15.Bölüm

3.2K 269 141
                                    

Yazardan

Telefonunun küçük ekranından yararlanıp, tekrar alnındaki kızarıklığa baktı yeşil gözlü oğlan."Yarım saat sonra geçer mi sence?"diye üzgünce sordu.

Gözünü yoldan ayırmadan konuştu Ferit."Güzelim,sivilceler hemen öyle geçmez ki."

"Niye ama?Birden çıkmasını biliyor da neden birden yok olamıyor sivilce?"Dora kaşlarını çatıp sinirli civciv haline büründü.

"Krem sürdük geçer birkaç güne ama yeni çıkmış o.Daha uzun sürebilir yani."

"Umarım sürmez.Tam da gününü buldu,çekileceğimiz fotoğrafların hepsinde çirkin çıkacağım."dedi dudaklarını öne çıkartıp.

"Sen ve çirkin çıkmak?Güldürme beni güzelim.Ayrıca fotoğraf çekilmek zorunda değiliz sen istemezsen.Güzel anılarımız bizimle birlikte yaşayacak,unutmayacağız hiçbir zaman."

Onun bu sözüne karşılık minnet dolu,sıcak bakışlarını sundu Dora.Haklıydı Ferit.Birbirlerine sahipken fotoğrafları ne yapacaklardı?

"Şimdi söyle bakalım,ilk randevumuzda nereye gidiyoruz?Beni buralara kadar getirdin.Yoksa kaçıracak mısın beni?"dedi gamzeli adam gülerek.

Gerçekten de yaklaşık yarım saattir,Dora'nın rehberliğinde bilinmez bir yere gidiyorlardı."Bilinmez" yeri sadece Ferit bilmiyordu aslında....Civciv oğlan yine sürpriz yapmak istemişti.

Ona yapılan son sürpriz aklına gelince dudaklarının kenarlarının kıvrılmasına engel olamamıştı Ferit.Sevdiğinin,uğraşıp kendisi için bir şeyler yapması onu çok mutlu etmişti.Her şeyi çok güzel düşünmüştü çocuk.Bir şey hariç...

O anı hatırladıkça tekrar tekrar utanmasına engel olamıyordu.Her banyo dolabını açtığında onun aldığı çilekli prezervarifle bakışmak zorunda kalıyordu!Paketi gördükçe aklına gelen şeyleri düşünmek bile istemiyordu.Bir gün Dora'yla bu konuyu açık açık konuşmaları gerekecekti ama henüz bunun için erkendi.

Ferit, sevdiğinin kendisine gelmesini,sormasını bekliyordu.Ondan bir hamle gelmedikçe konusunu açmayı bile düşünmüyordu.Doğru olanın bu olduğunu inanıyordu.

"Arabayı sen kullanırken nasıl kaçırayım ben seni?"diyip adamın düşünce bulutunu yok etti çimen gözlü."Ayrıca neredeyse geldik,baksana!"dedi heyecanla.

Ferit başını kaldırıp geldikleri yere baktı.Aniden gördüğü lunapark tabelasıyla duraksadı,direksiyonu tutuşu güçsüzleşti."Buraya mı geldik gerçekten?"diye burukça sordu.

"Evet.Ama neden yüz ifaden değişti?Beğenmedin mi yoksa?İnternetten bulmuştum burayı oysaki.Yorumların çoğu da olumluydu."dedi üzgünce.

Ferit arabayı kenara çekip hüzünlü gözlerini saklamaya çalışarak konuştu."Hayır,beğendim elbette.Sadece...Ben daha önce hiç lunaparka gitmedim."

Daha önce gerçekten de lunaparka gitmemişti gamzeli adam...Küçük bir çocukken gitmeyi çok istemişti.Fakat ailesinin oldukça karanlık bir dönemden geçtiği zamana denk geldiği için fırsatı olmamıştı.

Çocukluğunun büyük bir kısmı hastane koridorlarında geçmişken nasıl gidecekti ki hem?Hasta annesini yalnız bırakmaya cesaret edemezken...

Aslında bir keresinde tüm cesaretini toplayıp, babasına onu lunaparka götürmesi için sormuştu.Belki de bu soru Ferit'in en büyük pişmanlıklarından biriydi.Babası ona bağırmış,çağırmıştı.Bütün hastaneyi ayağa kaldırmıştı.Nereden bilebilirdi ki babasının bu kadar kızacağını?Her arkadaşı lunaparka gidiyorken o da gitmek istemişti sadece.Bir güncük de olsa normal çocuklar gibi eğlenmeyi dilemişti.

Oyuncak Bebek BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin