4-İzin

132 18 4
                                    


Evimin önüne geldiğimizde iç çekip bana baktı.

"Görüşürüz, Açelya." Şu Açelya sözü çok hoşuma gitmeye başladı.

"Görüşürüz." El sallayıp eve girdim ve direkt Lix'i ev telefonundan aradım. Telefon açılmamıştı, demek ki daha eve gelmemişti. Meraktan çatlayacağım yaa! Ona o öpme olayini soyleyince ne tepki verecek acaba.

Elimdeki çantayı yavaşça yere bırakıp masadaki burada unuttuğum elmayı yedim. Elimi yikadıktan sonra telefon çalmaya başlamıştı. Çevirmeli telefonu açıp kulağıma koydum.

"Alo?"

"Benim, Lee Minho." E AMA YETER!

"Efendim Bay Lee." Bıkkınca derin bir nefes verdi.

"Bay deme. Direkt Minho de bana." Oldu paşam, başka istek?

"Peki Bay- yani Minho. Ne istemiştin?"

"Jisung, sana bir şey söyleyebilir miyim?"

"Tabii, söyleyi- yani söyle."

"Ee... Şey... Yarın tekrar seni çıkışta bekleyeceğim, tamam?"

"Tamam... Gelebilirsin, tamam."

"Seni... Herneyse, boşver. Yarın görüşürüz."

"Görüşürüz." Telefonu kapatıp derin bir nefes verdim. Kalbime neler oluyor böyle?

◇◇◇

Sabah çalar saatten 2 dk önce uyanmıştım. Saati simdiden kapatıp ayağa kalktim ve hazırlanmaya başladım. Hazırlandıktan sonra elmayı unutmadan alıp yerdeki çantayi da alıp evden çıktım. Yine Felix dışarıdaydı, beni bekliyordu.

"Dün ne yaptınız Lix?" Göz devirdi.

"O psikopatla mı? Evime kadar bıraktı işte beni. Ama kaplumbağa hızındaydı. Hatta kaplumbağa daha hızlıdır." Gülümsedim. "Siz ne yaptınız." İki saniye gülümsetmiyorsun adamı.

"Biz... Şey... O... Şey... Göl kenarında öptü o beni." Şaşkınca dudakları aralandı. "Ama hemen ittim, bir şey olmadı yani." Elini ağzına koydu.

"Sen gerizekalısın..." Başını iki yana salladı. "Sen baya baya malsın ya. Öpen adamı itmek nedir oğlum?" Omuz silktim.

"Öpmesine izin veremezdim ki. İlk öpücüğüm ona gitti zaten ya, off." Bana omuz attı.

"Adam çok yakışıklı ama, öyle deme ya." Fazla yakışıklı, taş taş.

"Yakışıklı ama ben ilk öpücüğümü aşık olduğum birine vermek isterdim."

"Öhöm Hanji." Ne?

"Ne oldu ya?" Kulağıma yaklaştı ve fısıldadı.

"Sen ona zaten aşıksın Hanji." NE?!

"NE DEDİN SEN?!" Kulaklarını tıkadı.

"Öküz ya. Ne bağırıyorsun sabah sabah." Kolunu omzuma attı. "Bak şimdi Hanji'cim. Lix'in 6 Aşık Olma Kuralı diye bir listem var benim. Aklında bulunsun bunlar. 1, sürekli onu düşünmek. Sen de var mı? Var. 2, onun seni öptüğü rüyalar görmek. Sende var mı? Var. 3, onu gördüğünde kalbinin atışının hızlanması. Sende var mı? Var. 4, o aklına gelince pismiş kelle gibi sırıtmak. Sende var mı? Var. 5, onu herkesten kıskanmak. Sende var mı? Şu an yok ama olacak. Ve son olarak 6, ona karşı hislerini sorgulamak. Ve sende var mı? Var. Yani ne demekmiş güzel kardeşimm? Sen bu adama aşıksınn!" Olamaz.

"Ama olmamalıyım." Omuz silkti.

"Ama oldun. Yapacak bir şeyimiz yok." Of Lix.

"Çok güzel moral veriyorsun ya.

"Öyle derler genelde." Hastanenin onüne gelince yine onları görmeyi beklemiyorduk tabii. E yeter be! "Hanji, benim gördüklerimi gormediğini söyle lütfen." Kafamı yavaşça iki yana salladım.

"Malefes görüyorum. İkimiz birden halisilasyon göremeyiz değil mi?"

"Göremeyiz. Ama keşke görsek." Keşke.

"Yavas yavaş girelim içeri." Kafasını olumlu anlamda salladı.

"Çok yavaş. Ya da hızlı mı girsek hastaneye?" O daha mantıklı.

"Evet, koşalım." Kol kola koşar adım hastaneye girmeye çalışıyorduk. Ama kolumdan tutulmasıni önleyememiştim.

"Jisung." Ne var ne?

"Efendim?" Uzun uzun bana baktıktan sonra kolumu bıraktı.

"Burada bekleyeceğim." Başımı olumlu anlamda salladım.

"Teşekkür ederim."

"Ben teşekkür ederim." Gülümsediğimde o da gülümsedi. Felix beni kolumdan tutup hastaneye sürüklemeye başladı.

"Karşı taraf için 6 maddeye de tik atıldı. Hatta 7 bir madde oluşturdu." Abartma be!

"Abart Lix."

"Abartmaya gerek yok, zaten bu çocuk abartma sınırını açtı. O nasıl bakıştır ya, yiyecek sandım bir an." Omuzuna yumruk attım. O sırada odaya girmiştik. Lix listeye bakarken ben düşünüyordum. "İlk hasta 2 dk sonra mı? E çüş ya. 1 saniye olsaymış, 2 dk fazla." Ay beynim iş çekemez şu an hiç.

"Lix, sen de bu aralar tatile ihtiyacın varmış gibi hissetmiyor musun?" Kafasını hızla olumlu anlamda salladı.

"Evet! Acil tatile ihtiyacım var."

"Yıllık iznimiz duruyor, bir haftalık kullanalım mı? Hastane müdürü zaten bizim alanda, o idare eder. Tanıdık o zaten çok yorulduğumuzu da biliyor, izin verir yani."

"Şu hastalar bitsin bakarız. Kim Jeongguk!" 

Yazar=Ship ship ship

◇◇◇

Yüzüm asık bir şekilde müsür odasından çıktım.

"Ay çok şükür ya, çıkabildin. Ne oldu, ne dedi?" Gülümseyip ona sarıldım.

"İzin verdi!" O da bana sarılmıştı.

"AĞAĞAĞAĞA!" Çıgırınca kulaklarımı kapattım.

"Öküz ya." Alt dudağını ısırdı.

"Pardon."

_______________________________________

Kim jeongguk yaptım ya hâlâ onun şeyi var ustümde kendime aferin diyip duruyorum. Beynim çok pis aciyo yalniz cok pis yoruldum.

Ben niye her seferinde yorgunum diyom lan





Azalee  / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin