4-konuşmalıyız

800 72 51
                                    

ilk iki bolumu guzel okundu da diger bolume noldu sevmediniz mi
neyse bi deneme olmusum ustumden gecti lutfen bol bol yorum yapinnn ben bu mutlu ediyo <33

<>

<heeseung>

"hadi ama heeseung aranız bozuk ayrılmayın" jake kendini yatağıma atıp sitem ettiğinde omuz silkerek çantama kıyafetlerimi yerleştirmeye devam ediyordum.

"üç yıldır arkadaşız bir yıldır saklıyormuş ya. hadi onu geçtim kardeşim sakladı benden. beni ilişkilerinden bahsedecek kadar önemsememişler bile" dediğimde jake iç çekmişti.

"böyle bir tepki bekledikleri için söylemediler heeseung"

"bir yıl sonra değil daha önceden açıklasalar sanki onlara kırılacaktım. bak kırılacaktım diyorum. söyleseler belki kıskandığım için kızardım ama şimdiki gibi kırılmazdım"

"tamam ben bir şey demiyorum. çekildim konudan. artık aranızda halledin her şeyi" ellerini kaldırarak pes ettiğini belirtirken ben de yüz ifadesinin komikliğine gülümsemiştim.

"o değil şimdi ramen gecelerimiz yok mu?"

"tabii ki var. ama artık bende kalırsın nasıl fikir?"

"böylece gece dışarıya da çıkabiliriz"

"yurdun kapanması gibi bir derdimiz olmaz" dediğinde çak yapmıştık.

"of artık çok az görüşeceğiz ya"

"merak etme sunoo için geldiğimde görüşürüz" dediğinde kafasını sallamıştı.

işaret parmağımı ona uzatıp "ama sizin daha çok gelmeniz lazım. biliyorsunuz maçlarım sizden önce başlıyor" demiştim.

"biliyorum seung merak etme gelip duracağım rahatsız edeceğim seni" dediğinde kıkırdamıştım. bavulumu kapayıp şarj aletimi ve kulaklığımı da almıştım.

"bir şey unutursam kenarıya koy unutma bak" dediğimde kapı açılmıştı.

jay'i görmemle çoktan ceketimi giyip elimi bavulla atmıştım. yanıma gelip elimi bavuldan çekmiş ciddi bir şekilde bana bakıyordu. ben zaten sinir küpü gibi geziyordum ama onun ilk defa bu kadar sinirli ve ciddi olduğunu görüyordum

"konuşmalıyız"

"siz benimle konuşmadan anlatmadan hallediyorsunuz zaten her şeyi ne gerek var?"

"saçmalamayı kes heeseung. jungwon yeterince üzüldü zaten. babasının tepkisinden korkuyordu ama asıl sen kırdın onu"

"ha siz beni kırmadınız yani? çekil ya gideceğim ben" beni kolumdan tutup durdurduğunda göz göze gelmemizle sinirle kafamı koluma indirmiş ve çekmiştim.

"heeseung. bak lütfen gel düzgünce konuşalım. jungwon'un hatrına hatta bana kız döv ama konuşalım" dediğinde yumruğumu sıkmayı kesip yüzüne yapıştırmıştım. elime baktığımda rahatlasam da içim acıyordu çünkü o da benim kardeşim gibiydi.

elini dudağına atıp bana baktığında jake aramıza girmiş "tamam, önce bir sakinleşin aranızdakileri sonra da halledersiniz. daha düzgün bir kafayla konuşun jay. heeseung sen de bekletme sunooları." dediğinde sinirle jay'e bakıp ardından odadan çıkmıştım.

asansöre baktığımda en alt kattaydı. bir süre beklesem de birkaç kere tuşa basmama rağmen gelmemişti.

her zamanki gibi bozulduğunu fark ettiğimde kendi kendime söylenmeye başlamıştım. "gerçekten sekiz katlık yurtta nasıl asansör düzgün bir şekilde çalışmazdı ya?"

artık ses çıkartmamak için uğraşmaktan vazgeçip hızla bavulu indirirken bavula odaklandığım için birine çarpmıştım.

şansımıza tam indiğim sıra çarpışmıştık da kimseye bir şey olmamıştı.

çarptığım kişiye bakmamla iki gün önce karşılaştığımız çocuk olduğunu fark etmiştim.

<>

heehoon ficlerine heejake eklemesem oluyomusum
bu bolum biraz kisa ama sonrakiler daha uzun

ʙᴀᴅᴍɪɴᴛᴏɴ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin