6

2.7K 168 55
                                    

Keyifli okumalar dilerim. シ

Rüzgar tatlı tatlı esiyor, dalgalar kıyıya sakince vuruyor, çocuklar beşinci rüyalarını görüyor ve normal insanlar horul horul horluyorken Jungkook içtiği üçüncü şişenin dibine vuruyordu.

Yoongi bu sarhoş velet yüzünden çektiği çileye yanarkan tek görüşte aşık olmuş mafya bankası kim taehyung ise kendisini asla fark etmeyen çocuğu alık alık izliyor ve içinden de onu nasıl şirketinde çalışmaya ikna edeceğini düşünüyordu.

Taehyung yalancı değildi, gerçekten de tek görüşte tutulmuştu Jungkook'a ve bu genç çocuğun maddi durumu babasından hallice olduğu için bir işe ihtiyacı olabileceğini düşünmüştü. Tavşan dişleri olan bu seksi gencin başına talih kuşu konmuştu resmen ama çocuk bunun farkında bile değildi hatta bu durumla taşşak geçiyordu be!

Tamı tamına bir ay olmuştu.

Bir akşam yine on beş kişilik koruma tayfası ile Yoongi'nin mekanına gelen Taehyung -barın adı gerçekten Yoongi'nin mekanıydı bu arada- sahnede tatlı tatlı şarkı söyleyen Jungkook'u görmüş ve baş koruması Hoseok onu uyarana kadar gözlerini ona dikip öylece seyretmişti. "Kalp krizi geçiriyorum galiba Hoseok." demişti sonra ve peşinden de bir ton yaygaraydı işte.

Taehyung yüzündeki kabız olmuş ifadesiyle bu cümleyi kurup bir de elinin göğsüne atınca Hoseok patronunun gencecik yaşta trajik bir şekilde ölme ihtimalinin aşık olmasından daha fazla olduğunu düşünerek herkesi telaşalandırmış ve patronunu kucağına aldığı gibi hastaneye götürmüştü.

Normal bir zaman diliminde taehyung'tan güzel bir dayak yerdi böyle yaptığı için ama on beş korumalı mafya bankası kim taehyung o an sadece sahnedeki çocuğu düşünüyordu. "Hoseok, ölüyorum gibi ama harika bir hismiş bu amına koyayım!"

Tüm karizmayı çizdirmişti yani. Yılların ağır abisi, sert bakışlı haşin erkeği, en zengin mafya bankası Kim Taehyung gidip de ayyaşın birinin oğluna tutulmuştu işte daha ne olabilirdi lan?

Oldu tabii ki.

Aşk tutulması yaşadığı geceden 2 gün sonra yeniden Yoongi'nin mekanına gitti. Jungkook bu sefer hayatının tüm zorluklarına yenik düşmüş ve ağlayarak barın yolunu tutmuştu. Çok sinirliydi, çok yorgundu ve artık dolmuştu. Yoongi'nin odasına gürültüyle dalmış bir saat boyunca ağlamıştı ve tüm bunlar olurken Yoongi bilgisayardaki işlerini halletmiş, Taehyung'da henüz yeni giriş yapmıştı mekana.

Jungkook artık sakinleşmesi gerektiğinin farkındaydı. Eve her zamanki gibi sarhoş gelen babası ona annesi ile ilgili ağza alınmayacak laflar sayarken öylesine sinirlenmişti ki ilk defa sinir krizi geçirip evi darmaduman etmiş ve sarhoş olmasına rağmen babasını büyük bir şoka uğratıp öyle çıkmıştı evden. Şimdi ise derin nefesler alarak kendisini telkin ediyordu. Tüm bunlar bitecek, annem geri gelecek ve biz eskisi gibi olacağız.

Çocuğun sakinleştiğini gören Yoongi aslında boşa oynattığı ve bir saat boyunca yalandan işi varmış gibi uğraştığı bilgisayarını kapattı. Min Yoongi umursamaz değildi. Belki de Jungkook için en faydalı hareketleri sergileyen oydu çünkü Jungkook ağlarken yalnız olmayı sevmezdi ama Jungkook, ağlarken birinin onunla konuşmasını da sevmezdi. Yoongi bu yüzden o sakinleşene kadar öylece beklemiş, Jungkook onu oyaladığını düşünüp vicdan azabı çekmesin diye de işi varmış gibi rol yapmıştı.

Genç çocuğu kolundan tuttuğu gibi aşağı indirdi. Vıp localarının olduğu kısımdan kendisine ait olana oturttu ve en hafifinden alkollü bir içecek getirtti.

Jungkook'un bünyesi alkole karşı zaten zayıftı. O babasına çekmemişti. Alkolü su gibi tüketmez hatta hiç de sevmezdi ta ki yaşadıklarını kaldırmak, olduğundan daha güç gelene kadar.

Hangover | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin