yıl bitmeden bi bölüm dahaaa
Bölüm 20: "Yalnızlık yaradır bende sarılmaz, halimden derdimden kimse anlamaz"
"Merhaba, Hüma kızım. Nasılsın?"
Bu kez sahte bir şekilde gülümsemekle falan uğraşmadan direkt salona daldım ve dik dik salonumuzda oturan kadının suratına baktım. "Teşekkür ederim iyiyim ama ne işiniz var sizin burada ve bu çikolata şeyleri de ne oluyor?"
Annem hemen benim kabalığımı düzeltmek için ayağa kalktı. "Sen benim kızımı biliyorsun, Halime. Bakma onun bu hallerine. Biraz patavatsızdır."
Deminden sahte çiçekler gezinen suratı aniden düşen Halime Teyze beni baştan aşağı süzdü. Gözleriyle röntgenimi çekti desem daha doğru olur herhalde.
"Bilmez miyim?" Geri gelen gülümsemesi zorlayıcıydı. "Küçükken de böyleydi bu. Bir keresinde taş atarak Demir'in kaşını kanatmıştı. Eli de ağırdır biraz."
Bana karşı kullandığı bu negatif cümleleri ilk kez duymuyordum, çünkü küçüklüğümü bana dar eden birisiydi. Doğu Mahallesi'nden hoşlanmama nedenlerimden biri de oydu. Demir de hep yanlış olmasına rağmen annesinin tarafında durduğundan ona çok sinirleniyordum.
"Demir Simurg'u kolunu kırmıştı. Tek bir kaşı kanamış çok mu? O günden sonra kaç ay Simurg kolunu kullanamadı biliyor musunuz? Tam üç ay. Demir ise daha büyük cezayı hak ediyordu." dedim. Aniden sinirlenmiştim.
Annem kolumu tutarak beni uyardı. Benimkiler gibi mavi olan gözlerini Halime Teyze'ye çevirdi. "Simurg küçüklüğünden beri abisiyle yakın arkadaş olduğu için onu da herhalde bir abi olarak görüyor. Bir de çok haklısın, biraz patavatsız bir kız ama içinin ne kadar yumuşak olduğunu da herkes biliyordur."
Annem neden beni övüyor bu kadına?
Halime Teyze bana kötü kötü baktı. "Aman canım! Eskiden olmuş bitmiş şeyler." O zaman neden açıyorsun konuyu acaba? "Hazır gelmişken seninle de biraz konuşsam iyi olur, Hüma. Sohbet edebilir miyiz?"
Aniden değişen ses tonundan tahmin ettiğim şeyi söyleyeceği belliydi. Zaten annemin de gözleriyle beni uyarmasından kafamdaki şey daha da netleşiyordu. Bir şeye mecbur edilmeme ramak kalmış ortama yayılan kokuyu en iyi ben tanırdım. Omuz silkerek koltuğa oturdum. Annem de hemen karşıma geçti. Daha sakin tepkiler vermem için gözlerini yüzümden ayırmıyordu.
"Şöyle ki senin bir konuda fikrini almak istiyorum." dedi Halime Teyze. Kaşlarımı çattığımda kadın hızlıca boğazını temizledi. "Oğlum Demir..."
"Halime Teyze, lütfen düşündüğüm şeyi söyleyecekseniz söylemeyin."
"Anlamadım?" Kadın hızlıca anneme baktı. Ardından bana döndü. "Ben Demir'in seninle bu konuyu konuştuğunu sanıyordum da. Malum çok küçüklükten beri tanışıyorsunuz. Birbirinize karşı açıksınız diye düşünmüştüm. Benim oğlanın da işi gücü yerinde çok şükür. Doktor olduğunu biliyorsundur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATI MAHALLESİ
Teen FictionTAMAMLANDI! Mahur Hüma Çağıl yirmi bir yaşında, monoton hayatını yaşayan, üniversitelerarası tiyatro yarışmasına hazırlanan ve her gün ona aşık bir sürü insanla uğraşan normal bir kızdır. Ancak geride bıraktığı geçmişini hatırlamak istemiyor, hep ön...