5

41 11 22
                                    

Chanhee bir yandan gofret yerken diğer yandan da edit işiyle uğraşıyordu. Bugün olması gerekenden daha az müşteri gelmesiyle bu işine gelmiş ve çıkartmak istediği fotoğraf kitabı için çalışmalarına kaldığı yerden devam ediyordu. Bu iş sandığından kolay değildi ama bunu çıkarttığında yaşayacağı mutluluğu hayal edince daha da gaza gelmişti.

Çalan kapıyla gözlerini bilgisayardan ayırmadan 'gel' dedi. Kapı yavaşça açıldı ancak hiçbir ses çıkmamıştı.

"Ne oldu Changm-" dedi sırada karşısında Younghoon'u görünce şoka uğramıştı.

"Sürpriiiiz!" dedi Younghoon elindeki çikolata paketiyle. "Çok sıkı çalıştığın için sana bir sürpriz getirdim." dedi gülümseyerek Younghoon.

Chanhee ise bir çikolata paketine bir Younghoon'a bakıyordu.

"Neden geldiniz Bay Kim?" dedi Chanhee. O sırada nezaketten yoksun olduğunu fark edip ağzından bir "hıı" kaçmasına engel olamadı. Younghoon ise üzgün bir ifadeyle Chanhee'ye bakıyordu.

"Bir sürpriz yapayım dedim canım. O kadar bizim için uğraştınız. Ben de size yardımcı olmak istiyorum." dedi Younghoon.

"Keşke zahmet etmeseydiniz. Biz işimiz neyse onu yapıyoruz yardımcı olmanız gereken bir konu yok." dedi Chanhee önceki nezaketsizliğinin aksine tatlı bir tonda konuşarak.

"Bu çikolataları Juyeon ile beraber sizin için küçük bir 'teşekkür hediyesi' olarak aldık ve bunu kendimiz istediğimiz için aldık. Siz bize çok iyi baktınız ve biz de bunun karşılığında boş durmak istemedik." dedi Younghoon. Chanhee'nin yüreği pır pır etti.

"Pekâlâ, çok teşekkürler öyleyse." dedi gülümseyerek Chanhee. Ardından yerine geçti. Younghoon ise koltuğa oturdu.

"Ne yapıyorsun?" dedi Younghoon, Chanhee'nin bilgisayarına bakarken.

"Bu fotoğraf stüdyosunu açtığım zamandan beridir çektiğim fotoğrafları bir kitap haline getirip satmayı düşünüyordum. Böylece daha çok tanınabilirim." dedi Chanhee. Younghoon ise dikkatlice fotoğraflara baktı.

"Peki tamamlanmış fotoğrafların var mı?" diye sordu. Chanhee ise bu soru karşısında bilgisayarda bulunan bir klasöre girmiş ve tamamlanmış fotoğrafları göstermişti.

"Vay canına." dedi Younghoon. "Cidden bu konuda o kadar iyisin ki seni kıskanıyorum." dedi dudaklarını büzerek. Chanhee ise gülmüştü.

O sırada yine kapı çaldı ve içeri Changmin girdi.

"Chanhee." dedi neşeyle 'e'leri uzatarak. "Prada'nın resmî sayfasında fotoğraflar paylaşılmış gördün mü?"

Chanhee ise başını ovuyormuş gibi yaptı. "Sabahleyin gördüm Changmin hatta sana da gösterdim." dedi.

Changmin ise dudaklarını büzmüştü. "Tüh dinlememişim." dedi. Ardından Younghoon'a dönüp selam verdi.

"Dünkü yemek için çok teşekkürler tekrardan Bay Kim." dedi gülümseyerek. Younghoon da gülümsedi ama içten içe bıktığını anladı Chanhee.

"Changmin, bize iki kahve getirir misin? Biri sütlü olacak." dedi Chanhee. Changmin ise başını sallayıp mutfağa gitmişti.

"Changmin adına cidden üzgünüm. Bu sıralar cidden çok değişik davranıyor." dedi Chanhee sesinden bıkkınlık akıyordu.

