0.5

42.4K 1.6K 461
                                    


"Çınar ve Ada."

İsmimi duymamla kafamı bir anlığına kaldırıp etrafa bakındım. Dün gece ağlamaktan uyuyamadığım için gözlerim uykusuzluğun verdiği acıyla kendiliğinden kapanıyordu. Tarih dersi için hoca herkesi bir kişiyle eleştirmişti bana da o kadar kişi arasından Çınar gelmişti. Ege'nin en yakın arkadaşı..

Gözlerimi onun sırasına çevirdiğimde onun da bana baktığını fark ettim. Yüzünde ufak bir sırıtışla göz kırptı. Çınar okulun altın çocuğu gibi bir şeydi. Ama biz ona kısaca playboy diyorduk.

Sıra arkadaşım ve en yakın arkadaşım Rüya eğilip kulağıma fısıldadı.
"Kızım sana meteor, bana kalas geldi ya."

Rüya'nın sesini duyan hemen arka sırada oturan Berke öne atıldı. "Dikkat edin kızlar benim kasırgam sizi alıp götürmesin."

Rüya arkasını dönmeden gülerken gözlerini devirdi.
"Tamam Berke, en yakışıklı sensin abi."

Teneffüs zili çalınca hemen ayağa kalktım çantamı omzuma taktım. "Makyaj tazelemeye mi gidiyorsun?" dedi Rüya çantamı aldığımı görünce. Bende umursamazlıkla başımı sakladım.

Tuvalete doğru yürürken birinin arkamdan seslenmesiyle sıkıntıyla nefes alıp verdim. "Ştt Arıza."

Arkamı dönüp sinirle Çınar'a bakmaya başladım. "Ne istiyorsun?"

Ses tonum hoşuna gitmemişti bu yüzden yüz ifadesi sert bir görünüme kavuştu sarı saçlarını eliyle düzeltti. "Merak etme bende sana meraklı değilim. Şu ödev işini konuşalım demek için geldim."

Çınar'la konuşurken Ege'nin ikimizin olduğu yere baktığını fark ettim. Her seferinde gözlerinde gördüğüm nefret yerin en dibine çakılmamı sağlıyordu.

"Tamam, sonra konuşsak olur mu?" ellerimin titremeye başladığını fark edince endişelendim. "Şu ödev işini."

Çınar titrediğimi fark edince kaşlarını merakla çattı. "Sen iyi misin?"

"Gitmem lazım." dedim ve arkamı dönüp hızla yürümeye başladım. Tuvalete adım atar atmaz boş bir yer aradım ama hepsi doluydu aynanın önünde makyaj yapan kızlar vardı. Ne yapacağım diye düşünürken aklıma müzik odası geldi eski olduğu için oraya kimse girmezdi hemen tuvaletten çıkıp oraya gitmeye başladım.

Tahmin ettiğim gibi kimse yoktu bakımsız sıralar ve bir kaç kutu dışında. Yere oturup başımı duvara yasladım. Çantamdan çıkardığım poşette ki uyuşturucuyu elime aldım. Ellerim poşeti açarken titriyordu bu yüzden açmam uzun sürmüştü. Çıkardığım gibi hemen ağzıma attım zaten bir dakika sonra kendimden geçmeye başlamıştım. Aslında iki haftadır içmiyordum sonunda başarmıştım ama dün gece Ege'nin attığı mesaj bunu yıkmayı başarmıştı.

Gözlerim kapanmaya başlarken kapının açıldığını fark ettim bir tepki veremiyordum sadece boş boş bakıyordum çabalayıp kafamı biraz daha kaldırdım kimin geldiğini görmek için.

"Ne işin var burada?" dedim telaşla bana bakan Çınar'a.

Endişeli bir halde yanıma oturup elleriyle yüzümü kapladı. "Kızım ne içtin sen?" Onun bu hali gülmeme neden olmuştu konuşmaya gücüm yoktu bu yüzden fısıldadım. "Patlayan şeker. İster misin?"

