21

517 63 298
                                    

merabayın
ben geldim
hoş geldim

yazmaktan ilk kez yorulduğum bir dönemdeyim. buradaki birçok kişi gibi rest diyerek gitmek istedim ama bir şekilde hâlâ buradayım. neyse bilahare konuşuruz...

oy vermeyi ve yorum yapmayı ne yapmıyoruuuz???
a) unutmuyoruz
b) unutmuyoruz
c) unutmuyoruz

-------^-------

yoongi eve geldiği gibi önce yoona'yı odasına çıkardı, ardından ise leo'yla anlamlı bir bakışma yaşadı. leo da sessizce kendi odasına yol aldığında yoongi koridorda ne yapacağını bilemeyerek bir oraya bir buraya dolanmaya başladı. şimdiden avuçları terlemişti, derin derin nefesler alıp vererek heyecanını bastırmaya çalışıyordu.

banyodan gelen fan sesinin kapanması ardından önce bir sessizlik oluştu, yoongi bu öğrendiği şeyi jimin'e söylemeyecekti. belli ki jimin ona sürpriz olarak söyleyecekti. yoongi böyle düşündüğünden dolayı kendini sakin kalmaya zorluyordu. fakat ne kadar sakin olabilirdi ki? dünya'nın en mutlu adamı gibi hissesiyordu.

gerginlikle saçlarını geriye attı, salona inmek için yeltendiği esnada ise banyonun açılan kapısına doğru döndü. jimin ve yeni boyanmış fönlü turuncu saçları yoongi'nin bir anda nefesini kesti. zaten allak bullak olan aklı bu manzara karşısında daha da şaşkına döndüğünde gözleri kocaman aralandı. bu adam kesinlikle yoongi'yi delirtmek istiyor olmalıydı.

jimin "ne zaman geldiniz?" diye sorarken yüzündeki muzip gülüşü saklayamıyordu. "hiç duymadım geldiğinizi."

"jimin..."

yoongi sözlerine devam edemedi. ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. jimin saçını komple kazıtsa yoongi yine beğenirdi. bu nedenle sustu. dudakları bir şey demek için aralansa bile beceremeden kapandı. jimin ise yoongi'ye yaklaştı ve cilveli bir edayla saçlarını savurarak "eee?" diye sordu. "sevdin mi?"

"çok."

jimin, yoongi'nin surat ifadesine bakarken gülmesine engel olamadı. kocası resmen aşk sarhoşu gibi duruyordu.

"hoşuna gitmesine sevindim yoongi fakat inan ki daha çok hoşuna gidebilecek şeylerim var."

jimin'in bahsettiği şey elbette başkaydı fakat yoongi'nin o an için anladığı da bambaşkaydı. bu nedenle duyduklarıyla gözleri kocaman aralandı, leo'nun yanına gitmek ve yeni saçlarını oğluna da göstermek üzere olan jimin'i bir anda belinden tutarak yakaladı.

jimin, göğsünün aniden yoongi'ye çarpmasıyla başta afalladı fakat sonrasında kıkırdayarak "ne yapıyorsun?" diye sorduğunda yoongi "daha çok hoşuma nasıl gidebilirsin?" diye sordu. "bir şey demek istiyorsan hiç çekinme."

yoongi tek koluyla jimin'in ince belini sardı. diğer eli ise jimin'in karnına yerleştiğinde yoongi, orada olduğuna inandığı bebeğini sevmeye çalışıyordu. parmakları usulca jimin'in karnında hareket ederken jimin ise elbetteki kendisini mayıştıran bu dokunuşları daha farklı algılıyordu.

bu nedenle beklemeden yoongi'nin dudaklarına uzandı, yoongi karşılık vermek isteyene kadar ise jimin çoktan yoongi'yi öpüp geri çekildi. yoongi bir kedi gibi burnunu kırıştırdı, bir kez daha jimin'i öpmek için eğildi fakat jimin "leo!" diye seslenerek yoongi'den uzaklaştı.

cb with babyWhere stories live. Discover now