~1~

59 3 0
                                    

Herkese merhabalar. Okuyacak olduğunuz kurgunun içerisinde LGBTQ+ karakterler bulunmaktadır. Argo vs. içerir. Smut olan bölümlere uyarı koyacağım. (Okumak istemeyenler bu kısımları geçebilir.) Kurgunun içerisinde hatalar olabilir. İlk kurgum umarım hoşunuza gider, iyi okumalar <3

.

-Kara-

Telefonumun melodisi ile uyandığımda başımdaki ağrı ve bedenimdeki uyuşuklukla kalkmaya çalıştım. Yerdeki telefonumu elime alıp aramayı cevapladım;

(Kara)" A- alo?"

(Anka)" Alo, Kara neredesin?"

(Kara)"Evdeyim. neden Kİ?"

(Anka)"Neden ki mi? Olum sen iyi misin?! Dersler başlamak üzere ve sen- neyse sakin kalıyorum, sakinim. Şimdi o kıymetli kıçını kaldır ve hemen fakülteye gel. Ben sınıfa geçiyorum" diyerek telefonu kapattı. uykulu hal ile saate baktım. İçimden küfürler savururken bir yandan da hazırlanmaya başladım. Çantamı da alıp kapıdan çıktığımda çoktan geç kalmış olmanın verdiği duygular ile en azından ikinci derse yetişebilmek için otobüs durağına koştum.

ikinci ders başlamadan otobüse binmiş ve fakülteye girmiştim. Sınıfta oturmak için yer ararken en yakın arkadaşım Anka'yı gördüm ve gidip yanına oturdum. Anka ile 11. sınıfta tanıştık, şimdi aynı üniversitede ve fakültede okuyoruz. Lisedeyken Efe ve Anka dışında konuştuğum kişiler ya öğretmen ya da okuldaki görevliler oluyordu.

(Anka)"Kara bey merhabalar, ilk günden geç kalmanızı nasıl kutlamak istersiniz? Hediyenizi kendi ellerimle size iletmek isterim."

(Kara)"Anka, Allah aşkına gelir gelmez başlama. Eve gidince istediğini yaparsın."

(Anka)"Peki, öyle olsun madem. Buyur, ilk dersin notları."

(Kara)"İlk dersten bu kadar not çıkardıysanız gerisini düşünemiyorum."

(Anka)"Rica ederim canım arkadaşım, hadi hoca gelmeden geçir bunları."

(Kara)"Tamam. Bir dakika neden geçirmem gerekiyor ki, zaten sınavlara birlikte çalışıyoruz?"

Cümlemi bitirdiğim anda kafama gelen ağır darbe ile Anka'ya döndüm.

(Kara)"Acıdı."

(Anka)"Güzel, belki aklın başına gelir."

Oflayarak kafama vurduğu yeri ovdum. Çok geçmeden hoca sınıfa gelip konuyu kaldığı yerden anlatmaya devam ederken, ben de öğlen yemeğine kadar açlığa dayanabilir miyim diye düşünüyordum. Dersten sonra fakültemizin yemekhanesine gidip yemeklerimizi aldık ve Anka oturmak için yer ararken benim gözüm arkada tek başına oturan çocuğa takıldı; siyah pantolon üzerine beyaz tişört ve beyaz ceketi vardı. Sol elinde siyah kemerli yuvarlak bir saat, sağ elinde ise siyah bir bileklik vardı. Telefonunu kapatıp sol eline aldı ve ağızındaki lolipopu çıkartarak bana baktı. Biz birbirimizi izlerken Anka'nın kafama bir tane daha tokat atmasıyla acı içinde ona döndüm.

(Kara)"Anka, yetmedi mi canım?"

(Anka)"Yetmedi. Böyle dalmaya devam edersen sonu senin için iyi olmaz haberin olsun."

Anka'nın sözlerine hak vererek başımı salladım. Yeni boşalan bir masaya oturduğumuzda o gitmişti. İçimde oluşan garip ve yoğun hissi görmezden gelmeye çalıştım, ama sadece çalıştım. Çünkü gözlerimiz birleştiğinde, kendimi denizin derinliklerine doğru çekiliyormuş gibi hissettim. O güzel mavilerinin içerisinde saklanan ve insanı kendisine bağlayan bir şey vardı. Karnıma giren ağrı ile daha fazla aç kalamayacağımı anlayıp yemeğimi yemeye başladım. Anka bir şeyler anlatırken dinliyormuş gibi arada kafamı sallıyordum, artık alışkanlık olmuştu.

GölgeWhere stories live. Discover now