~4~

13 3 0
                                    

. . . . . . . . . . . . .

-Kara-

Üniversite'nin kampüs kapısının önünde arabadan indiğimizde bazı öğrenciler bize uzaylı görmüş gibi bakmışlardı, bunun en büyük sebebi tabi ki de gösteriş yapmayı seven Efe ve son model arabasıydı.

Kampüsün içerisinde yürürken Anka ile ders programlarımızı karşılaştırdık ve bu gün sadece öğlenden sonraki batı edebiyatı dersimiz aynıydı. Anka öğlene kadar yalnız olacağı için homurdanırken ben de seçmeli yabancı dil dersinin hangi sınıfta yapıldığını anlamaya çalışıyordum.

Anka Almancayı sevdiği için seçmeli ek dil dersine Almanca seçmişti ama ben Almanca da cansız varlıkların bile cinsiyet ayrımı olduğu için İspanyolca seçmiştim. İzlediğim birkaç dizi ve filim den konuşma tarzları hoşuma gitmişti ben de biraz araştırıp seçmeli dil olarak seçmiştim.

Kampüsün içerisinde bulunan kafe den birer kahve aldık, Anka'nın uyumaması için benim de odaklanabilmem için gereken günlük rutinimizden biriydi. Fakülte binasından içeri girince Anka ile vedalaşıp duvarda asılı olan derslik numaralarına baktım, şanslı kız onun dersi bu kattaydı benimki ise iki kat yukarıda...

Derin bir nefes aldıktan sonra içimden küfür yağdırarak merdivenleri teker teker çıktım, kendi sınıfımı bulup saatime baktım. Derse on dakika vardı, içeri geçip boş bulduğum ve tahtayı iyi gören bir yere oturarak yerleştim. Yanımda bir hareketlilik hissedince sağ tarafa baktım, bu dünkü çocuktu. Çocuk mu? Adam desem daha doğru olur.

Çantasından not defterini ve kalemini çıkarıp çantasını aramızdaki boşluğa koyduğunda gözlerimiz kesişti. Gözlerinde anlamlandıramadığım bir ifade vardı, bir süre sonra yerimde kıpırdandım ve gülümsemeye çalışarak konuştum; "Merhaba."

Yüzündeki ciddi ifadeyi bozmadan gözlerini üzerimde gezdirip tekrar gözlerimle buluşturdu, "Merhaba, sanırım yanlış sınıftasınız?"

Kaşlarımı hafif çatarak anlamadığımı gösteren bir şekilde ona baktım, tekrar konuşmak için ağzını açmıştı ki içeriye profesör girince geri kapattı.

"Welcome to Spanish class everyone, I know you didn't expect a different teacher for your second year but here I am, so i hope we get on well and no i don't except any talking programs, just send me an e-mail. Trust me it's better this way. Any questions?"

( İspanyolca dersine hepiniz hoş geldiniz, ikinci yılınızda farklı bir öğretmen olmasını beklemediğinizi biliyorum ama buradayım, umarım iyi anlaşırız ve hayır hiçbir konuşma uygulamasını kabul etmiyorum, sadece bana e-mail atın. İnanın böylesi daha iyi. Sorusu olan?)

İkinci yıl... Benim ilk senem olduğunu nerden anlamıştı bu adam? Yüzüne baktığımda sanki aklımı okumuş gibi ders programını açtı, bana kendi ders programını gösterdi ardından da eline kalemini alıp defterime hangi sınıfta olmam gerektiğini ve sınıfın yerini yazdığında ona minnettar bir bakış attım. Ben çantamı toplarken defterime bir şeyler daha yazdı ve defteri kapatıp çantama koydu. Çantamı alıp profesörün yanına gidip durumu açıkladım ve sınıftan çıktım.

Allah'tan adam iyi biri çıkmıştı da "ilk sene herkes hata yapar" diyerek beni göndermişti. Sonunda doğru sınıfı bulup içeri girdim ama şansımı ikinci yıllara giren profesörde kullandığım için şu an karşımda bana dik dik bakan hoca beni süzüp başıyla oturmamı söylemişti. 'Bu gün de herkes beni süzüyor anasını satayım' diye geçirdim içimden ve boş bir yere oturdum.

***

Ara vermeden geçen iki saatlik İspanyolca dersinden sonra koşarak tuvalete gitmiştim. Kadın hiç ara vermeden iki saat boyunca bize ders anlatmıştı ve o kadar hızlı konuşuyordu ki, zar zor not alabildim. Umarım ilk senemden ders tekrarına kalmam.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 30 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

GölgeWhere stories live. Discover now