VII

14 3 0
                                    

Keyifli okumalar

\\\\

(yazardan)

Felix ayrılmıştı oradan. Bilmediği ve görmediği çok şey vardı.

Jee Jeon, Felix'in aklına gelmeyecek şeyler planlamıştı. Bu bir çoğumuzun aklına gelmiştir ama onun gelmemişti.

Depo çok tenha yerlerdeydi, ana caddeye ulaşmak için bile birkaç dar, sessiz, tenha sokaklardan geçmek gerekliydi. Başka yol olmaması ne kadar Felix'in canını sıksada başka çare yoktu.

Hiçbir şeyden habersiz ilerliyordu Felix. Kimse yok gibi gözüküyordu. Ama herşey görünenden ibaret değildi.

Biraz daha ilerledi Felix, birkaç adım sesi duyuldu yakından. Olabildiğince yavaşladı, tedirgindi. Kendi geçemediği sokaktan kardeşi nasıl geçmişti?

Kendini toparladı Felix, ilerlemeye devam etti, ana caddeye az kalmıştı.

Bir ses duyuldu. Çok boğuk çıkıyordu ses. Sanki..

Sanki birinin adını söylüyordu sessizce. Kim konuşuyordu?

"Kim var orada? Kimsiniz?"

Felix biraz tedirgin olmuştu. Sıkınmıştı..

Arkasını dondu Felix belki ses oradan geliyordur diye lakin yanılmıştı.

Önünü döndü... (00.00 dilek tutun babyler)

Karşısında 3 maskeli kişi. Tekrar korkarak arkasını döndü Lix. Aynı görüntü ordada vardı.

Birşeyler ters gidiyordu bunu anlamıştı ama artık çok geçti.

Adamlar Felix'in üzerine gelmeye başladılar.

Sonra..

Sonra ne mi oldu?

Durmadılar. Kimse durmadı. Felix'in sessiz yardım çığlıkları o sokakta kayboldu. O adamlardan başka kimse yoktu o sokakta.

Felix sessizce söylendi..

"Şimdi.. Şimdi neredesin Hyun? Lütfen gel.. Lütfen.."

Kimse gelmedi. Ardı arkası kesilmeyen yumruklar tekmeler son bulmadı.

Felix orada tek başınaydı. Aklında ve dilinde tek kişi vardı. Onun adını söyleyip duruyordu lakin kimse onu takmıyordu..

"Hyun-. Hyunjin.."

Orada öylece bırakıldı Felix. Kimse görmedi onu tek başına saatlerce aynı konumda aynı pozisyonda kaldı. Hala aynı şeyleri tekrar ediyordu. Güçsüz düşmüştü. İletişime geçeceği hiçbir alet yoktu.

Sabah oldu, kimseler etrafta değildi. Kimse farketmemişti hala onu.

Hyunjin. Ne mi yapıyordu?

Minho abisini çok merak etmişti. Ona ulaşamıyordu. Ona ulaşamayan tek kişi Minho da değildi. Hyunjin biliyordu Minho'nun, Felix'in kardeşi olduğunu.

Alt sınıfların olduğu kata geldi Hyun. Gördüğü herkese sordu Lee'yi.

Sonunda sınıfını öğrenebilmişti.

"Lee Minho, nerede?"

"Bu-buradayım.."

"Abin Minho.. Nerede abin?"

Ağlayarak cevap verdi Minho "Bilmiyorum. En son ben geleceğim dedi gelmedi. Bilmiyorum.."

Hyunjin'e sarılarak ağlamaya devam etti, Hyun hızlıca toparlandı ve Minho'yu kendinden uzaklaştırıp sorusunu düzeltti.

"En son neredeydiniz Lee? Beni oraya götürebilir misin?"

Tedirgince başını olumlu anlamda salladı Lee.

Okuldan çıktılar, Lee'nin anlattığı yere gittiler. Tek değillerdi.

Chan'de onlarla gitmişti.

Ara sokaklarda gezmeye başladılar. Bu sırada Hyunjin sürekli Felix'in adını haykırıyordu.

Sonunda Felix'in olduğu sokağa girdiler. Lix'i gören ilk kişi Chan oldu.

"Orada işte!"

Bir trafonun yanında kaldırım kenarında oturmuş Felix'i gördüler.

Yanına ilk varan Minho oldu.

"Abi-?" sesi duyulmayacak kadar kısık çıkmıştı. Ardından yanına ulaşan Hyunjin hemen Felix'i yokladı.

Kötü gözüküyordu. Dudağı patlamış, sağ kaşı yarılmıştı. Vücudunun görünen yerlerindeki kızarıklardan hiç bahsetmiyordu bile. Saçlarında kurumuş olan kan pıhtıları durumun ağır olduğunu söylüyordu.

"Özür dilerim Lix'im. Yanında olamadığım her saniye için özür dilerim.."

Hızlı davrandılar. Sokağın sonuna kadar Hyunjin, Felix'i kucağında taşıdı. Buraya Chan'in arabası işe gelmişlerdi. Hızla arabaya geçtiler. Dikkatlice Felix'i arka tarafa yerleştirdiler. Hyun bir saniye bile başından ayrılmadı.

Chan arabayı hastaneye sürüyordu. İçeride bir sessizlik hakimdi. Ara sıra Minho'nun iç çekişleri duyuluyordu. Hyunjin söyleniyordu..

"Özür dilerim Lix'im. Bundan sonra hep yanında olacağım. Korkma.. "

\\\\

Umarım beğenmişsinizdir.
10 bölüm final haberiniz olsun :)

silent\\hxWhere stories live. Discover now