4. Bölüm

261 32 7
                                    

"Hadi ama Yeonjun düğüne gitmiyoruz ne bu hazırlık çabuk ol biraz"
Kuzeninin tatlı söylenmelerini duyduktan sonra eşyalarını son kez kontrol etti ve hızlıca aşağı indi.
"Uzun sürdü diye kızıyorsun ama gerekli olan her şeyi aldığım için bana teşekkür edeceksin Soobin'ciğim"
Soobin Yeonjun'un çantasına bakınca ağzı bir süre açık kaldı.
"O çantanın içine ben bile girerim bu kadar ne almış olabilirsin yahu"
Yeonjun göz kırptı.
"İhtiyacımız olursa görürsün, neyse hadi gidelim hava kararmadan geleceğimi söyledim bizimkilere"
Soobin başını salladı.
"Yolculuk başlasın o zaman"

Uzun süredir bisiklet sürmenin vermiş olduğu yorgunlukla iç çekti Yeonjun. Sahiden baya uzaklaşmışlardı, bir yandan geriliyordu yeniden, ama kuzenine belli etmek istemedi.
"Soobin ne kadar kaldı?" diye sordu merakla.
Soobin yavaşladı ve telefonuna baktı, gülümsedi.
"5-6 dakika falan kalmış olması lazım"
Yeonjun derin bir nefes aldı, 5-6 dakika yıl gibi geçiyordu sanki, biraz daha ilerledikten sonra gördüğü manzarayla mest oldu ve yavaşça durdu. Hemen arkasından Soobin de durdu ve kuzeninin baktığı yere baktı.
"Vay canına Soobin dediğin kadar varmış şu güzelliğe bak"
Soobin haklı çıkmanın vermiş olduğu zevkle gülümsedi.
"Bu kadar güzel olacağını ben bile tahmin edemezdim doğrusu"
Geldikleri yer ormanın içinde bir cennet gibiydi. Ağaçların arasından yansıyan güneş ışığı, gölün üstüne yansıyor suyun parlamasını sağlıyordu. Kuş cıvıltıları ve hafif esen rüzgarın yaprakları oynatmasıyla çıkan ses ise tam anlamıyla cennette hissettiriyordu.
Soobin kamerasını çıkarttı ve fotoğraf çekmeye başladı. Yeonjun'da bir süre daha baktıktan sonra ona katıldı. Yeteri kadar çektiklerini düşündüklerinde gölün kenarına oturup dinlenmeye başladılar. Yeonjun çantasını aldı ve yanında getirdiği atıştırmalıkları çıkartıp kuzenine uzattı.
"Demek bunları aldığın için çantan eşek ölüsü gibiydi"
Yeonjun güldü.
"Evet ve yol boyunca sırtımı ağrıttı ama sanırım buna değer, burada her zaman olamayız tadını çıkartalım"
Soobin Yeonjun'un dediklerini onaylayarak kafasını salladı çok iyi hissediyorlardı... Başına geleceklerden habersiz bir şekilde...

Bir süre sonra

"Soobin bunun gerçekten iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum lütfen gidelim artık"
Soobin kıyafetlerini çıkartmış suya bakıyordu.
"Su çok güzel gözüküyor Yeonjun hadi ama sen de sıcaklamadın mı?"
Yeonjun endişeli bir şekilde konuştu.
"Derinliğini bilmiyoruz Soobin tehlikeli olabilir giyin de gidelim hadi"
Soobin'in asla söz dinlemiyor olması Yeonjun'u sinirlendiriyor bir yandan da aşırı şekilde geriyordu. Yavaş yavaş kuzeninin göle ilerlediğini görünce bisikletinde asılı duran çantasına koştu. Ailesini arayıp haber vermesi yapacağı en mantıklı şey diye düşündü, tam telefonunu eline aldığı sırada telefonun çekmediğini görünce panikledi. Kuzenine baktığında ise çoktan suya girmiş ve uzaklaşmış olduğunu gördü. Gözleri dolmuştu hemen yeniden gölün yanına koştu.
"Soobin lütfen gel yeter bu kadar, telefon bile çekmiyor burada, korkuyorum lütfen"
Soobin onun dediklerine aldırmıyordu. Yeonjun derin derin nefes alıyordu derken kuzeninin çığlık attığını duydu.
"Siktir!! Soobin iyi misin? Noldu?"
Soobin bir anda gölün altına doğru çekilmeye başladı. Yeonjun'un sonuna kadar açtığı gözlerinden yaşlar dökülüyordu.
"S-soobin iyi misin? Lütfen çık gölden lütfen"
Soobin'in tüm vücudu bir anda suyun dibine battı. Yeonjun'un vücudu kaskatı kesilmişti. Ne tepki verebiliyor ne de kıpırdayabiliyordu. Bağırmak için sesi bile çıkmıyordu sanki.
"S-soobin"
Olduğu yerde dizlerinin üstüne çöktü. Vücudunun her zerresi titriyor gözlerinden sürekli yaşlar dökülüyordu. Hayatının hiçbir döneminde bu kadar çaresiz ve korkmuş hissetmemisti kendini. Bir kaç dakika sonra zorla ayağa kalktı ve telefonunu eline aldı. Acil durum numaralarından birini aradıktan sonra yeniden gölün yakınına geldi.
"Bunu yapmalı mıydı?"
"Kuzeninin peşinden kendini göle atmalı mıydı?"
Beynini dolduran düşünceler kalbinin sıkışmasına zor nefes almasına yol açıyordu.
Bir süre daha ağlamaya devam ederken duyduğu siren sesleriyle duraksadı ve sesin geldiği yöne döndü. Canı çok yanıyordu ama bu daha başlangıçtı...


--------------------------------------------------
Geç kaldığım için özür dilerim işlerim vardı 😭😭😭 ve bir kaç şeyi değiştirmeyi düşünüyorum sonraki bölümler için onun hazırlığını yapıyordummm.
Ekstra olarak söylemek istediğim bir kaç şey var
Okunma sayıları gerçekten beklediğimin üstünde ve bu beni çok mutlu ediyor ama hiçbir şekilde oy vermiyorsunuz ya da yorum yapmıyorsunuz 🥺 bundan dolayı kitap iyi mi gidiyor kötü mü gidiyor ya da beğendiniz mi anlayamıyorum :")
Özellikle oy verirseniz beni çok mutlu etmiş olursunuz yanii
Daha fazla uzatmayacağım iyi okumalar 🤍 iyi günlerrr

"I believe you" •| BeomjunWhere stories live. Discover now