🎙5🎶 Hiç kırgınlık kalmasın..

60 5 0
                                    

Yanı üzere uzanmış diğerinin uyanmasını beklerken odayı dolduran gün ışığının duvarlardan onun üzerine indiği anlarda bir çiçeğin taçlarını açarak güne uyanması gibi yavaşça aralanan gözlerini gülümseyerek karşıladı. İlkin örtüsünü başına kadar çekip güneşi reddetti. Bir kere uyanınca devam edemeyeceğini bilerek gerindi, önce ayaklarını indirdi yataktan sonra koşar adım çıktı odadan, koridordaki umumî lavabolara gitti. O gelene kadar yanında yer açtı. Koşar adım geri gelen oğlan, yanındaki boşluğa sokulunca gülümsedi. Dağınık saçlarını iyice dağıttı.

"Hâlâ inanamıyorum.."

"Bir ay oldu."

"İnanmam için dürüstlüğünü hissetmeme izin ver."

Fısıltılar aralarındaki kısacık boşlukta dolaşıyordu. Bedenine sarınan kolların, göğsündeki ağırlığın etkisi ile baş etmek her geçen gün daha da zorlaşıyordu. Yine de bundan zerre kadar olsun şikâyetçi değildi.

"Dersimiz sekizde" diye hatırlattı ona. Uykunun ve biraz da kendisinin dağıttığı saçları parmakları ile yatıştırdı.

"Biraz daha.." diye mırıldandı KyungSoo.

"Diğerleri uyanacak."

KyungSoo kendilerinden başka iki ranza daha olduğunu hatırlayınca homurdanarak doğruldu. Kasabada iken daha rahat olduğu şeylerin başında onunla uyumak geliyordu. Fakat her nedense Jongin, yurda girdikleri ilk günden bunu reddetmişti. Sabahları yanında şöyle biraz daha kestirmekten başka müsaade yoktu.

"Senden önce hazır olacağım" diye meydan okudu Jongin'e. Topuklarının üzerinde ses yapmadan dolabına ulaştı. Erkenden dersleri olan zavallı çömezler onlardı ve erkenden kalkıp sessizce çıkmak zorunda olanlar da onlardı. İkinci haftalarında odadaki üstler arasında bir sefer gürültü başka sefer de sigara yüzünden kavga çıktığından beri emanet yaşıyorlardı.

Jongin banyolarda iken çantasını da alıp odadan çıktı. Tek omzuna astığı çantada giriş dersleri için tuttuğu defterler ve kütüphaneden aldığı kitaplar vardı. Gün içinde onları iade etmesi ve Jongin'in alması gerekiyordu. Ders kitapları hâlâ kitapçılara gelmediğinden kendilerince böyle bir çözüm bulmuşlardı.

"Beklesene!"

Merdivenlerden inerken yetişti ona Jongin, bir eli omzunda iken yanağına hafifçe vurdu.

"Bugün kütüphaneye uğramamız gerek."

"Hay hay.. Kahvaltıda ne alalım?"

"Haşlanmış yumurta, biber kızartması ve çay tabi ki!"

"Yine mi?" diye buruşturdu Jongin yüzünü.

"Yurdun verdiği kahvaltı fişinin dışına çıkmak istemiyorum. Ekin Festivaline izleyici olarak katılmak bile çok para!"

"Sana destek atarım, tost yiyelim."

"Destek atmak için bu kadar hevesli olma, daha öğle yemeği var. Bu hafta sonu Amerikan sinemasından bir film geliyor demiştin. Jonginaah, bu şehir insanın cebini delik deşik ediyor, hem de hiç acımadan."

"Ehh büyük şehrin cilvesi nazı o da."

"Ben şimdiden bıktım bu nazdan."

Dokunmadım Kalan ŞarkılaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin