Baloya Devam

3.4K 347 93
                                    

Veliaht ile nişanımızın iptalini duyurduktan sonra kenara bir yere geçmiş ve dikilmeye devam etmiştik.

Aptal veliaht iki gün sonra kapımda yalvaracaksın sen ama ben seni ayağımla geriye iteceğim.

Yanımdaki ikili nişan iptalinin duyrulmasından beri ağızlarını açmamışlardı.

Salondaki herkezle bakışmış olabilirim. Kafamı nereye çevirsem biriyle göz göze geliyordum.

Hayır yani bu dünyada herkez yakışıklıydı zaten birde durmadan birileriyle göz göze gelmem kalbim için hiç sağlıklı değildi.

Bir kaç dakika geçtikten sonra Lili konuştu.

"nasıl hissediyorsun Qi"

Ahh tabi ya bu kız beni veliahta sırılsıklam aşık olarak biliyordu. Sadece Lili değil herkez öyle biliyordu.

Karşımdaki ikiliye doğru gülümsedim.

"hayatımdan bir çöp çıkardım sizce mutlu olmakla başka ne yapabilirim" diyerek omuzlarım silktim.

Lili söylediklerime şaşırmak yerine benimle birlikte gülümsemeye başlamıştı.

"peki yeni taliplerini beklediğin konusunda ciddimisin"

Elias ın son derece ciddi ve yakışıklı suratına odaklandım. Ana karakterlere bile bin basardı bu çocuk.

Kafamı iki yana sallayarak konuştum.

"hayır, sadece bu durum karşısında ağlak bir bebek gibi davranmayacağımı bilmelerini istedim" yani gerçek Qi tam olarak şuanda salya sümük ağlıyor olması gerekti. Ben ise tam tersini yapmıştım.

Arkamdan duyulan ses ile oraya dönmüştük.

"merhabalar leydi Qi" bu kimdi.

"merhaba. Fakat siz kimsiniz" dedim şaşırmış bir ifadeyle. Tanımıyordum ben bu herifi.

"ben Eistian. Sizi bir yere götürmek için buradayım."

Eistian. Eistian. Bu ismi hatırlıyorum.

Bu herif canavar dükün her işini halleden birisi. Lucas ile beraber büyümüş, eğitim almış biri. Gözlerimle etrafı yokladım.

"sizi birinin yanına götüreceğim." diyerek tekrar konuştu.

"kimin yanına götüreceksin. Bir anda gelip bunları söylemek ne kadar saygısızca." Lili bir anda çıkışmıştı.

"siz sakin olun leydim ben sadece leydi Qi ye söyledim" ohooo laf sokmayı bilirmiş.

İkiliye döndüm ve birazdan geleceğimi söyleyerek oradan ayrıldım. Sonuşta merak ediyordum.

Balkona doğru yürürken başka başka insanlarla göz göze gelmeye devam ettim.

Bana bir çift sinirli gözlerle bakan veliahtda göz göze geldiğim insanlardan biriydi. Kudursun, sinirden kendi kendini yesin umurumda değil.

En sonunda balkona geldiğimizde durmuş ve Einstein içerde bekleyeceğini söylemişti.

Onu takmadan balkona adımladım. Balkona çıktığımda kan kırmızısı gözlerle karşı karşıya kalmıştım. Korktum keşke Einstein de gelseydi.

Korkumu belli etmeyerek canavar düke doğru adımladım

"kuzeyin Dükü Leonard Agriche'in beni neden çağırdığını merak ediyorum."

Sorunla birlikte ona doğru adımlamaya başladım ve tam karşısında durdum.

"nasıl hissediyorsunuz leydim." az önceki veliaht ile yaşadığım hadiseden dolayı sorduğuna emindim.
Ama ben istediği cevabı vermeyecektim.

"meraklıyım, sonuçta bir dük beni yanına çağırdı."

Demiş ve mimiklerini izlemeye koyulmuştum. Çok yakışıklıydı bu herif de.

"o zaman lafı uzatmadan söyleyeceğim."

Kafamla la onayladım ve devam etmesini bekledim.

"sör Lucas'ı kişisel korumalıkdan def edin" pardon da ne alaka.

"niye" dedim sokaktaki serseri edasıyla.

Sorgulamamı beklemeyen dük şaşırmıştı.

"size olayı en başından anlatayım o zaman leydim. Lucas benim ajanım. Oraya Butterfly ile ilgili bana bilgiler getirmesi için gönderdim."

"Neden" tekrar bir sokak serserisi olarak konuşmuştum.

Dük ikinci kez şaşırmamış ve bana cevap vermişti.

"Butterfly'ı seviyorum leydim. Siz Lucas'ı korumanız yaptığınızdan beri sevdiğim kız hakkımda bilgi alamaz oldum. Birde bugün sizin beceriksizliğiniz yüzünden veliaht nişanını attı, artık Butterfly a daha çok yapışacak o it. Onlardan haberdar olmam için bana lucas lazım"

Bu herif bu kafayla nasıl dük oldu.

"Lucas'ı bırakmayacağım dük ama isterseniz başka bir ajan sokabilirsiniz dükkalığa umrumda olmaz." yani lucas ile bir çok güzel anılara sahip olmuştuk nasıl kolayca bırakabilirim ki.

Dük bilmem kaçıncı şaşırmasından sonra tekrar konuştu.

"o zaman bir hafta sonra yeni ajanı dükalığın askerliğine kayıt için göndereceğim kabul edilmesine yardım edin leydim" diyerek yanımdan ayrıldı.

En azından düşman olmamıştık yoksa bu herifin ne yapacağı belli olmaz.

Dük balkondan gitmiş ve bir kaç dakika geçmişti. İnsanlar beraber olduğumuzu anlamasın diye bir kaç dakika burada beklemiştim. Ve artık çıkabilirdim.

Tam balkondan çıkacaktım ki karşımda veliahtı görmem ile yerimden kıpırdamadım.

Karşımdaki ana karakter hızlıca gelip koluma yapıştı. Acıtıyordu.

"ne yapmaya çalışıyorsun" düşlerini sıkarak tıslamıştı resmen.

"ne yapmışım" dedim canımın acınını belli etmeden.

"o canavar ile aranda ne var." canavar dediği az önce burada konuştuğum dükdü.

"ne saçmalıyorsunuz anlamıyorum" diyerek kolumu ondan kurtardım ve uzaklaştım.

"onun la aranda bir ilişki var değilmi. Ayrıldığımızda artık ona kavuşabileceğini düşündüğün için mutluydun." ne saçmalıyor bu şizofren

"hayır yok öyle birşey"

"yalan söyleme bana" bağırarak söylemişti.

"onunla aramda bir ilişki yok Cendric." dedim bağırarak. Ona ilk defa adıyla seslenmiştim. Şaşıran veliaht durdu ve beni dinlemeye başladı.

"beni kendinle bir tutmayı kes. Ben birisiyle nişanlıyken başkasıyla ilişki yaşayacak kadar iğrenç bir insan değilim. Üzerime attığın iftiranın ne kadar iğrenç birşey olduğunun farkına var."

Burda yıllardır aldatılan benken bir anda aldatan taraf olmuştum. Olayın saçmalığına bak.

Sakinleşen veliaht ona sen iğrenç bir insansın göndermelerimi anlamamış ve tekrar soru sormuştu.

" peki onunla neden burada başbaşaydınız"sen Nerden biliyon ya.

" bu, hiç birşeyim olmayan sizi hiç alakadar etmez sayın veliaht "diyerek sorusunu yanıtlamamıştım.

" haklısın sen benim hiç birşeyim değilsin artık "dedi ve balkon kapısına doğru adımladı.

Şimdi tekrar bir iki dakika burada beklemek zorundaydım.

...

Salona döndüğümde dans eden insanlarla karşılaştım. Hatta gözüm Lili yi buldu, dans edenler arasında. Tanımadığım birisiyle dans ediyordu.

Tek başına dikilen Elias a doğru adımladım.

"sen neden dans etmiyorsun" diye sordum.

Elias bana gülümseyerek elini uzattı.

"sizi bekliyordum leydim."  şerefsiz hem yakışıklı hem romantikti.

Daha fazla bekletmeden elini tutmuş ve dans etmeye başlamıştık.

Romandaki Kötü Kadın Oldum! Where stories live. Discover now