VII

109 12 11
                                    

//flashback, devamı//

''geçen tüm zaman boyunca duyguların karmaşası içerisinde boğulmamak için gideceğim tek yer, limanım sendin. ama yaşananlara tozlu birer anı muamelesi yaptıkça... sen... beni hayal kırıklığına uğratıyorsun...''

mikey'nin umutsuzluk damlayan sözleri, boş wc içerisinde yankılandı, ikilinin arasındaki dakikalık sessizlikten önce duyulan son şeylerdi bunlar. takemichi kalbine zaten saplı olan hançerin daha derine gittiğini hissetti, kelimeler kafasında dönüp durdu, hepsini sindirircesine. 

takemichi sonunda bir şeyler söyleme cesareti toplamış gibi derin bir nefes aldı, sıkıntılı yüzü hafifçe çattığı kaşlarından ve düz çizgi olan dudaklarından anlaşılıyordu. ''tüm bunların sebebi senken böyle davranmam konusunda nasıl beni suçlayabilirsin? bu hakka sahip değilsin, en azından henüz ben sana daha bağırıp çağırmamışken bile.'' 

kendisine sürekli eğer onunla aynı ortamda bulunurlarsa resmiyeti koruması gerektiğini hatırlatıyordu ama bu sefer sözleri sözlerine denkti; bu çalışan - patron ilişkisinden ziyade ortak geçmişe sahip bir ikilinin konuşmasının başlangıcı olabilirdi, eğer iki saniye sonra hissettiği pişmanlıkla onu kenara iterek wc'nin kapısına doğru yürümeseydi.

mikey sessizce ve yenilgiyle onu kenara itmesine izin verdi, sağ elini hafifçe havaya kaldırdı onu durdurmak istercesine ama sıktığı yumruğuyla beraber elini geri indirdi.

diğerlerini bulmak ve partiden bir an önce ayrılma isteği ile yanıp tutuşan takemichi, yanaklarında hissettiği ıslaklıkla yanında taşımadığı mendile lanet etti.

yaşlar görüşünü bulanıklaştırırken aynı zamanda cebinden çıkardığı telefon ve diğerlerine yazma niyetine de zorluk çıkardı.


takemichi

qylr kldr wiste

chifuyu

aboo

inui

neredesin şu an tam olarak?

kazutora

sanirim gitme zamanimiz gelmis

baji

zaten bu boktan parti sıkıcı olmaya başlamıştı


lobide toplanan çocuklar arasında garip bir sessizlik vardı. takemichi'nin grupta yaşadıklarını anlatmasından sonra teselli mi etseler yoksa sadece siktir olup gitsinler mi emin olamıyorlardı.

sonunda bu sessizliği bölen kişi mitsuya, konuşmaya hazırlanıyormuş gibi usulca iç çekti. ''pekala, millet... en azından yetkili birilerine haber verseydik? öylece gidiyor olmamız ne kadar doğru bilmiyorum... daha konuşmalar bile yapılmadı, teknik olarak partinin açılışı da.'' 

gözleri yerde gezinen takemichi sessizce bir köşede duruyordu, fikrini belirtmeyeceği ama buradan ayrılmak istediği belliydi. chifuyu, mitsuya'ya cevap verirken yavaşça başını sağa sola salladı, ''siktir et. üyelerimizden birkaçı rahatsızlandı der geçeriz, zaten artık bay tachibana gibileri de bize fazla karışamıyor.'' baji onu onaylarcasına başını salladı, o da elleri cebinde sessiz ama sıkıntılı şekilde buradan ayrılmayı diliyor gibiydi.

mitsuya omuz silkti ve çok da üstelemedi, takemichi'ye kısa bir bakış attıktan sonra mırıldandı. ''iyi... haklısın.''

oy birliği ile partiden ayrıldılar. yurtlarına dönene dek de kimse konuşma girişiminde bulunmasa da, takemichi için bu sessizlik, anlayışın küçük bir jestiydi.

but i love you so ↺ takemikeyWhere stories live. Discover now