Bölüm 1: Berdel

1.8K 46 6
                                    

İlk bölümüme hepiniz hoş geldiniz. (Giriş ve ilk bölümü birleştirdim)
Umarım keyifle okursunuz bölümlerimi 🎈

Keyifli okumalaaaaar🤍

Amcamın gözünün içine baktığımda iliğine kadar heyecanlı ve mutlu olduğunu hissettim.

Şimdi kız istemeye gidiyoruz Mehmet amcama. İlk defa berdel dediğimiz olayı gerçekleştirmeyecek iki aşiret var ve biri diğerinden ne kadar bu terimi sevmesem de kız almaya gidecek.

Biz Avşar aşireti olarak Cihanbeyli aşireti kızlarından Dicle Cihanbeyli'yi amcam Mehmet Avşar'a istemeye gidiyoruz.

Herkes o kadar heyecanlı ki uzun süre sonra aileden biri evleniyor.

Mehmet amcam Dicle ablaya yaklaşık 4 yıldır vurulmuş ve berdel olayı olmasın diye kimseye söylememişler. Sonuçta birilerinin özgürlüğünü ellerinden kimse almak istemezdi ve onlar korktukları için açılamamışlardı ailelerine.

Ve bu olayı ilk kez bu iki aşiret yıkmıştı. Bu bir yandan gurur verici olsa bile bir yandan da böyle bir şeyin neden var olduğunu bilmek insanın zoruna da gidiyordu.

Konvoy eşliğinde arabalarımız büyük bir konağın önünde durdu. Davul zurna da çağırmıştı amcamlar ve arabadan indiğimizde konağın önünde oynamaya başladılar. Bende köşeye çekilip alkışlamaya başladım.

Üzerime vücudumun şeklinin belli olabileceği biraz dekolteli ve mavi renkte bir elbise giydim. Saçlarımı hafif dalgalı yapmış ve hafif bir makyaj da yapmıştım.

Özgürce en azından burada bu kadar rahat giyinebilmemin sebebi koskoca Erman ağanın torunu olmam faktörüydü.

Mardin aşiretlerinden Cihanbeyli aşiret ağası Şiyâr ağa gülerek bize yaklaşmaya başladığında amcam eliyle davulcuyu durdurdu.

Cihanbeyli aşiret ağası Şiyâr ağa gülerek yanımıza geldiğinde "Hoş gelmişsiniz buyurun içeri girelim" dedi doğu şivesiyle. Başta dedem Erman ağa ardından babam Ahmet ağa ve Avşar kadınları olarak uzun bir merdivenden çıkmaya başladık.

Tabi arkamızdan belirli başlı küçük aşiret ağaları ve kadınları da geldi.

Ağa kelimesi doğuda özellikle aşiretlerde sıkça kullanılan bir kelime olduğu için artık benimde dilime dolanmıştı.

Mardin'e her yaz hem buranın havasını suyunu almaya hem de biricik dedemleri görmeye geliriz.

Mehmet amcam Dicle abladan sıkça bahsederdi bana. Amcamla aramda çok farklı, güçlü bir bağ var. Arkadaş gibi olduğumuzdan ilk önce sevdiği kadını bana söylemişti ve her seferinde Dicle ablayı anlata anlata bitiremezdi. Şimdi sevdiği kadınla sözlenecek gönül rahatlığıyla.

Bir adam bir kadını ne kadar sevebilirse o kadar seviyordu amcam
Dicle ablayı.

Konağın uzun koridoruna geldiğimizde Cihanbeyli aşiretinin kadınları ve üyeleri bizi karşıladı.

Hiç bir zaman Dicle ablayla konuşma fırsatım olmamıştı çünkü amcamla bile çok zor görüşen biriydi. İşin özü Avşar ve Cihanbeyli ağalarından korkuyorlardı. Onları birlikte gördükleri yerde öldürebilecek potansiyel olduğu için çok nadir görüşüyorlardı.

Konağın uzun holünde herkes oturduğunda kimseden çıt çıkmıyordu. Belli ki onlarda heyecanlılardı.

Erman dedem sessizliğin bozulmasını istediği ve ortalığın heyecanını dindirmek için hâl hatır sordu. Şiyâr ağalar büyük bir mutlulukla iyi olduklarını ve bizim nasıl olduğumuzu sorduğunda Dicle abla ve arkasından genç bir kadın kahveleri dağıtmaya başladılar. Dedem büyük bir zevkle iyi olduğumuzu söyledi.

BERCESTE (Mihriban &Ömer)Where stories live. Discover now