2.4

2.1K 133 52
                                    

Araz'dan...

Haziranaa gireli birkaç gün olmuştu ve ben şimdiden hasta olmayı başarmıştım. Harika! Alerjim olduğunu düşündüğüm için hasteneye gelmiş, tahlil sonuçlarını bekliyordum.

Bu sırada da oyalanmak için telefonumdan Instagram'da oyalanıyordum. Karşıma Arel'in bir storysi çıkınca gülümsedim.

Kimseyle anlaşamazdım, ama bu kız farklıydı. Hayat enerjisi o kadar pozitifti ki! Ama onun da acıları olduğu belliydi. Diğer insanların aksine gözyaşı ile değil, kahkaha ile gizliyordu belki de acılarını?

Neşeli storysini izlerken bunlar dolanıyordu aklımda.

"Araz Kurşun!" Adımı duymam ile telefonu kapatıp doktor odasına girdim tekrar.

10 dakika sonra...

"Yaz ayında portakalı nereden beladan bulduysam zaten!" Odadan çıkmış, söylene söylene koridorda yürüyordum. Portakala alerjim olduğunu öğreneli birkaç dakika olmuştu.

Aniden bir bedene çarpmam ile başımı eğdim.

"Ben... Özür dilerim, görmemişim!"

"Sorun değil, Arel." diyerek gülümsedim. O ise beni görünce burukça gülümsemişti.
Gergin miydi o?

"Önemli bir şey mi var?"

"Yani yok. Ama var gibi de. Bilmiyorum... Bir şeyden şüpheleniyorum da. Kontrol için geldim."

"Anladım."

"Senin neyin var?"

"Hiç. Alerji testi yaptırdım da."

"Tamam." diyip sustu. Bir doktorun adını seslenmesi ile hızlıca bana el sallayıp bir odaya girdi. Geçen seferkinin aksine bu sefer gergin taraf oydu. Yanlış bir şeyler vardı.

Hastane koridorundan bunaldığım için dışarı çıktım ve arabama yaslandım. Arel'i bekleyecektim.

Telefonuma gelen bildirim ile cebimden çıkarıp WhatsApp'a girdim.

~~~

Öykü: Araz

Öykü: Arel senin yanında mı?

Siz: Az önce gördüm. Ne oldu ki?

Öykü: Bir şey söylemeden evden çıktı gitti. Birkaç gündür de gergindi zaten

Öykü: Nerede gördün?

Siz: Hastanede

Öykü: Ne?

Öykü: Bu olamaz

Siz: Ne oldu ki?

Öykü: Arel'in Latrofobi'si var. Hastaneye neredeyse hiç gitmez yani. Gidemez

Siz: İyi de sen hemşirelik okumuyor muydun? Neden sana gelmedi ki?

Öykü: Bak, o bir yalandı

Öykü: Boş ver şimdi

Öykü: Arel ne için gitmiş?

Siz: Bilmiyorum. Geçiştirdi kontrol diye

Öykü: Cidden yanlış şeyler var

Siz: Bir dakika, Arel geldi

~~~

Telefonu kapatıp kapıdan çıkan Arel'e çevirdim gözlerimi. Başını eğmişti. Eliyle sanki yüzünü saklamak ister gibi şeyler yapıyordu.

Doğruca yanına gitmeme rağmen beni fark etmeyince hafifçe omzuna dokundum. İrkilip bana baktı.

Gözleri yaşlarla doluydu, yüzü kıpkırmızı olmuştu.

"Arel, sana ne oldu?" dedim telaşlı bir şekilde.

"A-Araz..." Bir hıçkırık aldı götürdü sesini. Keşke yanımda su olsaydı, diye geçirdim içimden.

"Arel, ne oldu, sen iyi misin?" dedim hızlıca. Kısa bir süre daha konuşmadı. Aniden yere yığılacak gibi olduğunda onu tuttum. Ayakta duramayacak gibi olduğunu anlayınca onunla beraber yere, dizlerimin üzerine çöktüm.

"Araz..."

"Efendim Arel?" Onu tutmaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. Biraz toparlanır gibi olsa da yine hıçkırıklara boğuldu. Bu sefer sıkıca sarıldım ona, ne yapacağımı bilmediğim için.

"Anlat bana güzelim, ne oldu?" döküldü dudaklarımdan istemsizce.

"Ben... Ben hayallerimi kaybettim Araz."

Anlamadığım için kaşlarımı çattım. Başı hâlâ omzumda, kollarım sırtındaydı.

"Ben anne olamayacağım Araz..."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Nihayet yayınlabildim şunu. Ne zamandır taslaklarda duruyor.

Saat 01.44 :')

Bölüm hakkında düşünceleriniz varsa buraya alalım sizi.

Ne diyebilirim bilmiyorum. Hadi görüşürüzzz...

Avukat Bey -Texting- ✓Where stories live. Discover now