Younghoon ise kahkaha atarak karşılık verdi. "Yemeğe bu kadar bağımlı ilk defa gördüm. Evde bir şey yiyor mu acaba?" diye sordu. Chanhee ise 'bilmiyorum' dercesine omuz silkmişti.

Ardından Younghoon Chanhee'ye döndü. "Benim sütlü kahve içtiğimi nereden biliyorsun." dedi gözlerini kısarak. Chanhee ise bir anda dediği şeyle donakalmıştı.

Cidden nereden ezberinde kalmıştı?

"Şey... Geçen gün yine geldiğinizde sütlü kahve istemiştiniz oradan kaldı aklıma." dedi Chanhee gülümseyerek. Younghoon ise 'anladım' dercesine başını sallamıştı.

Kahvelerin gelmesiyle Chanhee masaya Younghoon'un getirdiği çikolataları koymuş bir tanesini de Changmin'e uzatmıştı. Changmin ise sevinçle kabul etmişti ve odadan çıkmıştı.

"Off... diyet yapacaktım ben." dedi hüzünle Chanhee. Her pazar günü 'yarın diyete başlıyorum.' lafı pazartesi günü son buluyordu. Dün ise Chanhee kararlı bir şekilde 'diyete başlıyorum.' demiş ancak yine bozulmuştu.

Younghoon ise Chanhee'ye bakmıştı. "Diyet yapabilmek için yeteri kadar zayıf değil misin zaten?" dedi. Chanhee ise ağlamaklı bir ses tonu çıkarmıştı.

"Birkaç gündür çok yemekten mi az hareket etmekten mi göbeğim çıktı." dedi Chanhee masanın altından sanki Younghoon görebilecekmiş gibi karnına vurdu.

Younghoon ise gülümsedi. "Elbette yapmak istiyorsan yap ben buna karışamam ama şu halinle bile çok güzel görünüyorsun?" dedi Younghoon. Chanhee ise kızarmıştı.

Younghoon ona iltifat etmişti.

Younghoon ona 'güzel' demişti.

Chanhee mutlu.

"Te-teşekkürler." dedi Chanhee zorla konuşarak. Younghoon ise kahkaha atmıştı.

"Yüzün saçınla aynı renk oldu." dedi Younghoon. "Çok tatlı görünüyorsun.

Chanhee ise devekuşu olmadığı için kafasını kuma gömemeyeceğinden kafasını masaya koyup kollarıyla kapatmıştı. Bu Younghoon'un daha çok kahkaha atmasına sebep olmuştu.

"Özür dilerim utandırdığım için hadi kaldır yüzünü." dedi Younghoon. Hem gülüyor hem de Chanhee'nin kollarını çekiştiriyordu.

O sırada yine kapı çaldı.

Geleni tahmin etmek zor olmasa gerek.

Changmin bir hışımla kapıyı açmıştı. Ardından gördüğü manzarayla donakalmıştı.

Chanhee ise hızlıca masadan kaldırdı kafasını.

"Efendim Changmin." dedi Chanhee. Changmin bir süre sessiz kaldıktan sonra cevap verdi.

"Yeni bir müşteri geldi fotoğraf çekimi için ama çekimi senin yapmanı istiyorlar. Gelmen lazım." dedi. Chanhee ise başını salladı. Changmin kapıyı kapattıktan sonra kafasını salladı.

"Ben bu çocukla ne yapacağım..." diye mırıldandı Chanhee ardından Younghoon'a döndü.

"İstersen gidebilirsin." dedi Chanhee.

"Hayır sorun yok sen işini hallet. Aslında seninle konuşmam gereken bir mesele var." dedi Younghoon.

"O zaman işim bitince konuşuruz." dedi Chanhee. Younghoon da başını sallayınca odadan çıktı ve aşağıya indi.

Younghoon'un ne hakkında konuşacağını cidden merak ediyordu.

Younghoon sizce ne konuşacak 🤔🤔

Umarım beğenmişsinizdir ♥️♥️♥️

photographer ✧ bbangnyuWhere stories live. Discover now