3:İlk Ölüm

416 24 0
                                    

Olmamalı,olmamalı,olmamalı.Böyle hissedemem.Benim hayatım belli,ölene kadar bakire yaşamak.

''Bari biraz ekmek ye Mari.''

Lily bana birşeyler söyleyince düşüncülerimden sıyrıldım.

''Yok aç değilim Lils.Aaa!Merlin seni gibi baykuşun-''
''Sakin ol!Al mektubu,oku.''

Mektubu aldım ve baykuşun dalıp dağıttığı saçlarımı düzelttim.Sonra mektubu okumaya başladım.

Maria

Annen erken doğum yaptı.Anthony Benedict ve 4. Albert David dünyaya geldi.Ama doğumda anneni kaybettik.Hepimiz çok üzgünüz.İkizler de yaşıyor.
2. Edward Paul

''Ne yazıyor?''
''Annem ölmüş Lils.Ölmüş.''

Lily birkaç saniye sessiz kaldı.Bense şoka girdim.

''Hayır!Ölmedi!Annem ölmedi!O aşağılık babama inanmıyorum!Anastasia'ya yazacağım!Hayır ölmedi!Ölü bedeni önüme getirilmeden kabul etmem!''

Gözümde yaşlarla yatakhaneye doğru koştum.

Nana
Annemiz gerçekten öldü mü?Babama söyle,eve getirsin beni.

Mari

Kağıda hemen 2 cümle karaladım ve baykuşhanede baykuşum Daphne'ye verdim.Büyük ihtimal 1 gün sonra ulaşacaktı.Bu yüzden elim kolum bağlı beklemem gerekiyordu.

Sonraki derslere girmedim.Yanımda getirdiğim fotoğraflara bakıp ağladım.Lily yatakhaneye geldiği zaman gözyaşlarımı sildim

''Ağlama.''
''Annem öldü,şimdi ağlamayacağım da ne zaman ağlayacağım?''

Biraz da onun omzunda ağladım.Sonra Ortak Salon'a indi.Birkaç dakika sonra koşarak tekrar geldi.

''Black ve Potter aşağıda derslere neden gelmediğini bilmedilleri için seninle dalga gaçiyorlar.Sana 'Derslere girmek gensel bakımdan kıt beynine girmemiştir.'' falan diyorlar.Ailen dalga konusu aralarında galiba.''

O sırada hemen kalktım.Banyoya girdim,yüzüme belki 30 kere soğuk su çarptığımda kızarmış yüzüm normale döndü.

Cübbemi düzelttim,saçlarımı sıkı bir topuz yaptım.Hogwarts'a getirdiğim düz demir yüzüğü taktım.Yani kendi çapımda süslendim.

Sonra Ortak Salon'a indim.Black ve Potter yanlarındaki Lupin ve Petingrew ile kahkaha atıyordu.Yanlarına gittiğimde beni farketmediler.Bana en yakın olan Black'i dürttüm.

''Lily söyledi.Bugün aranızda dalga konusu olmuşum.Ailemin yüzyıllar boyunca olan saçma salak kararlarından sorumlu tutulmuşum-''
''O kadar da büyütme-''
''Sus.Sözümü kesme.Neden derslere gelmediğimi sorgulayıp bunu komik bulmuşsunuz.Bu sabah annemin ölüm mektubunu aldım.Benimle daha fazla dalga geçmeyin.İnsanı bıktırıyorsunuz.Bu zorbalık.Şimdi,size iyi eğlenceler.Hoşça kalın.''

Yatakhaneye giderken gözlerim yine yaşlarla doldu.O gece çok kötü geçti.Kaşlarım çatık uyuduğum için sabah çok kötü bir baş ağrısıyla uyandım.İksir dersindeyken McGonagall beni istedi.

''Babanız geldi Miss.Profesör Dumbledore'un ofisinde sizi bekliyor.''

McGonagall ile Dumbledore'un ofisine gittik.Babam orada duruyordu.Tek bir kelime etmeden dışarı çıktık.Hogwarts'ın arazisinden çıkınca cisimlendik.

Malikanenin içine girdiğim anda annemin odasına koştum.Yanında 10 çocuk ve odanın köşesinde içi boş iki beşik vardı.Birkaç saniye sonra bebek ağlaması malikenin içinde yankılanmaya başladı.

Annemin yüzüne kadar olan bedeni beyaz bir örtüyle kapatılmıştı.

''Çıkın.''

Beni dinleyip hepsi dışarı çıktığında örtüyü kaldırdım.Ellerim her zamankinden daha çok titriyordu.

Üzerinde beyaz bir elbise vardı.Lekesiz,bembeyaz ve içindekini meleğe benzeten bir elbise.Elini tuttum.Çok soğuktu eli,grileşmeye başlamıştı.

''Anne...Ben,ne diyeceğimi bilmiyorum.Evrenin en iyi kadını olarak en kötü hayatı yaşadın.Şimdi yanında biraz gözyaşı dökeceğim.Ama bir daha asla ağlamayacağım.Asla.''

Bundan sonra boğazıma acı verici bir yumru oturdu.Konuşamadım.Gözlerim dolunca kendimi annemin bedenine bastırdım ve ağlamaya başladım.Her nefesten sonra sarsıldığım için annemin bedeni de sarsıldı.Saçlarını okşadım,ellerini öptüm annemin.

O gece ağlayarak uyumamak için kendimi zor tuttum.Anneme bir söz vermiştim ve tutacaktım.

Sabah annemin odasındaki yatak boştu.Anastasia'dan sabah çok erkenden annemi götürdüklerini öğrendim.Öğle saatlerinde cenaze töreni vardı.Sadece biz,baabm ve annemin kardeşleri katılacaktı.Buna rağmen 23 kişi olacaktı.

Öğle saatlerinde zaten yağan yağmur sağanağa dönüştü.Hepimiz siyah giyinmiştik.Kıyafetlerimizin bileklerinden ve yakasından içeri giren soğuk rüzgara rağmen sırtımız dik,boynumuz bükük duruyorduk.Üzerinde 'Maria Charlotte Spielberg' yazan tahta tabut kazılan çukura koyuldu.En büyük kız olan bana ve en büyük oğlan olan Edward'a bir kürek verdiler.Şemsiyemi kapatıp Anastasia'ya verdim.İliklerime kadar ıslanırken annemin tabutunun üstüne çamur kıvamına gelen topraktan attım.Önce tabut gözden kayboldu,sonraysa çukur doldu.Mezarın yanlarında beyaz mermer vardı ve mermerin üzerine birçok anlamlı bitki ve şekil işlenmişti.Mezar taşı da beyaz mermerdi,üzerinde annemin adı vardı.

Biraz daha orada durdum.Parmak uçlarım tamamen hissizdi,üzerimde üşümenin verdiği huzursuzluk vardı.Ama karnımda hissettiğim şey beni herşeyden daha çok huysuz yapıyordu,annem şuan toprağın altındaydı.Önce gözleri,beyni,midesi ve bağırsakları sonra tüm vücudu çüreyecekti.Kahve saçları ve kahve gözleriyle bana bakmayacaktı bir daha.En sonunda kemikleri kalacaktı.

Bölüm ÇOK geç geldi sorry,bence 2 saatte iyi iş çıkardım.Medya:Sakalımın postiş olduğunu iddia etmeyecektin!

Bir Spielberg Kızı:Çapulcular DönemiWhere stories live. Discover now