"Uçmuşsun sen."

"N-Nolur kimseye söyleme.." dedim bilincimi kaybetmeden önce.

Yarım saat kadar bir süre sonra gözlerimi açmayı başarmıştım kendime nihayet gelmiştim. "Sonunda!" Çınar'ın sesiyle aniden başımı kaldırdım korkuyla. "İyi misin?" karşımda boş sıralardan birine oturmuş beni izleyen Çınar'a bakmaya başladım.
"Ben iyiyim sen niye gitmedin?"

"Tamam şerefsiz biri olabilirim ama o kadar da değil."

"Evet, bekliyorum." dedi elini çenesine koyup bana bakarak.

"Neyi?"

"Açıklama yapmanı."

"Açıklama yapacak bir şey yok."

"Öyle mi? Peki o zaman gidip müdüre anlatayım ona da aynı böyle dersin." sırasından kalkarak kapıya yöneldiğinde bende ayağa kalktım. "İspiyonculuk yapacaksın yani."

Kapıdan uzaklaşarak karşımda durdu.
"Anlat o zaman. Ne zaman başladın?"

"İki ay önce." Çınar sanki ömür boyu demişim gibi bana garip bir bakış attı. "Bırakmayı denemedin mi?" sorgulaması daha çok suçluyor gibi geliyordu. Sanki böyle olmasını ben istemişim gibi. "Denedim başardım da. İki haftadır almıyordum."

"Ama şimdi aldın. Demek ki kötü bir şey olmuş."

Evet, mesela sevdiğim çocuğun beni bir sürtük olarak gördüğünü öğrendim.

"Hep kötü bir şey oluyor." çaresizlik içinde yutkundum. "Benim hayatımda iyi diye bir kelime yok."

"Artık var." kendini işaret ederek sırıttı. "Ben varım bebeğim."

"Kes dalgayı."

Bir şeyin yeni farkına varmış gibi aniden yüzü değişti. "Ölebilirdin." Ölüm seçeneğine kendimi o kadar hazırlamıştım ki artık sıradan bir şey gibi geliyordu.

"Ege yüzünden mi?" hoşnutsuz bir sesle sordu. Ege'nin ismini duymamla afalladım. "Ne?"

"Tüm bunlar diyorum onun yüzünden mi?"

"Hayır."

"Babam öldükten sonra başladım." tüm o eski anları hatırlayınca yüzüm acıyla buruştu. "Çok acı çekiyordum. İyi hissetmek istedim."

"Şimdi anladım. Tüm yaptığın o saçmalıklar bu yüzden oldu."

"Almayınca kendimi kaybediyorum." dedim açıklama yaparcasına.

Çınar anlayışla bana bakarken doğru kelimeleri seçmeye çalışıyordu.
"Ege'ye anlatmalısın."

"Sakın!" Ege'nin bunu öğrendiği düşüncesi bile karnıma ağrılar sokuyordu. "Kimseye söylemeyeceksin değil mi?" çaresizliğimi göstermek adına gözlerim doldu. Çınar eliyle kapıyı işaret etti. "Bir daha kullanırsan gidip söylerim müdüre." dedi uyarırcasına.

"Tamam kullanmayacağım." kabul etmekten başka çarem yoktu kullansam bile nereden haberi olacaktı ki? Gözlerinden bana inanmadığını anlayabiliyordum.
"Söz ver."

"Söz."

Sıradaki derse yetişmek için okul formamı düzelttim dağılan kahverengi saçlarımı elimle arkaya attım.

"İyi olduğuna eminsin değil mi ?"

Başımı onaylarcasına salladım.
"Sağol."

"Ne için?"

Yerdeki çantamı elime alırken cevap verdim. "Yanımda olup gitmediğin için."

"Bir şey değil." omzunu kıvırdı. "İyi günüme denk geldin."







______

Çınar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sizce yeni bölüm nasıldı?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Son Bir Defa | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin