20.Bölüm - MUTLULUĞUN FACİASI -

54 16 22
                                    

Medya: Lale Anılsoy.

MAHTER'DEN:

Gözlerimi vuran güneşle hemen araladım gözlerimi. Ardından yerimde doğrularak hemen kalktım ve banyoya girip elimi yüzümü yıkadım.

Giyinme odama geçerek hemen kıyafet seçmeye başladım. Yarım saat erken alarm kurmuştum. Siyah ince askılı saten yarım bir crop, altıma deri bol bir siyah pantolon giyindim akabinde kemerimi de taktım. Siyah deri uzun ceketimi de giyinip ayakkabı ve çanta seçmeye başladım.

Siyah bilekli tokalı bir ayakkabı aldım ve giyindim. Siyah parlak derili çantamı alıp içerisine gereken eşyaları yerleştirdim.

Dudaklarıma nude bir tonda krem ruj sürdüm

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Dudaklarıma nude bir tonda krem ruj sürdüm. Rimel sürdükten sonra parfümümü de sıkarak odama geri döndüm.

Hemen yatağımı toparladıktan sonra aşağıya inerken yengemin odasına ilerleyip kapıyı bir kez tıkladım. Ses gelmediğinden yavaşça kapıyı araladım ve içeri başımı soktum.

Derin bir uykuda uyuyordu. Ses yapmadan aşağıya indim ve mutfağa girip bir bardak su doldurdum.

Onu içerken de kırk dakikamın kaldığını gördüm. Suyumu bitirdikten sonra kendi anahtarımı ve yedek anahtarımı alıpevden sessizce çıktım.

Kapıyı kilitledikten sonra yedek anahtarı toprağa gömdüğüm kapağının üzerindeki büyük taşlı kavanozu çıkartıp içerisine attım ardından yeniden toprağa yerleştirdim.

Üzerine taş yapıştırıyor olmam toprakla bütünlük sağlıyor gibi görünüyordu. Bunun yerini de sadece ailemdekiler biliyordu.

Arabama binmemle çantamı yan ktuğa koydum ve kemerimi takip çantamdan kulaklığımı çıkarttım ve hemen Polat abimi aradım.

Çaldı, çaldı ve çaldı. Ben tam kapatacakken aramayı yanıtladı.

"Çiçeğim? Günaydın" dedi. Sesi yeni uyanmış benziyordu.

"Günaydın abiciğim. Uyandırdım mi?" Dedim evin bahçesinden çıkarken.

"Hayır canım, evvelden uyanmıştım." Dedi.

"Şey diyecektim benim eve bir uğrar mısın? Anahtar bildiğin yerde" dedim. Nedenini demek istemedim. O da işten eve geliyor çok yoruluyordu.

Tıpkı bizim gibi onunda sevdiğini ihtiyacı vardı.

"Uğrarım bir tanem de bir şey mi oldu?" Dedi.

"Hayır, gidersen sevinirim. Hadi öptüm" diyerek kapattım yüzüne. Üzgünüm abiciğim...

Ana yolda ilerlerken hemen şirketin olduğu alana ilerledim ve arabamı park ettim.

Hemen orada alttaki kafeye girdim. Ben ve bizimkiler için filtre kahveyle birkaç poğaça aldım.

Peri Masalı Gibi AşkDonde viven las historias. Descúbrelo ahora