Bölüm 18

1.9K 54 37
                                    

Seelam nasılsınız canımın içleri? Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur.

"Ayperim'in güvenip sığındığı o güvenli alandı Poyraz. "

Esenli okumalar 🕊

Açık olan kapıyı panikle kapatıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Uzun koridorda ilerlemeye başladığımda tüm odaların boş olduğunu fark ettim. Seslerin geldiği odaya girdiğimde izbandut adamların, onu, Defne'nin katilini bir sandalyeye bağlamaya çalıştıklarını gördüm. O ise sadece bana bakıyordu. Siyah kar maskesi vardı, sadece yosun yeşili gözleri görünüyordu.

Odanın kapısında öylece durmuş ve ne yaptıklarını izliyordum. En sonunda onu bağladıktan sonra ikiside odanın içerisinde bulunan balkona çıkıp sigara içmeye başladılar.

O sadece bana bakıyordu. Nefesimi kontrol etmeye çalışıyordum. Daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştım, öldür onu Efsun. O Defne'yi nasıl öldürdüyse öyle.

Gözümden akıp yanağımdan aşağı süzülen göz yaşımı sağ elimin tersiyle sildikten sonra hızla balkonun kapısını kapatıp kilitledim ve balkonun kapısına vurmaya başladıklarında sinirle onun tam karşısına gidip durduğumda iki elimlede boğazına yapıştım.

"Ne istedin kardeşimden! Ne istedin ondan!" Hem bağırıp hem ağlıyordum. Orada o saniye onun canını almak istemiştim. O kadar ölmesini istiyordum ki o kadar çok sıktım boğazını. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Hiçbir şey söylemiyordu. "Benim kardeşim küçücüktü! Ne istedin ondan?! Hiç mi vicdanın yoktu?! Çocuktu o! Merhametsiz köpek!"

O sırada bir anda içeri giren Poyraz, "Efsun n'yapıyorsun?! Dur bırak!" Deyip kollarımdan tutup beni ondan ayırdı. Bana sımsıkı sarıldı.

"Çocuktu o. Poyraz çocuktu!" Dediğimde sesim alçalmıştı. "Çocukluğu elinden alınmış bir çocuktu. O benim kardeşimdi. Tek istediği şey mutlu olmaktı, güzel bir hayattı..." Ağzımdan bir hıçkırık çıktı.

"Veremedim ona o hayatı." Poyraz bana sımsıkı sarılmaya devam ettiğinde biraz daha sakinleşmiştim.

Poyraz geri çekilip, "Tamam, tamam sakin ol." deyip ona baktı ve kolumdan tutup beni başka bir odaya götürdü. "Onunla işimiz bittiğinde onun sonuna beraber karar vereceğiz. Tamam mı? Şimdi sakin ol o bize canlı lazım. Defne için, Ayperi için, kardeşlerin için." Dedi.

Sol elimin tersiyle yanağımdan süzülen göz yaşımı sildim. Oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi başımı salladığımda tebessüm etmişti. Cebinden çıkardığı anahtarı uzattı. "Hadi eve git uyu biraz geleceğim biraz sonra." Dedi.

Tekrar başımı salladım ve elindeki anahtarı aldım."Bekle bir dakika." Dedi ve içeri gitti. Tekrar kumral olan izbandut adamla yanıma geldiğinde.

"Sinan da peşinden gelecek kapıda bekleyecek korkma sakın." Dedi bana bakarak Demek kumral izbandutun adı Sinanmış ve ekledi Sinan'a dönerek. "Sende gözünü de dört aç." Sinan başını sallamakla yetindi. Son kez Poyraz'a baktım ve Sinanla kapıya doğru yürümeye başladık.

Sinanla kapıya doğru ilerlerken zil çaldı, hemen kapıyı açtım. Berat, Deniz, Poyraz'ın babası ve Deniz'in babası gelmişti. Hepside tü tü maşallah. Sus.

"Selam." Dedi Berat ve tebessüm etti. Gülüşü çok güzeldi ve huzur veriyordu. Bu çocuk hep gülsündü.

Tebessüm etmeye çalışarak, "Selam. Hoşgeldiniz." dedim ve kapının önünden çekildim sırayla içeri girdiler. Tam çıkacağım sırada Berat'ın babası da gelmişti. Diğerleri çoktan içeri girdiklerinde Berat hafifçe kolumu tutup, "Nereye gidiyorsun?" dedi.

DESİSE | +18 (ASKIDA)Where stories live. Discover now