30:Cevabım?

150 15 0
                                    

her ne kadar jily yazmaya çok hevesle başlasam da artık olmuyor,ana karaketirimden 3 bölümdür saptım.geçen bölüm tam da lily'nin farkındalığında bitti.burada da hemen çiftin üzerinden geçeceğim ve eğlenceli kısım başlayacak.

Lily ile James'in sevgililik haberi ile ne kadar mutlu olduğumu kimse tahmin edemez.Hayatımda hiç bu kadar iyi hissetmemiştim demek bir yalan olur ama cidden mutlu oldum.

Şu anda ise Ortak Salon'da oturmuş,mutfaktan aldığım kahvemi içerken ödev yapıyorum.Saçlarım yüzüme geldiği için bir toka aradım etrafımda.Bulduğum tokayla saçımı hızla topladım ve ödeve geri döndüm,bu ödev ne zaman bitecek!

Ortak Salon'a gürültüyle giren dörtlünün bile dikkatimi dağıtmasına izin vermedim.Çok fazla kahve koyduğum için ham petrole benzeyen kahveye rağmen esnedim,sonra da kahvemi kafaya diktim.Bu kadar acı kahve karşında çoğu insan yüzünü buruşturur,bense sanki şekersiz,4 koca kaşık kahve koyduğum kahveyi değil de şekerli ve sütlü bir kahve içer gibi tek dikişte bitirdim.

Yanımda büyülediğim ve suyu sıcak tutan şişeden kupaya su doldurdum,sonra da içine kahve koyup karıştırmaya başladım.Sol elimle kahveyi karıştırırken sağ elimle harıl harıl yazı yazıyordum.

Arkadaki sesler giderek uzaklaştı.En sonunda bir kapı kapanma sesi duydum.Sesten birkaç dakika sonra yanıma birinin geldiğini hissedip başımı kaldırdım.

Sirius'un Gözünden:

Utana sıkıla yanına gittim.Masayı fena dağıtmıştı,her taraf onun güzel,temiz yazısıyla doluydu.Masada kahve lekeleri de vardı.Yaklaşık 2 litrelik bir şişe ve koca bir kavanoz kahve lekeleri açıklar nitelikteydi.

Benim burada olduğumu farkedince başını kaldırdı,şöminenin ateşi ile yüzünde şekilden şekile giren gölgeler oluşmuştu ve bu onu bin kat daha güzel gösteriyordu,saçları biraz dağınık da olsa topluydu ve soğuk kahve saçları bu ışığın altında çok da iyi görünüyordu.Gözlerinin içine bakamadım maalesef.

"Nasılsın?"

Uğraştığı ödevi bırakmıştı artık,ellerini birbirine kenetledi ve bana bakarak konuşmaya odaklandı.

"İyi,sen?"

Bir anda gelen cesaret dalgası ile yüzüne baktım.Gözleri bir karadeliği andırmıyordu,normal gözdü.Ama Maria'nın gözleri oldukları için her şekilde kusursuz geldi bana.Güzel olduğu için sevmeye başlamamıştım ben,ben sevdiğim için güzel olmuştu.*

"Ben de iyiyim."

Sonraki uzun sessizlik boyunca kendime özgüven aşılamayı denedim.'Sen Sirius Black'sin,tüm kızlar seni sever.' gibi şeyler.İşe de yaradı.Bir anda elimi beline atıp onu kendime yaklaştırdım.

Büyük ihtimal içtiği kahvelerden dolayı kahve kokuyordu,kahve sevmeme rağmen kokuyu içime çektim.

"Sirius,ne yapıyorsun?"

Ben artık kendi hareketlerimi kontrol etme ve mantıklı davranma sınırını geçmiştim.1 yıldır uzaktan izliyorum,bir zahmet sınırları geçeyim.

"Seni seviyorum."

Başını hafif aşağı eğdi ve utançla yüzünü kapamaya çalıştı.Çenesinden tuttum ve başını kaldırdım.Heyecandan ikimizin de nefes alış verişi hızlanmıştı.

"Cevabım?"

Ben sözlü bir şey beklerken bu sefer de öne eğildi ve dudaklarımızı birleştirdi.Ayrıldığımızda pembeleşmiş yanaklarıyla ödevine devam etti,ben de onun ödev yapışını izledim.Ödevi sonunda bitince benden eşyalar için yardım istedi.

Bir elinde asası ile eşyaları havalandırıyor,diğer eliyle de parşömen yığını tutuyordu,ben de hatrı sayılır miktarda eşya tutuyordum.Eşyaları odasına kadar götürecektim ki Rowena Ravenclaw'un yaptığı büyünün gazabına uğradım.

Hemen benim elimdeki eşyaları da havandırdı ama ben yere sertçe düştüm.Birkaç küfürle ayağa kalktım ve en sonunda birbirimize iyi geceler dileyip yatakhanelere gittik...

SONUNDA DEMEK İSTİYORUM!Medya:Koydum mu hatırlamıyorum ama yine bir Remus fanart.

Bir Spielberg Kızı:Çapulcular DönemiWhere stories live. Discover now