B11 - "Yarım kalan sevgiye, şu emanet gülmeye, yaşamadan ölmeye itirazım var!"

5.1K 248 103
                                    

instagram hesabımı takip edin pliz hemerawho

Bölüm 11: "Yarım kalan sevgiye, şu emanet gülmeye, yaşamadan ölmeye itirazım var!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 11: "Yarım kalan sevgiye, şu emanet gülmeye, yaşamadan ölmeye itirazım var!"


"Her şeyini aldın mı?"

"Evet, yenge. Her şeyi üç kez kontrol ettim."

"Bak emin misin? Dördüncü kez de ben kontrol edeyim mi?"

"Yenge, bunaltma beni ne olursun ya! Zaten annem bir yandan emirlerini esirgemiyor benden. Sıkılıyorum he." Uzanarak yengemin elindeki bavulumu aldım. Kolumdaki ağrı henüz geçmediğinden hemen yüzüm buruştu. Yengem sinirli bir şekilde tekrar elimden aldı bavulumu.

"Etini yemeyeceğim bavulunun herhalde baldız." dedi gözlerini devirerek. Ardından içeri doğru, "Kızlar gelin halanızla görüşün. Gidiyor!" dedi yüksek sesle. Nedense bugün keyfi çok yerindeydi ve enerji doluydu. Umarım ben gidiyorum diye sevinmiyordu, çünkü zaten iki günden sonra geri dönecektim.

Gece saatlerindeydik. Bu yüzden benim enerji dolu olmam mümkün değildi. Cuma gününün akşamı yola çıkmalıydık ki yarın sabaha kadar Ankara'ya yetişebilelim. Şu an her zamanki gibi Simurg beni aşağıda bekliyordu. Bense çok yavaş hareket ediyordum. Hem yorgun olduğumdan hem de Simurg'u bekletmek hoşuma gittiği için bu şekilde davranıyordum.

"Hala!"

Küçük yeğenlerim odalarından çıktılar ve Defne koşarak bana doğru geldi. Derya'nın elinde telefonu olduğu için hareketleri ona kıyasla daha yavaştı. İkisini de bol bol ve sulu bir şekilde öptüm. Derya direkt yanağındaki öpücüğümü omzuyla sildi ama Defne, "Sen gelene kadar bu öpücüğü saklayacağım halam." dedi.

"Yerim seni çiçeğim." diyerek ona sıkıca sarıldım. "Hadi ben kaçtım. Annemler aşağıda beni bekliyor."

"Kendine iyi bak." dedi yengem. Onunla da görüştükten sonra bavulumu elinden aldım ve ardımdan sürükleyerek aşağı kata indirmeye başladım.

Ankara'ya gitmek için ne kadar yorgun olsam da çok hevesliydim. Bu hevesimin kaynağının ne olduğunu bilmiyordum ama tiyatronun, bu hevesin kaynakları içinde ilk sıralarda gelmediğine emindim. Sadece tiyatro için olamazdı bu hevesim ve heyecanım. Sanki başka bir şey varmış gibi. Ne olacaktı ki güya? Ne olmalıydı ki? Ne yani? Ne?

Aşağı kata geldiğimde annemin konuşan sesini duydum. "Simurg oğlum, otobüste yersiniz diye börek yaptım. Hüma'nın çantasının ön gözüne koydum."

Bu sırada kenarda duran Fatma Teyze, "Ben de senin sevdiğin soğuk çaydan hazırladım." dedi. "Yeni modaymış. Böyle meyveli tadı var."

"Çok teşekkür ederim." diyen Simurg'tu. "Size de eziyet oluyor."

"Asıl sana eziyet oluyor oğlum. İşini gücünü bırakarak bizim kızla gidiyorsun." Annemin Simurg'un koluna dokunduğunu ve gülümsediğini gördüm.

BATI MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin