Tanışma

53 7 3
                                    

İyi okumalar dilerim.🤍

2- " Siyah gözler? "

Sabah olduğunun habercisi olan alarmın rahatsız edici sesiyle gözlerim yavaşça açıldı. Bugün büyük gündü, üniversite için yurda yerleşecektim.

Alarmın sesi gittikçe rahatsız edici bir hâl alırken, henüz yeni açılmakta olan bilincimin yerine gelmesi için gözümü ovuşturdum. Bir an önce toparlanmalı ve yurda gitmeliydim.

Kolumun altındaki beyaz yorganı hafifçe üstümden çektim. Yastığımın yanındaki telefonuma uzanıp saate baktığımda saat çoktan ona geliyordu. Yavaşça doğruldum, bir süre perdesi açık olan -oldukça büyük- penceremden içeri sızan güneş ışınlarına baktım. Bu ayın son güneşli günleriydi. Eylül ayına giriyorduk ve sonbahar, sararmaya başlamış olan yapraklarla yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı.

Hızlı bir şekilde yataktan kalktım. Yatağımı düzeltme girişiminde bulunmadım çünkü boşa harcayacak vaktim yoktu. Hemen yurda gitmeli, sonra da eşyalarımı yerleştirip partnerim olan kişiyle program düzenlemeliydim.

Giysi dolabımı açıp içinden birkaç parça giysi seçtim ve banyoya doğru ilerledim. Duşumu aldıktan sonra, dün akşam çoktan hazırlanmış olan bavulumu alıp, ailemle vedalaşacaktım.

Beş dakika süren duşun ardından banyo rafından saçımı kurulamak için havlu aldım. Birkaç dakika önce bornozu üstüme geçirmiş, sonrasında iyice kurulanıp kıyafetlerimi giymiştim. Bir yandan saçımı havluyla kurularken odama döndüm. Makyaj masamın karşısına oturup havluyu yanda duran sehpanın üstüne bıraktım. Saçım tam olarak kurumasada havalar hâlâ sıcak olduğu için sorun etmiyordum. Hoş, saçımı kurutmayı pek sevmezdim, hangi mevsim olursa olsun.

Saçımı tarayıp düzelttikten sonra kapının yanında duran bavulumu aldım ve merdivenlere ilerledim.

Burnuma gelen kokuyla duraksadım. Bu koku... Bu kokuyu nerede olsa tanırdım. Çünkü bu annemin her kış bana özel olarak yaptığı, tarçınlı çikolatalı kurabiyenin kokusuydu.

Etrafı görememeyi umursamadan gözlerim kısılana kadar gülümseyip hızla merdivenlerden indim. Mutfağa ulaştığımda tüm mutfak mis gibi tarçın ve çikolata kokuyordu.

Bayan Hei benim geldiğimi görünce içtenlikle gülümseyip yanıma geldi. "Küçük bey, geldiniz demek, hanımefendi hepsini sizin için yaptı." dedi, geniş mutfağın tam ortasında olan büyük tezgahta ki kurabiye dolu kavanozları göstererek. "Hepsi çok güzel olmuş. Peki annem nerede Hei teyze?" heyecanlı bir şekilde yönelttiğim soru üzerine kıkırdamış, elleriyle nazikçe yanaklarımı sıkmıştı. "Ah, büyüdünüz lâkin hâlâ küçük bir çocukken olduğunuz gibi, bıcır bıcır ve heyecanlısınız küçük bey." Bayan Hei'nin kıkırdamasına ben de eşlik etmiş, utanıp başımı eğmiştim.

"Hanımefendi salonda sizi bekliyor. Haydi! Durmayın burada yoksa iyice pamuk şekere döneceksiniz." Bayan Hei'nin ima ettiği şey ile kıkırdadım. "Hoşçakalın Hei teyze, sizi orada çok özleyeceğim." Bayan Hei'ye sarılıp yanağından öptükten sonra hızlıca salona yürümeye başladım. "Bende seni özleyeceğim, küçük bey!!" arkamdan duyduğum sesle kıkırdayıp yürümeye devam ettim.

Salondan içeri girdiğimde, annemin kitap okuduğunu gördüğümde gülümseyip ona doğru ilerledim. Annem kitapları çok severdi. Beni de okumam için tembihlerdi hatta her yaramazlık yaptığımda ceza olarak kitap okuturdu. O zamanlar küçük bir çocuk olduğum için kitap okumayı her ne kadar sevmesem de, annemi üzmek istemediğim için okurdum. Annemi üzmek isteyeceğim son şey bile olamazdı. O her zaman, her kararımda arkamda durmuş ve bazenleri babamı bile karşısına almıştı. Annem benim en büyük destekçim, en büyük dayanağım, kısacası her şeyimdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

You Runied Me | Yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin