2.7

133 22 15
                                    

1 hafta sonra

multeciler

sunwoo
beyler

bugun geldi binder ve pcler

ben de chanheeye goturdum

ama yok yine acmadi kapiyi

ve yine kapiya biraktim eve geldim

mutsuzluktan kafami koparcam simdi dayanamiyorum artik

beomgyu
kiyamam ya

valla yazik

sunwoo
tabii siz duzelttiniz arayi chanheeyle

beomgyu
hala bizi eve almiyo

sunwoo
o mu seni eve almiyo sen mi gitmek istemiyosun tartisilir

beomgyu
ne munasebet

napicam ben sizin boklu evinizi

sunwoo
kess

zaten kolum kirik kac haftadir ugrasiyorum surada hicbi sey degismedi

uzuluyorum ben

kevin
drama queen

hyunjae
katiliorm gercekten

elin alcidan cikti zaten niye agliyosun hala

sunwoo
kolum hala alcida ama ????

hyunjae
onemli olan elindi

sunwoo
kirayim kolunu da gor sen

juyeon
sunwoo sal manitimi

sunwoo
hyr 😾

yeonjun
ya sen kafeden 2 kahve al gotur chanheene yalvar kapisinda

bos durunca bize bulasiyosun

sunwoo
hyrrr cok mutsuzum bugun evde durucam sabaha kadar

CHANHEEM NEREDESIN

changmin
hadi git kosende agla cocum bulasma bize

sunwoo
hepiniz bir oldunuz beni zorbaliyosunuz

chanheem olsa severdi beni

kevin
yok

hyunjae
yine hakli

---

az önce sunwoo tarafından kapısına bırakılmış binder ve sana photocardlarına bakarken düşünüyordu chanhee.

neden bunu yapıyordu?

sunwoo'ya kızgın değildi. kendisine birkaç kez yalan söylemiş olabilirdi. ama bu konuda sadece kırgındı, iki ya da üç günde geçebilecek bir kırgınlık. fakat iki hafta olmuştu ve hala evden çıkmamıştı. üstelik kırgın değil kızgın hissediyordu. kime daha çok kızıyordu bilmiyordu; ona sürekli aynı şeyleri yaşatan tanrıya mı yoksa hem kendisini yeniden üzmesine sebep olup hem de sunwoo'yla da arasını bozmasını sağlayan eski sevgilisine mi? bu durumda verebileceği en kesin cevap sunwoo'ya kızgın olmadığıydı.

o en çok istediği sana photocardına bakarak evinin dış kapısının hemen arkasına oturuyodu. son günlerde yaptığı şey de buydu zaten. sunwoo'ya çok değer veriyordu. o yüzden her gün geldiğinde kapının arkasına oturarak anlattığı her şeyi dinliyordu.

chanhee tekrar düşündü.

sunwoo onun için çok değerliydi ve ona kızmıyordu, kırgın da değildi artık.

o halde neden hala buradaydı? neden her gün sunwoo'yu dinlemesine rağmen hiçbir şey söylemiyordu?

birden ayağa kalktı chanhee. elindeki her şeyi bir kenara bırakıp evinin kapısını açtığı gibi apartmandan çıktı. ve bunu üstündeki penguenli pijaması ve ayağındaki yine penguenli olan panduflarıyla yapmıştı. sanki birden robota dönüşmüş sunwoo'ya gitmesi için de programlanmıştı. evet, yapmak istediği şey buydu; sunwoo'ya gitmek.

ne halde olduğunu umursamadan koşmaya başladı. ara sokaklardan çıkıp caddeye vardığında herkes sokakta pijaması ile koşan kişiye bakmıştı haliyle. chanhee bunun farkındaydı. ama o an umrunda olan tek şey sunwoo'nun evde olmasıydı. bir yandan koşarken bir yandan da içinden bu konu hakkında dua ediyordu.

yanına vardığında ne söyleyecekti bilmiyordu, düşünmemişti hiç. artık düşünmek de istemiyordu zaten. çok sıkılmıştı düşünmekten.

sonunda sunwoo'nun kaldığı daireye varmıştı. düşünmeden zile bastı.

chanhee'nin duaları kabul olmuştu, kapıyı açan sunwoo'ydu. uykusuz gözleri chanhee ile karşılaşınca kocaman açılmıştı. chanhee içeri girip kapıyı ardından kapatırken sunwoo o anda neyi ilk önce idrak etmesi gerektiğini bilmiyordu. chanhee'nin nasıl geldiği, neden pijamaları ile geldiği gibi detayları es geçip sadece chanhee'nin burada, tam karşısında olduğuna odaklanmayı seçti. yapacağı en mantıklı hareketin özür dilemek olduğuna karar verdiğinde konuşmaya başladı.

"chanhee ben özü-" chanhee dudaklarını karşısındaki kalın dudaklar ile buluşturduğu için sunwoo'nun sözü yarıda kesilmişti. dinlemek istemiyordu. o an ne düşünmek ne konuşmak ne de dinlemek istiyordu. tek istediği o dudakları öpmekti ve öyle de yaptı.

sunwoo girdiği şokun etkisiyle karşılık vermeyince chanhee dudakları arasında kalan sunwoo'nun alt dudağını ısırmıştı. sunwoo bu uyarıyla birlikte kendine gelmiş ve chanhee'yi belinden tutarak kendisine çekmişti. alt dudağını emen chanhee'ye aynı şekilde karşılık vermeye başladığında artık kontrol tamamen sunwoo'daydı.

uzun zamandır ikisi de bu anı beklediğinden büyük bir hevesle birbirlerinin dudaklarının tadına varırken sunwoo karşısındaki bedeni yönlendirerek kendi odasına doğru ilerlemeye başlamıştı.

chanhee elini yavaşça sunwoo'nun tişörtünün içine sokup tenine değdirdiğinde çoktan sunwoo'nun odasına girmişlerdi. kapıyı kilitler kilitlemez geri çekilip tişörtünü çıkarmıştı sunwoo. karşısındaki bedenin de en az kendisi kadar bunu yapmaya istekli olduğunu fark eden chanhee tatmin olduğunu belirten bir şekilde sırıtarak bir çırpıda üzerindeki pijamayı çıkarmıştı. dudakları tekrar birbirini bulurken yatağa geçmeyi de ihmal etmediler.

hiç kavga etmeden hatta tartışmadan birden uzaklaşmalarını konuşup halletmek yerine bu yolu tercih etmişlerdi. tüm gün bedenleri ve dudakları konuşsun istediler. ki dilleri ile konuşup anlaşmış olsalardı bile ikisinin de eninde sonunda gelmek istedikleri nokta buydu.

---

ozur dilerim duz yazi yazmakta bu kadar beceriksiz oldugum icn ama oturup 3sn benim yazim seklimden bagimsiz bi su sahneyi dusunur musunuz .

ciglik atiyorum ???

anywaysss bi daha duz yazi yazmami gerektirecek hicbi kurgu yazmixam of bu ne valla ya



✓ in real life ⧘ sunnew, beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin