twenty nine

1.4K 131 75
                                    

"İnanamıyorum böyle bir şey olduğuna!" Sevgilimin telefonunun ekranını süsleyen arkadaşımın fotoğrafı yüzünden hâlâ şoktaydım. Tamam, flört olduklarını biliyordum ve konuşuyorlardı ancak Seungmin'in bu kadar çabuk ısınacağını düşünmemiştim.

"Tatlı görünüyor ancak Changbin'e laf atmamın üstünden saatler geçmişken böyle bir fotoğrafla beni susturması hiç hoş olmadı."

Chan'ın cümlesine kıkırdarken bir yandan da yaklaşık on dakika önce izlemeyi bıraktığımız filmi kapatmaya çalışıyordum. "Çok kıskandım şu an."

"Felix farkında mısın bilmiyorum ama bizim etkinliğimizi kopyaladılar bebeğim."

Bıkkın bir nefes vermeme karşılık olarak beni dizlerine yatırdı ve burnumun ucuna vurdu. Kıkırdadım elini iterken. "Heyecanlı işte, flört ediyorlar ve ilişkiye başlamaya yaklaşıyorlar. Çok güzel."

İnanamaz bakışlarını yüzümde hissediyordum."Kırk yıldır evliymişiz de aşkımız bitmiş gibi konuşman beni benden alıyor minik civciv." Belimdeki tikim ile oynaması ile olduğum yerde zıpladım. "Ya Chan!"

Durmadan devam ettiğinde karnımı da gıdıklamaya başladı. "Sıkıldın mı Lee Felix? İlişkimizin heyecanı mı kalmadı?" Gülmeye devam ederken hâlâ ellerini itmeye çalışıyordum ancak gözümden gelen yaşlar ile gülmem daha da artıyordu.

"Ay Chan, hayır. Hayır ya ne alakası var? Bırak beni." Bir süre devam etse de sonrasında hareketlerinin durması ile derin bir nefes aldım.

"Oh."

Gülerek gözümün altındaki yaşları sildi.

"Kötü bir sevgilisin." Eğlendiğini belli eden yüz ifadesine ek olarak bana katılmadığını göstermek için başını da iki yana salladı.

"Sıkıldığın bir sevgiliyim desene şuna." Ses tonu ile karşımdaki kocaman peluş bir ayıya benzeyen sevgilimin kucağına yerleştim güzelce. Gözleri saniyeliğine bana dönse de trip atıyormuşçasına uzaklaştırmıştı yüzünü benden.

"Channie." Elim yanağını buldu ve yüzünü kendi yüzüme yaklaştırdım. İlk önce yanaklarını öpücükler ile süsledikten sonra dudağına da minik bir öpücük bırakmıştım. "Sıkılabilir miyim ya ben senden?"

Tek kaşını kaldırdı ancak gülmemek için kendini zorladığını görebiliyordum.

"Sıkılmam." Başımı göğsüne yasladım ve ona sarıldım. Kolları ile beni sarmaladığında gerçekten kendimi dünyadaki en huzurlu insan gibi hissediyordum.

"Bugün bara gelmek ister misiniz?" Cevap vermemi beklemeden devam etti.

"Normalde sahneleri yoktu ancak çıkacak olan kişi sahnesini iptal etmiş." Anladığımı belli edercesine tişörtüne sürttüm yüzümü.

"Olur, gideriz."

Biraz daha koltukta sarıldıktan sonra hazırlanmak için Chan'dan ayrılmış, evimin yolunu tutmuştum. Bu sırada bizimkiler ile konuşuyor ve ne giyeceğimize karar vermeye çalışıyorduk.

"Oldu Hyunjin, etek giyeyim istersen?"

"Chan hyung'a zorluk çıkartmak istemem Lix'im. Ama ona özel giymek istersen bilemem tabii." Gözlerimi devirdim cümlelerine karşı. Dolabımda duran, sadece beğendiğim için aldığım etekler aklıma gelince somurttum.

Renkli giyiniyordum ancak dışarıda hiç etek giymemiştim. Beğendiğim için fotoğraflarını Hyunjin'e atıyor onun da gazı ile satın alıyordum ancak hep dolabımda duruyorlardı.

"Şortlarımdan birini giyeceğim galiba." Evimin önüne geldiğimde telefonu kapatmış ve hızlıca hazırlanmak için koşarak merdivenleri çıkmıştım.

tattoo, chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin