/14\

29.5K 2K 2.3K
                                    


Jungkook, bugüne kadar yenilgiyi tatmamış olmanın verdiği güvenle büyük konuşmuştu ama karşısındaki manzaradan da anlaşılacağı üzere bugün kaybedeceğini biliyordu. Yenilecekti belki ama bu o kadar da kötü hissettirmiyordu. Yanlış olan bir şeyler vardı ama şuan için bunu içinde bile bir tartışmaya açmıyordu.

Bugün haftasonuydu. O yüzden Kim Taehyung ile görüşmek için tamirhaneye kadar gelmişti. Ona karşı birkaç gündür garip davranıyordu esmer olan. Hatta dün gece bir iddiaya girmişlerdi ve açıkçası kazanırsa güzel planları varken, kaybederse ne yapacağını,ne ile karşılaşacağını bilmiyordu. Akışına bırakmıştı.

Kim Taehyung, yanındaki bir gence arabadan bir şeyler gösteriyordu. Daha çok bir şeyleri nasıl yapmasını söylüyor gibiydi. Yine üstünde siyah bir atlet ve tulum vardı. Tulumun kol askıları belinden aşağı sallanıyordu. Hava kararmaya yakın olduğu için güneş gözlüğü yoktu. Onu gözlüksüz gördüğü ender anlardan biriydi çünkü Taehyung sürekli gözlük takardı.

Kıvırcık sarı saçlarını küçük bir topuz yapıp, başının üstünde sabitlemişti. Lastikten kaçan tutamlar akşam güneşiyle birlikte savruluyordu. Ağzındaki sakızı çiğniyor ve bu sefer o, genci dinliyordu.

Yanındaki genç ona fazlasıyla benziyordu. Uzun boylu, sarışın biriydi. Aynı zamanda yüz hatları da fazlasıyla benziyordu esmer olana.

Taehyung her zamanki görüntüsü ile orada duruyorken bile fazlasıyla yakışıklıydı. Jungkook ise bugün için fazlasıyla özenmişti. Üstünde bol, düşük bel, beyaz bir kargo pantolon ve yine beline kadar iplerle sarılı uzun kollu bir crop vardı. Saçlarını ise az da olsa dalgalandırmış ve gölgeli bir göz makyajı yapıp, dudaklarına ise şeffaf bir parlatıcı sürmüştü.

Dik duruşunu koruyarak Taehyung'a doğru ilerlemeye başlamıştı. Taehyung ise onu fark ettiği gibi baştan aşağı süzmüş ve dilini dudaklarında gezdirmişti. Ardından yanındaki sarışın gence bir şeyler söylemiş ve oradan uzaklaşmasını sağlamıştı. Genç giderken bir kez bile dönüp gelen kişinin kim olduğuna bakmamıştı.

Jungkook çatık kaşları eşliğinde Taehyung'un yanına ulaştığında söylediği ilk şey "Ona ne söyledin ?" olmuştu. Taehyung ise "Sana da merhaba ufaklık!" demiş ve arabanın kaputuna yaslamıştı kalçasını. Bu arada karşısındaki bedeni izlemekten de alıkoyamıyordu kendini.

"Ciddiyim Taehyung! Ona yüzüme bile bakmadan gitmesini mi söyledin?" Taehyung ise derin bir nefes eşliğinde bıkkın ses tonuyla konuşmuştu. Jungkook'un, kardeşinde takılı kalması germiştii onu.

"Diyelim ki öyle. Bu seni neden bu kadar üzdü ufaklık?"

"Neden üzmesin? Hoş çocuktu denerdik." imalı cümlesi ile Taehyung'un karşısına dikilmiş ve tek kaşını kaldırarak konuşmuştu. Kendinden emin duruşunu bozan ise yine Taehyung olmuştu. İşaret parmağını karşısındaki çocuğun pantolonun kemerine bir kanca gibi takıp, onu kendine çekmişti.

Ne olduğunu anlamadan kendini esmer olanın bacaklarının arasında bulan Jungkook ikinci şoku da yalnızca iplerin sardığı çıplak beline sarılan kollarla yaşamıştı. Taehyung, onu çekebildiği kadar dibine çekmiş ve beline de sıkıca sarılmıştı. Kaputa yaslandığı için Jungkook'un, ondan birkaç santim daha uzun durmasını fırsat bilmişti. Çenesini kaldırıp burunlarını birbirine sürtmüş ve ellerini bile nereye koyacağını şaşıran gence gülmüştü.

"Bana sana yetmez miyim?"

"Ne?"

"Ne denemek istiyorsan benim üzerimde deneyebilirsin."

Taehyung oldukça flörtöz duruyorken Jungkook yalnızca şaşkındı ve biraz da gergin. Sürekli kavga ettiği, nefretini kazanan ve sürekli zorbaladığı adam ona yakın temasta bulunuyor ve tahrik edici sözlerde bulunuyordu.

Old Money | taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin