14. "Askerin elleri"

7.8K 855 868
                                    

Fena bir yaz nezlesi atlatıyorum. Henüz iğne vuruldum, onun rahatlığıyla bölüm başına oturdum. Vira Bismillah diyelim ve bol aksiyonlu bölümümüzü selamlayalım.
Yorum yapmayı ve beğenmeyi ihmal etmeyelim kuzular. Çünkü hikayenin daha fazla kişiye ulaşmasını yorumlar ve beğeniler belirliyor. El birliğiyle trendlere sokalım mı Wattpad'de? Hadi parmaklarınıza kuvvet. 🤭😘

...

Kabuslarında, bazense en kötü hayallerinde bir sahne canlanırdı zihninde. O adamın çıkageldiğini ve Yüsra'yı ağabeyinden, yeğenlerinden ayırıp kendi doğrularıyla büyüttüğü kabuslar... Bu kabuslarda Yüsra önce kendisi, sonra annesi oluyordu. Annesinin hissettiği ihaneti hissediyor, çektiği acıyı çekiyordu.

Baba, diyemediği adamın hapiste olduğunu biliyordu. Ona uzanamayacağını biliyordu ama bu korku ömrü boyunca yakasını hiç bırakmamıştı.

Gözlerini arayamadığını fark ederek o tür bir kabusun içinde uyandı. Başı felaket ağrıyor, boynu sızlıyordu. Eşarp gibi dokulu bir şey hissetti gözlerinde. Elleri uyuşmuştu. Onların altına katlandığını düşünerek yatakta yer değiştirmeye çalıştı.

Kabustan halen uyanamadığını o an anladı. Seslendi. "Tugay?"

Ellerini bağlamışlar gibi debelenmeye çalıştı. Uyku apnesi mi yaşıyordu?

"Tugay'ın İncisi..." Bir adam sesi onu ürpertti. Odada botun yere vuran sesi duyuldu. Tehditgar, boğucu bir hava sezdi Yüsra bu seste. Gerindi. O zaman hatırlamaya başladı. Topal adamı, evine gidişini, boynuna vurulan şırıngayı. Küçük bir aydınlanma yaşadı. Sonrasında ise yerini merak ve korkuya bıraktı.

"Ne istiyorsun?" diye sordu. Ona Tugay'ın İncisi demişti. Bu Yüsra'yı korkuttu.

"Seninle tanışmak istedim."

Yüsra, yüzünde bir el hissetti. Midesi kusman ister gibi kasıldı. Yanağında bıçağın sırtını andıran bir soğukluk belirdi. "Hareket edersen o güzel yüzün kanar Hekim Hanım." Bir hareketle gözündeki bağı kesti. Yüsra ışığın rahatsız ediciliğini bekledi ama öyle olmadı. Harabe gibi bir yerde, elleri ve ayakları bağlı bir sandalyede oturuyor, zifiri karanlığı önleyen pencereden yansıyan ay ışığıyla karşısındaki siyah silueti seçmeye çalışıyordu. Bunun o adam olduğunu fark etti. Topal komşusu... Siyahlar içinde, oldukça bakımlı ve yürüyebilir haldeydi. Üstelik adamın üstünden pahalı parfüm kokuları yayılıyordu. Yüsra suratını buruşturdu. Bazen fazla iyi niyet, onu böyle yerlere getirirdi. Ağabeyi bu konuda hep uyarırdı.

"O adam mı gönderdi?" diye sordu şüphesiz. Başka kim olabilirdi? Yüsra ile kimsenin derdi olmazdı.

"O adam?" Adam eğlenir gibi gülümsedi. Yüsra'nın ömründe gördüğü en samimiyetsiz gülümsemeydi. Adamın psikolojik sorunları olduğu on metre öteden anlaşılıyordu.

"Şimdi laf ebeliğine gerek yok." Yüsra bulunduğu duruma rağmen sivri konuştuğunu fark ediyordu. "Kim için çalıştığını biliyorum."

"Demek öyle?" Adam öne eğilince Yüsra bir anda kesilen nefesiyle yerinde sindi. Şimdi ona, onu öldürecekmiş gibi bakıyordu. "Benim biricik tutsağımı isteyen başkaları da mı var? Ah alınırım ama kurbanım. Tugay Komutanın başka düşmanları da mı var?"

Yüsra yeniden analiz etmeye başladı. Bu halde düşünüyor olması bile garipti ama o Demir'in kız kardeşiydi. Ömründe bir çok şeye tanık olmuştu. Bu olanlar onu korkutsa da, sağduyusunu bozmazdı.

"Tugay Komutanı benimle korkutamazsın," dedi omuzları gerildiği için yerinde kıpırdanmaya çalışarak. "Yazık, çok uğraşmışsın. Sağlam prodüksiyon kurmuşsun falan ama formalite bir evlilik bizimki. Benim için üzüleceğini sanmam."

Sana Teslim Oluyorum (Umut Serisi 7)Where stories live. Discover now