II

501 48 90
                                    

KAEY ENTERTAINMENT

bay tachibana

merhabalar, biz kaey entertainment.

kaey entertainment'ın kurucusu kim satoru aki, sizlere yakın zamanda aldığı bir kararı duyurmak istiyor.

PDF

-kim satoru aki

kendisini her zaman saygıyla anacağız, kalan hayatında başarılar diliyoruz.

akkun - CWD

bay tachibana, bay kim'in yerine gelecek kişi kim?

bay tachibana

yakın zamanda aldığım iletiye göre, kendisi sizlerle bizzat tanışmak istediğini belirtti.

hinata - solo

yaşanan durumlardan ötürü çok üzgünüm. bay kim'e yapabileceğimiz herhangi bir şey var mı?

bay tachibana

bay kim konusunu geride bırakmak ve ona saygı duymak en iyisi.

inui

dışarıdaki o kalabalık da ne bay tachibana?

bay tachibana

sanırım teşrif etmişler. siz, şirkette olanlar, işlerinize devam edin.

ilham gelmiyor amk

kazutora

sirkete ucuyorum su an

baji

ben de geldim

mitsuya

hepiniz stüdyo odasına gelin. biz de hakkai ile oraya geçtik.

takemichi

havada gereksiz bir gerginlik var amk

chifuyu

mistik - eski zamanlari andiran bir melodi ile (yan flut diye dusunuyorum) modern beatleri birlestirsem nasil olur

takemichi

mahalle yanarken orospu sacini tararmis <3

»takemichi

elimdeki kalemi parmaklarımın arasında döndürürken chifuyu, şu an yaşananlardan bağımsız olarak sorularına devam ediyordu. bir süre sonra o da kimsesin kendisini takmadığını fark etmiş ve kaçan hevesi ile beraber koltuğa sinmişti.

''bizzat tanışmak istiyormuş, peh! sıkıcı bir iş yemeğinden başka bir şey olmadığı üzerine iddiaya girerim.'' baji, yaslandığı yerden uzaklaşarak chifuyu'nun yanındaki dönen sandalyeye kendini bıraktı. ''ayrıca bu kalabalık da ne? mafya babası gibi, bir sürü takım elbiseli odunu peşine takmış.'' başımı sallamıştım. derin bir nefes alarak elimdeki kalemi masaya bıraktım.

''olanlar resmi olarak basına duyurulduktan sonra gelen şu yorumlara da bakın,'' inui elindeki telefonu bize doğru sallamış ve ardından ekranda yazan birkaç yorumu, yazan kişiymiş gibi seslendirerek okumaya başlamıştı.

''bir şeyleri ifade etmenin garip yolu. gerçekten masumsa şirketten ayrılmamak için elinden geleni yapardı.''

''kaçıyor musun? istifa ederek bütün bu olanlara son vereceğini mi sanıyorsun? umarım sanatçılarına herhangi bi' zararın dokunmamıştır...''

şimdiye kadar göz yumulan ve bir şekilde halı altına süpürülen bu olay bir anda patlamış, kolaylıkla gündeme oturmuştu. yapılan yorumlar, 3. bir gözden bakıldığında haklı geliyordu. işin garibi, eğer bay kim isteseydi bu iddiaları yarattığı başka bir olayla örtebilirdi ama yapmamıştı.

''istifa etmesi skandalları da beraberinde gündeminde getirdi. şirket hisseleri resmen yere çakılıyor amına koyayım.'' geldiğinden beri tek ilgi noktası telefon olan kazutora, sonunda ortama dahil olmuştu. ''satın alan kişinin kâr amacı güderek bu işe kalkıştığını sanmıyorum. eğer öyleyse bile bu alnında enayi yazmasıyla eş değer.'' mitsuya da omuz silkerek fikrini belirtmişti. dibinde dikilen hakkai, hızla ona hak verdiğini söylemişti.

bu boğucu ortam ve sürekli aynı konu üzerinden yapılan yorumlar bir süre sonra sıkmaya başlamıştı. şirketteysek işlerimize devam etmeliydik, en başından chifuyu'nun savunduğu ve bay tachibana'nın söylediği gibi. ''hey, çocuklar? biraz pratik yapmaya ne dersiniz? bu haftaki programımız yoğun. yeni projelere taslak atmaktansa var olanların pratiğine çalışmalıyız fuyu, şirket anlayış gösterecektir.'' chifuyu bir süre yerle bakıştı, sonrasında da kararsız gözleri baji'ye kaydı. geçen sessizliğin ardından karar vermişe benziyordu, ayağa kalktı. ''haklısın lan.'' sabahki gerginliğini üstünden atmıştı, keyfi yerinde bir gülümsemeyle gerindi. o sırada diğerlerinden de onay mırıltıları çıkıyordu.

ayağa kalkarak chifuyu ile önden pratik odasına doğru yürümeye başladık. stüdyonun kapısını araladığımız sırada karşımızda, uzağımızdaki camlarla kaplı ofisin içinden gördüğümüz uzun boylu bir adam vardı. yüzü net seçilmiyordu. önünde bay tachibana olduğunu tahmin ettiğim kişi, uzun boyuna rağmen onu kapatıyordu. arkasında da oldukça ürkütücü bir aura yayan iki kişi duruyordu.

stüdyonun içinden çıkarak karşımızdaki ofisin yanındaki asansöre adımladık, pratik odası iki üst kattaydı. bay tachibana da konuşmasını bitirmiş olacak ki geri çekildi ve ofisin içerisinden yüzündeki yorgunluk ifadesiyle çıktı. selam vereceğimiz anda yanımızdan bizi görmemişçesine geçip gitti. ofise tekrar göz atmak ve o adamları daha iyi görebilmek için kafamı sağa tarafa çevirdim, aynı şekilde karşı gözler de bize dönmüştü.

''takemichi... sence de...'' chifuyu'nun demek istediğini de şu an diğerlerinin nasıl hissedeceğini de anlıyordum. o noktada, hiç beklemediğim bir anda yaşadığım duygu karmaşası sadece kusmak istememe sebep olmuştu. evet, kesinlikle o'ydu. burada ne halt ediyordu, hiçbir fikrim yoktu ama geldiği cehennem çukuruna en kısa zamanda geri dönmesi, kendisinin de dediği gibi, onun için daha iyi olacaktı.

bana dönen, yıllar içerisinde ışıkları sönmüş siyah gözler, bir saliseliğine parlamıştı. benim gözlerimse istemsizce doluyordu. bunun için içimden büyük bir küfür savurmuştum. kendi iradem dışında, vücudumun titrediğini de hissetmeye başladığım sırada chifuyu'nun bileğini kavramıştım. onu peşimden, hızlı adımlarla asansöre sürüklemeye başladım. beni durdurmadı, diğerleri de bize ayak uydurdu.

asansörün tuşlarına art arda basarken inui yanıma gelerek elimi tuttu. ''takemichi, sakin ol. yıllar sonra bu hepimiz, özellikle de sizin için, imkansız elbet ama baksana şuraya, şu çocuklar onu veletken bile tanıyordu.'' tuttuğu elimi bıraktı; baji, kazutora ve mitsuya'yı gösterdi. ''kendi seçimi olduğunu, en azından çabalamadığımız için pişmanlık duymamamız gerektiği gerçeğini kabullenmemiz uzun sürdü. yine de böyle bir durumda...'' baji elini ensesine attı, devam etmek istedi ama mırın kırın edip sustu. bense hiçbir şey yapmadım. bir şeyler söylemek istemiştim gerçi lakin yapamadım.

arkamızdan gelen ayak sesleri büyük, neredeyse boş koridor içerisinde yankılanırken yutkundum ve odağımı asansörden çekmedim.

''merhabalar.''

medya, yasanan ''buyuk karsilasmaya'' o kadar uyuyor ki 😔😔

bi' de duz yazi da cok tikaniyorum, imdat.

but i love you so ↺ takemikeyWhere stories live. Discover now