twenty eight

1.4K 133 61
                                    

seungmin

"Flörtünle buluşacağın için tipini düzeltmek adına beni yarım saat bekletmeni unutmayacağım kuçu." İhanete uğramış bir şekilde yakın arkadaşıma döndüğümde o çoktan sırıtıyordu bile. "Bir daha haberim yoktu ayağına yatıp beni geçiştirmeye çalışma, iyi eğlenceler!"

İçimden Felix'e küfürler yağdırırken hemen yanımda
yürüyen adama bakmaktan kaçındım.

"Felix'e bayılıyorum." Boş bakışlarımı gönderdim yürümeye devam ederken. "Sürekli haklı konuşuyor."

Utançla dirseğimi beline geçirmeye çalıştığımda kahkaha attı ve elleri cebindeyken bir adım ileri zıpladı. İkimiz de yaptığımız hareketlere güldüğümüzde bir süre sonra göz göze gelmiştik.

Ben sessizce ona bakarken eli kolumu buldu ve beni yanına çekti. "Bugün ne yapıyoruz?"

Yemek yemeye gideceğimizi konuşmamış mıydık zaten?

"Yemek yiyeceğiz demiştik." Yüzüne sahte bir kırgınlık yerleştirerek baktı bu sefer de. "Yok sen beni sevmiyorsun, anladım ben."

"Changbin." Karşıya geçeceğimiz için yoldaki arabaları kontrol ettikten sonra devam ettim cümleme. "İyi misin sen? Yemek yiyeceğiz işte."

"Sonra ne yapacağız?" Kaşlarını kaldırdı.

Demek söylemek istediği buydu. Açık açık söyleyemeyişine güldüm içimden.

"Bilmem, ne yapmak istersin?" Aklıma birkaç fikir geldiğinde saat geç olacağı için onları eledim. O da düşünüyor olmalıydı ki adımlarını durdurmuş ve yola odaklanmıştı.

"Bana gelmek ister misin?" Düşünmeden ağzımdan çıkan kelimeler ile kendime inanamadım. Eve davet etmek tabii ki çok normal bir şeydi ancak gelmek istemeyebilirdi ve o reddederse kırılacağımı da içten içe biliyordum.

"Senin için sakıncası yoksa bana uyar." Kabul etmesi ile içten bir gülümseme sardı yüzümü.

"Bence yemek yemeye gitmek yerine markete gidelim ve malzeme alalım." Onaylar şekilde kafa salladı.

İlerlediğimiz yolu üşenmeden geri dönerken müzik zevklerimiz hakkında konuşuyorduk. En sevdiğim şarkılardan biri olan Drown'ı bilmemesi üzerine ona inanamadığımı ve acilen dinlemesi gerektiğini söylemiştim.

O da bana sevdiği birkaç şarkıyı söyledikten sonra cebinden telefonunu çıkardı ve kulaklığını çıkardı. Tekini bana verirken bir yandan da dosyalarını açtı. Kaşlarım çatık halde ne yaptığını anlamaya çalışırken kulağıma dolan sesi ile dondum.

"Changbin." Gözlerimiz buluştuğunda gülümsedi. "Söylenen her şeye inanma güzellik." Yanağımdan makas alarak yürümeye devam ettiğinde ben hâlâ duyduğum şeyi idrak etmeye çalışıyordum.

Çünkü şu an Changbin'in sesinden Drown dinliyordum.

"Ya Changbin!" Koşar adımlarla yanına ulaştım. "Nereden duymuştun?"

Dudaklarını ıslattı bir yandan da ellerini ceketinin cebine yerleştirirken. "Instagram postunda görmüştüm. Dinlemek istedim."

tattoo, chanlixWhere stories live. Discover now