2.BÖLÜM : ZİHİNDEN DOĞUŞ

173 23 255
                                    

İyi okumalar dilerim...

Yıldızlara basmayı ve yorum yapmayı unutmayın....

Düşünce dalgalarım zihnimin kıyılarına çarpıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Düşünce dalgalarım zihnimin kıyılarına çarpıyordu. Boğuluyor gibiydim. Kalp ritmim çarpan dalgaların sesiydi adeta. Bedenim uçurumdan düşercesine boşluktaydı. Titreyen ellerim tuttuğum kitabı taşıyamaz hale geldi. Ensemde hissettiğim nefes kulaklarım dibindeydi. Sırtıma birinin yaslandığını hissettiğimde ise bacaklarım beni daha fazla taşıyamadı, elimdeki kitapla birlikte bende yeri boyladım.

"Seni görmek ne hoş..." Kulağıma dolan sesle birlikte uçurumdan düşen bedenim yere çakıldı ve paramparça oldu.

Kafamı iki yana salladım. Kendi kendime tekrar ettim.

"Yorgunsun. Çok yorgunsun. Ondan zihnin saçmaladı. O yüzden oluyor bunlar. Başka açıklaması yok. Evet Runa sakin ol. Derin nefes al yatağa gir ve bitsin. Çok etkilendin, ondan tüm bu olanlar, hadi kızım..."

Tekrar, tekrar, inkâr...

Yavaşça ayağa kalktım kitabı rafa koyup yatağa girdim. Gözlerimi kapattım. Yatağın sağında hissettiğim çökme ile gözlerimi aralayıp yavaşça kafamı sağa çevirdim. Sanki biri bana bakıyormuş gibi hissediyordum. Soluma dönüp arkamda hissettiğim ve varlığını inkâr ettiğim canlıya sırtımı döndüm. Odada benim nefesim dışında duyduğum diğer nefes göğsüme bir fil oturtuyordu. Nefesim daraldı, sanki o an bi fanusun içine kapatılmışım gibi hissettim. Duvarlar üzerime geliyordu. Bana baktığını hissediyordum.

Daha fazla yatakta durmadım. Aniden ayaklanıp cama yaklaştım. Camı açıp yağmur sonrası toprakla harmanlanan kokuyu içime çektim. Elimi kalbimin üstüne koydum. Kalp ritmim artıyordu. Adım sesleri işitiyordum. Ya da öyle sanıyordum. Bilmiyordum. Sis çöken beynime yapacak hiç bir şey bulamıyordum. Dinlenmek en iyisiydi belki ama hissettiklerim yatağa girdiğimde geride kalmıyorlardı.

Arkamda hissettiklerimi yok saydım. Elim kalbimde, gözlerim kapalı, adımlarım yavaş ve sakin... Yatağın baş ucuna geldiğimde hissettiğim her şey yok olmuş gibiydi. 'Yat ve dinlen her şey o zaman son bulacak Runa.' içimden tekrar ettim.

Yatağa girmek üzereydim ki bir el koluma dolandı. Kaskatı kesildim. Yatağa adım atamadım. Bağırmak istedim fakat çenem kitlenmiş bir haldeydi. Bunu yapmam mümkün değildi. Kulağıma değen dudakları hissettiğimde içim ürperdi. 'Benden kaçma, beni yok etmeye çalışma, beni hatırla, dokunuşlarımı, sesimi hatırla.' Kulağıma gelen her kelimede kendimden geçiyordum. Kalp ritmim stabilin üstüne çıktığında artık nefes alamadığımı hissettim. Zihnim zeminde sürünen bir yılan gibi karanlığın inine giriş yaptı ve göz kapaklarım kendini karanlığa açtı. O andan geriye hatırladığım tek şey kulağımı dolduran fısıltılardı.

'İyi uykular ay parçası...'

(...🔮...)

Sabahın ışıkları geceden kalan yağmurun aksine parlayarak odanın camından içeriye süzülüyordu. Gözlerimin üzerine oturan acı onları açmamı engelliyordu. Aşağıdan gelen takırtılar karşısında daha fazla dayanamayan beynim en sonunda tüm sinirlerini uyandırmış olacak ki gözlerim açıldı. Fakat acılar hala göz kapaklarımdaki yuvalarındaydı. Ayağa kalkarken dönen başımla duraksadım. Komodinden tutundum, elimin altına gelen kitapla bakışlarımı komodine çevirdim. Dün akşam tekrar rafa fırlattığımdan emin olduğum kitaptı bu. Dünden beri garip olan her şeyin sorumlusu olabilirdi kendileri. Olanlar aklıma geldiğinde beynimde şimşekler çakmış gibi hissettim. Kafamı yavaşça yatağın diğer tarafına çevirdim. Dümdüz duran yorgan rahat bir nefes vermeme sebep oldu. Dün akşam gerçekten yaşandı mı yoksa rüya mı gördüm zerre fikrim yoktu.

AYDAN GELEN : ELPADORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin