10

223 20 49
                                    

Chan hyung ile bulusacagimiz yerde bekliyordum. gecen gun aniden bir tane film gondermis ve buna beraber gitmek istedigini soylemisti. sasirsam da cok mutlu olup kabul etmistim, yani bir nevi randevuydu. cok abartmamaya calisarak guzel bir kombin yapmistim. telefonuma baktim ve merakla etrafima baktim, birkac dakika gecmisti ama cok heyecanliydim, hemen gelsin istiyordum:

"lix." bana yuruyen Chan hyung'u gorunce hemen gulumsedim, adami gorunce istemsizce gulumsuyordum saka gibi. hizlica yanina gittim. "hyung, cok guzel olmussun." her zamanki klasik chan hyungdu aslinda, siyah giyinmisti ama bugun ayri bir guzelligi vardi. gerci o her zaman guzeldi.

aniden sarilinca sasirsam da hemen karsilik vermistim. gercekten bunu bekliyordum, ilk bulusmamizda da beni gordugu an sarilmisti. sanirim sarilmayi gercekten seviyordu. en iyi sarilmalari veren kisi olabilirdi. ikimiz de birkac dakika sarili bir bicimde kaldik, gerci bana kalsa sonsuza kadar bu sekilde kalirdim. ona baktim ve gulumsedim:

"cok bekletmedim degil mi, sadece birkac dakika gec kaldim ama beklemissindir umarim."

kafami hayir anlaminda salladim, sorun degildi onu hep beklerdim ben:

"yok hayir cok beklemedim, biraz erken gelmistim senin hatan yok. ilk biletleri alalim sonra film saatine kadar gezeriz, olur mu?" gozlerine baktim.

"bana uyar, hadi alalim." giseye gittik ve orada ciddi ciddi kim odeyecek kavgasi yaptik, ikimiz de gercekten inatciydik. en sonunda o odemisti, tabii ki patlamis misirlari ben alacaktim. yoksa diger turlu asla kabul etmezdim.

alisveris merkezinde gezinmeye basladik ve birkac magazaya girdik, beraber kiyafetlere bakmaya basladik. biraz moda anlayisimiz farkliydi, o daha cok siyah ve rahat kiyafet tercih ediyordu, su an bile goz attigi kiyafetler o tur seylerdi. benim icin ise fark etmiyordu ama daha cok giyimime ozen verirdim, renk olarak tam olarak bir secimim yoktu, her seyi giyerdim.

"hyung bak mavi sana yakisir." ona sifir kol mavi bir tisort gostermistim, daha fazla renkli giyinmeliydi, her seyi tasiyabilecek potansiyeldeydi. elimdeki tisorte bakti ve alip inceledi.

"aslinda fena degil, denesem mi simdi?" ondan sonra onune donup bana bir gomlek uzatti.

"sen de bunu dene, ikimiz de birbirimizi giydirmis oluruz." goz kirpti. elindeki gomlegi aldim, beyaz bir gomlekti ve ustunde desenler vardi, aslinda baya guzeldi.

"pekâlâ bana uyar, hadi deneyelim." gittik ve yan yana olan kabinlere girdik. gomlegi giydim ve aynadan kendime baktim. fena olmamisti, kabinden ciktim ve Chan hyunga seslendim:

"hyung ben giydim, geleyim mi musait misin?" beni onaylayinca iceri girdim ve chan hyunga baktim, kolsuz tisort oldugu icin kol kaslarini one cikarmisti ve asiri yakismisti, bu adam bu vucut icin ne kadardir calisiyordu acaba??

"Hyung.. cok yakismis gercekten, vucudun her seyi tasiyor." o da beni suzdukten sonra gulumsedi:

"bana diyene bak, asiri guzel durmus ama dur." aniden bana yaklasti, ama baya yaklasti. resmen dibime girmisti, boyle yakinima girince nefesimi tuttum ve bir sonraki hamlesini bekledim. bir dugmemi acti ve yakami duzeltti. gözlerime bakti, su an o kadar yakindi ki bayilacak gibi hissediyordum:

"boyle daha hos durdu lix, bence bunu almaliyiz." ona cevap bile veremezken kafami salladim. biliyordum ki eger agzimi acarsam kendimi cok rezil edecektim.

"haklisin ben cikarayim o zaman." hizlica kabinden ciktim ve kendi kabinime girdim, bu sekilde ani yaklasmalari bana hic iyi gelmiyordu. hizlica ustumuzu degistirdikten sonra ikimiz de birbirimize aldiklarimizi odemistik. o benim gomlegimi odemisti ben de onun tisortunu odemistim.

"umarim giyersin hyung cok yakisti." gulumsedim, ama bence sadece benim yanimda giymeliydi. daha sonra baskalari onu cok begenirdi ve ben de kiskancliktan katliam cikarirdim.

among us | chanlixWhere stories live. Discover now