14

23 5 0
                                    

"Ona gözüm gibi bakacağımdan emin olabilirsiniz." dedi Chanhee'nin ablası Changbin'i içeri alırken.

"Yine de dikkat etmeniz gerek. Çok hiperaktif bir çocuk bir yere zarar verebilir." dedi Changmin. Chanhee'nin ablasına güveniyordu ama içi el vermiyordu.

"Hiçbir şey yapamaz merak etme. Hem onun yaşında bir oğlum var onunla tanıştırırım." dedi gülümseyerek.

"Tamam abla sana güveniyoruz." dedi Chanhee ardından birbirlerine 'hoşçakal' dediler.

Chanhee ve Changmin evden çıktılar. Ardından Chanhee'nin arabasına bindiler.

"Sıradaki durak havaalanı!!!" dedi Chanhee sevinçle. Ardından Changmin de Chanhee'ye ayak uydurdu.

Trafikten kaynaklı zar zor gittikleri havaalanına sonunda gelmişlerdi ancak acele etmeleri gerekiyordu.

Sonunda pasaport, bagaj ne gerekiyorsa kontrollerini yaptırıp piste vardılar. Chanhee Younghoon'un bahsettiği uçağı bulunca Changmin'i oraya sürükledi.

Uçağa bindikleri anda içeride Younghoon ve Juyeon'u görünce el salladılar ikisi de. Juyeon da onları görüp el sallamıştı Younghoon da sonradan görüp o da katılmıştı.

Sonunda uçaklarında yerlerini aldılar. Normalde Younghoon'un yanında oturan Juyeon bir arka koltuğa geçti. Changmin de Juyeon'un yanına oturdu. Chanhee de ayrı kalmamak adına Younghoon'un yanında yerini aldı.

Birkaç anons, kabin görevlilerin uyarılarından sonra uçak sonunda kalkmıştı.

Chanhee de canı sıkılmaması için çantasından kulaklığını çıkarıp telefona bağladı ve playlistinden rastgele bir şarkı açtı.

-----------

Sonunda İtalya'ya vardıklarında akşam vaktiydi. Kendileri için gelen büyük bir arabaya binip otelin yolunu tuttular.

Otelin önüne geldiklerinde Changmin heyecanlanmadan edemedi.

Otel çok büyüktü ve havuzu vardı. Ayriyeten havuzun hemen orada bir tane kafe vardı.

İçeri girip oda işini hallettiler. Dört kişi aynı odada kalacaklardı. Oda 3. katta olduğundan asansör beklemeye başladılar. Asansör gelince de binip 3. kata bastılar.

"Chanhee sence de çok güzel değil mi?" dedi Changmin gözleri parlıyordu resmen. Chanhee ise gülüp onayladı.

Odaya vardıklarında Juyeon kapıyı açtı. Oda daire odaydı. İki odası, mutfağı, banyosu ve tuvaleti vardı ve aşırı lüks bir odaydı.

Changmin'in yaptığı ilk iş rastgele iki odadan birine girip yataklardan birine uzanıp "Burası benim." dedi. Diğerleri de gülmüştü.

"Öyle olmaz ayarlayacağız." dedi Younghoon. Chanhee, geçen konuşmalarında Changmin'den bahsedince Younghoon da Changmin'e kendini affettirmişti -ki bu çok da zor değildi Changmin bir öğle yemeğiyle bile affedebilecek bir insandı. Şu an hiçbirinin arasında kötü bir şey yoktu.

Changmin oflayıp yataktan inip yanlarına geldi.

"Ben Changmin ile yatarım." dedi Juyeon ardından yumruk yapıp Changmin'e gösterdi. Changmin de yumruk yapınca yumruklarını tokuşturmuştu.

"Bana uyar." dedi Younghoon.

Sakin ol Chanhee. Sakin ol Chanhee. Sakin ol Chanhee.

Changmin Chanhee'ye bakarken kıkırdamadan edemedi.

"Aynı odada kalacaksınız Chanhee aynı yatakta yatmayacaksınız." dedi Changmin sessizce. Chanhee de duymuş ve 'sus' işareti yapmıştı.

"O zaman odalar için 'taş-kâğıt-makas' oynayalım." diye bir öneride bulundu Juyeon.

Juyeon ve Younghoon 'taş-kâğıt-makas' oynadılar ve sonuç olarak: 1. oda Juyeonlar'a 2. oda Younghoonlar'a kalmıştı. Changmin sevinç çığlığı atıp Juyeon'a sarıldı. Çünkü o oda Changmin'in istediği odaydı.

Changmin ve Juyeon kendi odalarına yerleşmeye giderken Chanhee ve Younghoon da kendi odalarına yerleşmeye gittiler.

-----------

Yerleşme bittikten sonra yorgun oldukları için herkes yatmaya gitmişti. Ama Chanhee uyku saati henüz gelmediği için bilgisayarını açtı ve fotoğraf düzenlemeye başladı.

"İşinden 11 saat uzaktasın ama hâlâ iş yapma derdindesin." dedi Younghoon. Chanhee bunu beklemiyormuş gibi sıçramıştı.

"Korktum." dedi Chanhee. Younghoon da yatağından kalkıp Chanhee'nin yanına geldi.

"Yine fotoğraf mı düzenliyorsun?" dedi Younghoon. Chanhee de başıyla onayladı.

Younghoon bir süre Chanhee'nin yaptığı işi izledi yakından. Bu Chanhee'nin kalbini hızlandırmıştı. Ama işine odaklanabilmesi mucizeydi.

"Bu programları nasıl kullandığını anlamıyorum. İzliyorum ama yine anlamıyorum. Sen iki saniyede halledebiliyorsun. Ben olsam muhtemelen bırak bir günü bir haftada yapamam." dedi Younghoon. Chanhee ise gülümsemişti.

"İtiraf edeceğim, öğrenmesi cidden zor. Ben de ilk bu işe giriştiğimde ilk bırakmayı düşünmedim değildi. Ama bolca pratik yaptıktan sonra el alışkanlığı, yapıyorum. dedi Chanhee. Younghoon da hayranlıkla başını salladı.

"Cidden bu yeteneğin için takdir ediyorum." dedi Younghoon. Bu Chanhee'nin kızarması için mükemmel bir sebepti.

Younghoon'un yanında nefes alması bile Chanhee'nin kalbinin daha hızlı atması için bir nedendi.

Umarım beğenmişsinizdir ♥️♥️♥️

photographer ✧ bbangnyuWhere stories live. Discover now