526 65 4
                                    

Alin

Yemeğime kaşığımı daldırıp ağzıma götürdüm. Aklım Karan'daydı. İki haftadır konuşuyorduk sadece ama alışkanlık edinmiştim onunla konuşmayı. Hızlı olmasından korkuyordum fakat buna rağmen her gün konuşmak istiyordum.

"Alin? "

Annemin seslenmesi ile bakışlarımı tabağımdan çekip anneme çevirdim.

"Efendim anne? "

Gözlerini kısıp omuzlarını düşürdü.

"Beğenmedin mi yemeği? Başka bir şey hazırlayayım mı? "

Mavi gözlerindeki ifade beni üzerken hızla başımı iki yana salladım. Ağzımdaki yemeği çiğnemeyi unutmama kaç puan?

"Hayır, hayır onunla alakası yok. Çok güzel olmuş anneciğim. Eline sağlık. Birisini yani bir şey düşünüyordum ben. "

Annem gözlerini kısıp yamukça gülümsedi. Ağzımdan kaçırdığım şeye bak! Sinirlerim bozularak ben de gülmüştüm. Tabağını kenara çekip dirseğini yasladı.

"Kimi düşünüyordun canım kızım? "

Gülüşüm dondu. Nefeslenerek cevap verdim.

"Karan vardı ya hani. " dedim ağzımda geveleyerek. Annem bıkkınca iç çekti.

"Gerçekten soyadını hatırlamıyorum anneciğim. "

Yemin ederim kadını bıktırmıştım. Albümlere baktığımda Karan'la olan fotoğraflarımızı gördükçe hep onu bulma isteği ile dolmuştum. Ama ne kadar ararsam arayayım bulamamıştım.

"Biliyorum biliyorum. Zaten bulduk biz birbirimizi. "

Annemin gözleri duydukları ile kocaman açılmıştı.

"Ne zaman? Nasıl? " diye sordu heyecanla. İçimin ısındığını hissettim. Dünyanın en iyi annesine sahiptim ve annem bunu bana her fırsatta hatırlatıyordu.

"Ben de tam olarak bilmiyorum. Çünkü Karan beni buldu. İki haftadır konuşuyoruz. "

Annemin gülümsemesi büyüdü. Babam haklıydı, annem güldüğünde insanın içi ısınıyordu. Ben de gülümsedim.

"E bu çok güzel kızım. Ne zaman buluşacaksınız? "

Sıkıntılı bir nefes verdim.

"Hemen buluşmak istemiyorum. Sanırım biraz korkuyorum da. "

Annem anlayışla gülümseyip sandalyesini bana yaklaştırdı. Yüzümü severek beni kendisine çekti.

"Seni çok iyi anlıyorum bebeğim. Hazır olmadan buluşma zaten. Hiçbir şey senden önemli değil. "

Kollarımı bedenine sardım. Kollarını bedenimde hissetmek gözlerimi kapatmamı sağlamıştı. Kaç yaşında olursam olayım onun kollarında uyumak istiyordum.

Aklıma gelen şeyle birlikte hafifçe geri çekildim.

"Anne sakladığımdan değil ama hemen babama söylemek istemiyorum. "

Annem başını hafifçe yana eğdi.

"Babanın anlayışlı birisi olduğunu biliyorsun. Senin mutluluğundan başka bir şeyi düşünmez. Ama senin kararın buna saygı duyarım. "

Babamın anlayışını elbette biliyordum. Ama eski erkek arkadaşımla yaşanan o kötü olaydan sonra babamın hemen haberi olmasını istemiyordum. Babama mahçup olmak istemiyordum.

"Ooo aile kucaklaşması yapılıyor ve Ege davet edilmiyor. Benim ne suçum var? Ablamdan sonra doğmak benim sorunum değil. "

Ege'nin hafif sistemli dalga geçer ses tonunu duymamla kahkaha atıp bir kolumu da onun için açtım. Annem de hemen aynısını yapmıştı.

"Gel buraya. Benim güzel yavrularım. " Ege hızlıca kollarımızın arasına girip bize sıkı sıkı sarıldı. Umarım boynu kopmazdı. Çünkü biz oturuyorduk ama o eğilmek zorunda kalmıştı.

Ege anneme tıpatıp benziyordu. Ben ne kadar çok babamsam o da annemin kopyası gibiydi. Sadece bakışları babamı andırıyordu.

"Beni niye yemeğe çağırmadınız alındım vallahi. " diye söylendi Ege bizden ayrılırken. Ben de annemden ayrılıp Ege'ye baktım. Oturduğumdan sanırım boyu çok daha uzun gözüküyordu.

Annem gözlerini kısıp oğlunu inceledi.

"Ben senin odana geldiğimde uyuyordun oğlum. Seslendim ama cevap da vermedin. "

Ege güldü.

"Öpücükle uyandırmanı istiyordum anne. " dediğinde gülmüştüm. Ege de gülüp bana göz kırptı.

"Aynı babası. " diye yanıtladı annem gayriihtiyari. O sırada biz Ege ile kahkahalara boğulmuştuk. Annem utançla başını iki yana salladı. Anne kaç yaşına geldik, cidden mi?

"İnanmıyorum anne, bundan mı utandın cidden? Biz nasıl olduğumuzu bilmiyor muyuz sanki? "

Ege'nin gülüşleri arasından söylediklerine karşılık ben de onu onayladım. Haklıydı.

"Biliyorsunuz diye size anlatmam mı gerekiyor? Ağzımdan kaçtı işte, olur öyle şeyler. "

Gülüp annemin yanağından makas aldım.

"Anne cidden çok tatlısın. Babam çok şanslı. "

Annem utanarak bakışlarını kaçırdı ilk başta. Bu kadın şaka mıydı? 20 yıl oldu hâlâ utanıyor.

"Biz birbirimizi bulduğumuz için çok şanslıyız. İki tane de evaladım var. Başka hiçbir şey istemem bu hayatta. Siz olun, yeter. " Duygulandığını hissetmiştim ama annem bunu fark ettiği gibi lafı değiştirdi.

"Ege madem uyandın hadi bakalım yemeğe. Taze fasulye var. Yememezlik etmiyorsun. Bunlar hep vitamin. "

Ege gözlerini devirerek sandalyeye oturdu.

"Vitamin diye diye ot yiyoruz ya. Ben istemiyorum taze fasulye falan. Yok mu şöyle mis gibi bir sarma. Lap lap diye atayım ağzıma. "

Bu çocuk hiç büyümeyecekti. Asla yemek seçmezdim. Ama Ege her yemeğe ayrı bir kulp bulurdu. Ve çoğu şeyi de yemezdi.

"Yaparız yarın anneceğim seninle. O zaman yersin lap lap diye sarmaları. "

Ege yine göz devirmişti bense gülmüştüm. Kalan yemeğimi yerken annemin söylediği ile benim de gülüşüm donmuştu.

"Bu gece sarma saralım o zaman hep birlikte. Hem dört kişi kolay biter. Yarın da yeriz, ne dersiniz? "

Yemek yapmaktan nefret ediyordum.

"Size kolay gelsin deriz, ne diyelim? Değil mi ablacağım? "

Hemen Ege'yi onayladım.

"Evet evet öyle deriz. Bize acı Ardıç Sultan, biz daha çok genciz. "

Annem kederle duraksadı.

"Siz kendinize bakmayı ne zaman öğreneceksiniz bakayım? Ben görebilecek miyim o günleri? "

Annemin söylediğine hemen Ege karşılık verdi.

"Ya anne her şeyin tarifi var internette. Yapmam gerekse yaparım bir gün. Ama o gün bugün değil. Lütfen bizi sal, biz ablamla yapmayalım. Siz babamla yaparsınız. "

İkna kabiliyeti olan bir çocuktu. Takdir edilesiydi. Önümdeki yemeği bitirip tabağı bulaşık makinesine yerleştirdim.

"Eline sağlık güzel annem. "

Annem saçlarımı okşayıp beni sevdi.

"Tamam tamam hadi gidin. Bu gençlere de iş vermeye kalmıyor. Çıkın gezin. Bir daha gelmeyecek bu günler. "

Annemi sulu sulu öpüp konuştum.

"Aslan annem ya. Bir tanesin. "

Ege de kalkıp annemi öptü.

"Tamam tamam. Ezeceksiniz beni. "

Ege ile annem şakalaşırken telefonumu çıkardım.

Alin: selam güzellik

Alin: hepsi senin mi?

SENİN BABAN | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now