Change Yourself -one shot-

Değiştir Kendini.

Şimdiden okuyacak herkese teşekkür ederim

1k kelime yazarsam ne mutlu bana

Öncelikle şunu söyleyeyim bu ficte Taehyung'u "çirkin" kalıbına sokmak için bir çok özellik yazdım. Fakat ben burada bu özelliklere sahip insanların çirkin olduğunu söylemiyorum. Umarım yanlış anlamazsınız. Burada yazdığım şeyler her ergenlik yaşına gelmiş bir bireyin yaşayabileceği durumlar. Örneğin kilo alma, yüzde sivilceler çıkması vb. Lütfen yanlış anlamayın teşekkürler.

Taehyung, kilolu, kısa boylu ve birazda çirkindi. Ela gözleri, siyah uzun saçları vardı. Esmerdi teni. Saçlarını jole ile dikleştirirdi. Her gün kırmızı montu ile okula gelirdi. Asla değiştirmezdi. Pasaklıydı, biraz da tembel. Arkadaşları vardı fakat lise sona kadar asla bir kız veya erkek eli tutmamıştı.

Çoğu kez kulak misafiri olurdu onun hakkında denilen şeylere. Oyunlarda iddiaya girerlerdi.

"Eğer kaybedersen Taehyung'u öpeceksin."

"Iyyy asla kaybetmeyeceğim."

Taehyung alışıktı. Bazen kendisi hakkında yapılan şakalara güler, onlarla birlikte kendisiyle dalga geçerdi. İnsanlar "hiç mi utanması yok" diye düşünürlerdi. Çirkin bir çocuğun dışarı çıkmaktan başka ne gibi utancı olabilirdi ki? Utanmazdı Taehyung. Kırılırdı belki ama utanmazdı.

Öyle utanmazdı ki Taehyung, çirkinliğine bakmadan okulun en yakışıklı ve en popüler çocuğuna aşık olmuştu. Jeon Jungkook.

Jungkook, siyah saçlı siyah gözlü bir çocuktu. Gözlerinde yıldızları vardı. Uzun boylu, uzun bacaklıydı. Beyaz teni vardı. Fit bir vücudu vardı ve tatlı ama bir o kadar da yakışıklı bir suratı vardı. Kibardı, düzenliydi. Derslerinde başarılıydı. Taehyung'un tam tersiydi o. Her özelliği ile.

Her gün onu izlemek için peşinden giderdi. Arkadaşları futbol oynarken o Jungkook'u izlerdi. Jungkook neredeyse okuldaki çoğu kızla sevgili olmuştu. Taehyung onun bu özelliğini kıskanmıyordu, onu kıskanıyordu.

Mezuniyet yaklaşıyordu. Herkes heyecanlıyken muhtemelen Taehyung onlardan daha çok heyecanlıydı. Çünkü sadece bir mezuniyet değildi onun için. O gün 4 senelik aşkına açılacaktı.

Günler geçti, Taehyung ders çalışmadı, oyun oynadı. Yemek yedi, doymadı daha çok kilo aldı. Sivilceleri çıktı vücudunda. Yediği tatlılardan, baharatlatdan dolayı. Herkes güzelleştikçe o sanki bilerek yapıyormuş gibi daha da çirkinleşiyordu. Fakat özgüveni hâlâ o yakışıklı çocuğa aşık olacak ve ona açılma düşüncesinde olacak kadar fazlaydı.

Mezuniyet günü geldi. Herkes en güzel haliyle gelmişti oraya. Taehyung olabildiğince kendisini güzel göstermeye çalışmıştı. Bir takım elbise giydi. Saçlarını jöleleyip yana doğru taradı. Babasının parfümlerinden birisini sıktı. Hazır olduğunu düşünüyordu.

Mezuniyetin yapılacağı alana gelene kadar terden sırılsıklam olmuştu. Babasının parfümü teninden uçmuş, yerine ter kokusu gelmişti. İnsanlar ona bakarak burnunu kapatsa bile utanmadı.

Her sınıfın öğrencileri tek tek çağırıldı. Sahnede diplomalarını aldılar. Taehyung'un sınıfındaydı sıra. Taehyung'u "Okulumuzun çirkini" adlı konuşmaları ile çağırdılar. Gülerek çıktı sahneye. Kırıldı ama utanmadı.

Diplomasını gülerek aldı. Sahneden indi. Mezuniyet bitmek üzereyken koştu. Jungkook'u aradı her yerde. Bulamadı. Çok korktu Taehyung. Ona aşkını itiraf edemeden mezun olacak diye korktu. Fakat buldu. Mezuniyet salonunun balkonunda sigara içiyordu. Taehyung gülümsedi. Üstünü düzeltti ve balkona gitti.