYİ UNUTTUK YA!"

Aniden salondaki sesin yükselmesiyle hepimiz yerimizde zıplamış şaşkınca Jisung'a bakıyorduk.

"Neyi unuttuk Jisung yine."

"Bakim Felix burada e bişe unutmamışız."

"Asla vazgeçmeyeceksin de mi Bin."

Du hast das Ende der veröffentlichten Teile erreicht.

⏰ Letzte Aktualisierung: Aug 31, 2022 ⏰

Füge diese Geschichte zu deiner Bibliothek hinzu, um über neue Kapitel informiert zu werden!

Wrong NumberWo Geschichten leben. Entdecke jetzt